Merhaba değerli dostlar;
Bugün yazacağım yazımda sizlerle değişik bir konuda birlikte olacağım. Yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere o kadar çok sahte yüzler ve yapmacık gülüşlerle karşılaşıyoruz ki; bunu sözcüklerle anlatmak mümkün değil. Mümkün olmadığını belirtiyorum çünkü o derece çıkar toplumu olduk. Çıkar toplumu olduğumuz gibi oldukça da yozlaştık.
Yaşadığımız gerek şehirlerde gerekse mahallelerde bu “Sahte Yüzler ve Yapmacık Gülüşlerle” karşılaşmışız ya da karşılaşmaktayız. Yeter ki kişilerin sizlerden bir menfaati olmasın. Bunu gerek Genel Seçimlerde gerekse yerel seçimlerde daha ne bir şekilde görmek daha da mümkün oluyor.
Hepimizin bileceği üzere bizler sadece ve sadece seçimden seçime hatırlanan bireyler değil miyiz? Bilmiyorum sizler ne düşünüyorsunuz bu konu da ama bana göre gerçek öyle. Çünkü seçilecek olan Milletvekili adayları veya Belediye Başkan adayları bizlerin oylarını alabilmek için işte o “Sahte Yüzleri ve Yapmacık Gülüşleri” ile karşımıza gelmiyorlar mı? O sahte yüzleri ve yapmacık gülüşleri ile karşımıza gelip bizlerden oy istemiyorlar mı? Evet istiyorlar. Bizler de onların o sahte yüzlerine ve yapmacık gülüşleri ile bizlere vermiş oldukları vaadlere inanarak onlara oy vermiyor muyuz? Ki; her zaman olduğu gibi tıpış tıpış sandığa gidip onlara oy veriyoruz……
Eeeeee sonra ne oluyor? Sonrası malum her şey ortada. O sahte gülüşler yapmacık gülüşler birden yok olup gidiyor ve bizler de hiç mi hiç hatırlanmıyoruz. Hatırlanmadığımız gibi de unutulup gidiyoruz. Herhalde bunu da normal karşılamamız gerek çünkü o sahte yüzleri ve yapmacık gülüşleri ile bizleri nasıl olsa aldatıp oylarımızı da alıp Milletvekili veya Belediye Başkanı seçilmiş oldular. Niye bizleri hatırlasınlar ki? Ne gerek var buna.
Hani o seçim dönemlerinde bizlere vermiş oldukları telefon numaralarına ne demeli? Diyecek bir şey yok. Verilen telefon numaralarını aradığınızda karşımıza çıkan telesekreter ya bu numara kullanılmamaktadır ya da aradığınız numaraya ulaşılamıyor diye cevap vermiyor mu? En can sıkıcı olanı da bu olsa gerek.
Tabi iş bunla da kalmıyor. Bir de bunların güvenlik duvarları var biliyorsunuz. Kim bunlar diye soracak olursanız. İyi yalan söylemeye iyi eğitilmiş sekreterler, danışmanlar vs. Çünkü bu güvenlik duvarlarını aşmanız hiç mi hiç kolay olmuyor. Hele ki bunlara bir işiniz düşmesin yandınız. Ananızdan emdiğiniz süt burnunuzda geliverir.
Eeee ne yapalım canım adam nasıl olsa Milletvekili ya da Belediye Başkanı oldu ya. Yapacağı yığınlarca bir sürü iş dururken bir de bizim dertlerimizle mi uğraşsın yani. İyi de asıl sorun da bu ya. Hani bizlerden oy istemeye o sahte yüzleri yapmacık gülüşleri ile geldiklerinde hiç böyle söylemiyorlardı. Ne oldu peki o sahte yüzlere ve yapmacık gülüşlere. Ne olacak? Zaman o zamandı. Zaman o zaman olduğu için o sahte yüzler yapmacık gülüşler yok olup gitti.
Yukarıda da belirttiğim gibi nasıl olsa seçildiler ve bizleri de unutup gittiler. Aynı o sahte yüzleri ve yapmacık gülüşlerinin yok olup gitti gibi.
Evet değerli dostlar biz biz olalım hiçbir zaman için o “Sahte Yüzlere ve Yapmacık Gülüşlere” aldanmayalım. Tıpkı kuvvetli gelen sellere kapılıp gittiğimiz gibi.
Bir başka yazımda buluşmak üzere şimdilik hoşçakalın dostçakalın saygı ve sevgilerimle
YORUMLAR