Görülmeyen Farklar

Görülmeyen birçok farkındalıklı duygu ve düşüncelerle donatılmış çevremizde insanlarla her gün karşılaşmaktayızdır. Bize gerekli olana yoğunlaşarak ‘’hayrı şerden fazla’’ insanlarla çevre edinmemiz rehberimizi zenginleştirecektir. Olası halde kusursuz insan olmayacağı gibi hatasız da yoktur. Çeşitliliğiyle sosyal çevremizden ne kadar fazla istifade edebilirsek o derece zenginleşeceğimizdir. Yüksek seviye arkadaşlıklar kurulabilmenin en önemli faktörü budur.

İnsan hangi sıfatta, görevde olursa olsun yaşadığı sosyal sınıf kendisini etkileyecektir. Mühim olan diğer yaşamsal alanlarında varlığından haberdar olarak saygı sevgi çerçevesinde olabilmektir. İnsanız beşer şaşar misali zayıflıkları eksiklikleri hoş görerek affedebilmeyi önemsemektir. Pişmanlıklarımızın bizlere kattığı her şeyin kazanım olduğunun farkındalıklarıyla bundan sonraki süreçte daha temkimli olacağımızdır.

Bilelim ki evren geniştir içindeki tüm canlıların her birinin ne kadar ırkları soyu aynı olsa da karakteristikleri farkındalıklıdır. Bizim gibi düşünmeyenlerinde yaşam haklarına saygı duymalıyızdır. Dağınık ve karmaşıklık içerisinde üstümüze düşen sorumlulukların bilinciyle hareket ederek olası hatalarımızı düzeltebilmektir.

Aklınız karışıyor gibi görünse de öngörülmezliği yanı sıra belirsizliğiyle duygu ve düşüncelere dalarak psikolojik gelişen oluşumlara hazırlıklı olacağımızdır. Geçmişten süre gelen anlaşılmayanlara karşı sürekli temkinli ve saldırganlıklarla davranışların zamane artık bilimsel açıklanabildiğidir. Yeter ki karşı taraftakini anlamak için zaman ve çaba sarf edebilelim.

En yakın ailemizde, okulumuzda, işimiz de anlamlaştıramadıklarımızla yaşamayı öğrenebilmeliyizdir. Her canlı serbestçe düşünmeyi, paylaşmayı becerebilmelidir. Ayrımcılıkla bir yere varılamayacağı gibi derin yaralar açacağı aşikardır. Başkalarının yorumlamak istemediği lakin karşı tarafın anlamasını beklediği anlarda en çok yaptığımız hataların başında gelen sabırsızlık ve bencilliktir. Bazen stratejiksel zamana bırakmanın iyi olacağıdır.

Birçok insan yakınındaki değerli insanları kendi hatalarından dolayı kaybettiğinden, sonrasında pişmanlıkla gururuna yenilerek geri dönememektedir. Diyebiliriz ki geri dönmeye yüzüm, ilerlemeye gücüm yok döngüsüyle kapalı kutu yaşamımızı devam ettirebilmekteyizdir. Kimse kimseye artık ‘’Senin neye ihtiyacın var.?’’ soramıyor çünkü kendi de yoksun cevabından üzücü

Tarifi imkansız şekilde gelişen yaşantımızda, başkalarına destek olamıyorken ahkam kesmek zamanımızda popüler hale gelmiş.. Olmadığın şekilde dışarıya kendini başkaca yansıtan toplumlar haline getirilen koca dünya da ahlaki ve sosyal erozyon hızla yükselmektedir.