Bilindiği gibi mezun olduklarında ettikleri yemin dışında Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyen teğmenler ihraç edildi.
Doğrusunu isterseniz konu son derece ilginç…
Neden mi?
Şöyle bir düşünün, bu olay başka bir ülkede olsa…
Örneğin ABD’de…
Almanya’da…
İngiltere’ de…
Ya da Yunanistan’da çok bir şey fark etmiyor.
Mezun olan teğmenler…
Ettikleri yemin dışında o ülkenin kurtarıcısı ve kurucu liderine bağlılık yemini etmiş olsalar emin olun ilgili ülke yöneticileri onlarla gurur duyar ve tüm toplumda çok büyük takdirle karşılanırlardı.
Ama bizde öyle olmadı…
Hatta olmadığı gibi o teğmenlerin cezalandırılmaları ile ilgili kampanya bile başlatıldı.
Ve sonuçta…
O pırıl pırıl bölüm birincisi de olan genç, yetenekli teğmenler ordudan atıldı.
Bunu bazıları sureti haktan görünerek ettikleri yeminin dışına çıkmaları nedeniyle disiplinsizlik olarak da adlandırdı ama…
Bugüne kadar ordu içine sızan tarikat ve cemaatlerle, geçmişte de yaşandığı gibi onların merkezi ordu emir sistemini bozabilecekleriyle ilgili tek söz bile söylemeyip…
Üstelik ülkenin kurucu liderine bağlılıklarını göstermelerini disiplinsizlik olarak görmeleri de kanımca…
Ayrı bir şekilde değerlendirilmelidir diye düşünüyorum.
Peki sizce…
Bir ülkenin askerlerinin Ülkenin kurucu liderine bağlılık yanında laikliğe ve Cumhuriyete sahip çıkmaları anlamına gelen bu söz vermelerinden kim rahatsız olur?
Elbette laiklik ve cumhuriyete…
Yani ulus devlete karşı olup ülkeyi çok kimlikli tarikat ve cemaatlerle etnik kimliklere ayrıştırmak isteyenler değil mi?
Hem zaten askerlere karşı linç kampanyasını yöneten ve cezalandırılmalarını isteyenlerin yıllardır Türk ulus kimliği karşıtı olmaları tesadüfle açıklanabilir mi?
Elbette açıklanamaz ama asıl olay nedir biliyor musunuz?
Ya da Yıllar öncesinde yapılan…
Ergenekon…
Balyoz ve benzeri adlarla askere yapılan operasyonların gerçek amacını…
Bilindiği gibi ABD 2000’li yılların başlarında ülkemize Çekiç Güç adı altında çok sayıda askerini yerleştirmek istemekteydi…
Hükümet bu konuda çok istekliydi ama meclis ve asker ulusal duruştan taviz vermiyor, bunu kabul etmeyip tepki gösteriyorlardı…
Bu nedenle de…
Askerin ulusal olmaktan çıkarılıp, tamamen iktidarın emri altına sokulması…
Ve bunun yanında da meclisin sesinin kısılması ve kararların bir kişi tarafından verilmesi isteniyordu…
İşte az önce saydığım Ergenekon ve benzeri operasyonların amacı; o tarihlerdeki AB ilerleme raporları ve müzakere belgelerinde de yer alan…
Ordunun bağımsız ulusal bir duruş sergileyemeyip tamamen siyasi iradenin emri altına sokulmasıydı ki…
Sonuçta onunla ilgili tüm adımlar atıldı ama…
Görülüyor ki ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın…
Askerdeki ulus, laiklik ve Atatürk düşüncesi hala çok güçlü…
Böyle olduğu zaman da çok iyi biliyorlar ki…
Başından beri düşündükleri federatif, çok kimlikli, çok kültürlü bir düzen hayal…
Tepkiler ondan…
YORUMLAR