”Mutlu insanlar gökyüzüne, mutsuz insanlar ise yere bakarmış” Yoksa siz de yere bakanlardan mısınız ?
*
Çoğu zaman hayata kızıyoruz, yargılıyoruz, nefret ediyoruz, suçluyoruz, yani ağzımıza ne gelirse esirgemeden söylüyoruz. Oysa ki hayatın hiç bir suçu yok ! Çünkü yaşam olması gerektiği gibi, zaman ise akması gerektiği gibi akıyor .Burada ki esas sıkıntı kendimizde. Hayatımızı içinden çıkılmaz bir hale getirip, sonra da depresyona giriyoruz ve tüm yaşamı kendimize zehir ediyoruz.
*
Hiç birimiz mükemmel değiliz. Hiç birimizin hayatı dört dörtlük ve kusursuz değil. Sadece çabalayarak ve emek harcayarak dünyayı daha yaşanır ve güzel hale getirmeye çalışıyoruz. Hata yapmıyor muyuz ? Tabi ki yapıyoruz, sonuçta robot değil insanız.
*
Peki DEPRESYON da olduğumuzu nasıl anlıyoruz ?
*
Daha önceden isteyerek ve severek yaptığımız günlük aktivitelere karşı, isteksizlik ve hayattan zevk alamama durumu oluşuyor. Kederli ve üzgün hissediyoruz. Her şeyi olumsuz yönü ile değerlendirip, suçlu ve cezalandırılmış hissine kapılıyoruz. Karamsar, mutsuz ve çaresiz. Hayatımızdan zevk alamaz hale gelerek, hatta yaşamanın anlamsız olduğunu düşünecek kadar kendimizi çökük hissediyoruz.
*
”Bir insana Depresyon da diyebilmemiz için ,olumsuz olan ruh halinin, en az bir haftadan fazla sürüyor olması gerekmektedir diyor, bir Psikiyatrist dostum ve devam ediyor. Burada en önemli sorun, kişinin olayları yorumlama biçimidir. Olumsuz yargı ve olumsuz değerlendirmeleri vardır”
*
Bu ruh halinden, yani DEPRESYON dan nasıl çıkabiliriz ?
*
”Kişi aktif olmalı, faaliyetlerini arttırmalıdır. Depresyondaki kişiler genelde faaliyetlerini yavaşlatmış ya da durdurmuştur. Bedenimizi bir makine gibi düşünmeliyiz, nasıl bir kenara atılmış bir makine küflenip paslanırsa, bedenimizde faaliyetleri yavaşlatınca paslanır ve bu düşüncelerimizi etkiler bu yüzden hareket etmeliyiz. Günlük yapacağımız aktiviteler haricinde, düzenli spor yapmalıyız. Mesela her gün kısa yürüyüşler yapabiliriz. Hareket ettikçe kendimizi daha iyi hissederiz, yaşanan yorgunluk hissi de zamanla azalmış olur. Bedenimizde yaşadığımız canlılık, düşüncelerimizi ve duygularımızı etkiler, o zaman daha iyi düşünür ve olumlu duygular yaşarız”
*
”Günümüzü planlayıp bunu uygulamaya çalışmak, hem günü daha anlamlı hale getirir, hem de sabahtan gece yatana kadar yapılmış olan plan, sizi kararsızlıktan kurtarır. Planlama yaparken katı ve kuralcı olmayın, uygulanabilir, esnek planlamalar yaparken sabırlı olun, plan dahili geçirdiğiniz günleri ödüllendirin”
*
”Düzenli yemek ve uyku saatlerinizin olması depresyondaki uyku ve yeme bozukluğunu gidermede yardımcı olur. Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya özen gösterin. İştahınız olmasa bile, belli saatler de yemeğinizi hazırlayıp ,masaya oturun”
*
”Olumsuz düşünceleriniz, olumsuz duygulara neden olur. Bu yüzden düşüncelerinizi düzenleyin. Olumsuz duygu halleri yaşadığınızda bunu yaratan düşüncenize dikkatinizi yönlendirin. Depresyonu tetikleyen düşünceler, gerçeği tam yansıtmayan, engelleyici, çarpıtılmış, sorgulanmadan kabul edilmiş ve otomatik olarak ortaya çıkmış düşüncelerdir. Bu özellikler açısından düşüncenizi değerlendirin. Düşüncelerimizi kaydetmek, daha iyi farkına varmanızı kolaylaştırır”
*
Olumsuz düşüncelerinizi sorgulayın, düşüncenizin kanıtı olup olmadığını inceleyin, farklı bakış açısı ne olabilir düşünün. Mesela yakın bir arkadaşınız bu durumda ne düşünür? Size bu tür düşünceyle birisi gelse ona ne önerirsiniz? bunları düşünün. Düşüncenizin sizi nasıl etkilediğini yorumlayın. Kendinizi başka bir düşünce aramaya yönlendirin. Olumsuz düşünceler bazen inatla, ısrarcı bir şekilde geri gelse de umutsuzluğa kapılmayın.
*
Olayları siyah ya da beyaz, ”Ya hep ya hiç” şeklinde düşünmek sizi mutsuz etmekten başka işe yaramaz .”Bunu başaramadığıma göre hiçbir şeyde başarılı olamam “düşüncesi sizi durdurmaktan başka işe yaramaz. Bir konuda başarısız olmanız her konuda başarısız olacağınızın göstergesi olamaz. Herkes bazen başarılı, bazen başarısız olur. Bu durum size has değildir.
*
Olumsuz olayları abartmaktan kaçının, abartmak sizin olayı felaketleştirmenize neden olur. İştahınız azaldığı için kilo vermenizi ağır bir hastalığın başlangıcı gibi görmek abartılır, depresyonda görülen iştah değişikliği nedeniyle bir uzmana görünmeden felaket senaryosu yazmak anlamlı değildir.
*
Her olay ya da durumda, kendinize ”günah keçisi” ya da “uğursuz” gibi sıfatları yakıştırmayın. Her durumu kontrol edemeyeceğiniz gibi sorumlusu da siz olamazsınız. İşler yolunda gitmezse, ”beceriksiz”,” başarısız” gibi kelimeleri kendinize asla layık görmeyin. Şahsınıza bu tür yaftaları yapıştırırsanız, daha sonra yaptığınız işleri ve başarıları görmezlikten gelmeye başlarsınız.
*
Depresyonu ancak yaşamınızda değişiklikler ve yenilikler yaparak yenebilirsiniz. Fakat bazı değişimleri yaratmak zaman alabilir ya da kolay olmayabilir. Siz bu zorlukları iyileşmenin bir parçası olarak görün ve azimle üzerine gidin. İçinde bulunduğunuz tablo, eğer ağır seyrediyor ise, bir uzmandan yardım almayı sakın ihmal etmeyin.
*
Kendinizi sevin ve gücünüzü önemseyin. Ne kadar değerli olduğunuzu ve dünyada sizden sadece bir tane olduğunu sakın unutmayın ! Asla pes etmeyin ve vazgeçmeyin…
*
Yazımı, dövüş kulübü filminin repliğinden alıntı olan, güzel bir sözle tamamlamak istiyorum. ”Bizim neslimiz, büyük depresyonu ya da büyük savaşı yaşamadı…! Bizim savaşımız ruhsal bir savaş ! Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız ”
YORUMLAR