Bireyin kendisiyle ve çevresiyle dengeli etkileşimleri daim uyumlu olmak zorundadır. İstek ve arzularının seviyesizliği geri dönüşü olmayacak bir çok sorunların başlangıcını doğurur. Öncesinde yaşanılan yaşantılar kullanılarak zihnen bilinçlenerek düşünme, öğrenme ve hatırlama teknikleriyle birey durulmayan istençsizlikleriyle baş edebimelidir. Birey kendi halinde pozitif duyguları belirgin negatif uyaranı olmadığı sürece daha yoğun yaşayabilmektedir.
Fredrickson, bireylerin çoğunluğunun pozitif negatiflerden ortalama iki kat daha fazla deneyimlidiğinden bahseder. Pozitif duyguların sıklıkla deneyimlediği işlev gösterdiği düzeye ‘’flourishing’’ çıkması için yeterli olamamaktadır. Flourishing düzeyin de yeterli bir seviyesi 3;1’e yani yaşanan her 3 pozitife karşılık 1 negatif deneyimlemedir. İnsanlar gündelik yaşamlarında olumlu veya olumsuz deneyimlemelerinde kendilerinde oluşan psikolojik trawmalar kalıcı etkiye sebeb verebilmektedir.
Adaptasyon ve uyum sağlayabilmenin davranış ve düşünce kalıbı olarak dengelenmesiyle özgüven kazanılmaktadır. Özgüven kazanan bireyler hayata karşı daha bilinçli ve istekli yaklaşımlar göstererek pozitif yaşamsallıklar gösterirler. Birey davranış ve tutumu etkileyebilecek iç ve dış çatışmalarında süreklilik arz eden seviyeli bir anlayışı kabullenmelidir. Kriz anlarında duygusal dengemizi sağlayabilmek öncelikle ruh sağlımızı etkiler.
Duygularının farkında olup kabul ederek kendine nazik olunulmalıdır. Kendinizi huzurlu ve rahat hissettiğiniz zamanlar en yoğun duyguların yaşandığı ve içsel özgüvenin en üst seviye olduğudur. İnsan karmaşıklılığıyla keşfettiği kadar zengindir. Özetle anda kalınarak sürekliliğini muhafaza edenler ruh sağlıklarında pozitif gelişmeler olacaktır.
Yaşamsal deneyimlerimizde psikolojimizin sağlıklı olabilmesi için sürekli bilgilendirici psikolojik kitaplar okumalıyızdır. Bilhassa yeni yayınlanan yaşam döngümümüzde yönlendirici olabilecek ‘’Kişisel Gelişim ve Motivasyon’’ eserleri tavsiye etmekteyimdir. Bilinç ve bilinçaltı kabul edilemeyenlerin tarafımızdan keşfedilerek zihin ve neden dengesi kurabilinilmesi gerekir.
Hayatı umutsuzca tehdit edici algıladığımızda bilmeliyizdir ki yardıma muhtaç olmuş vaziyetteyizdir. Yardımcı olabilecek uzmanlara ulaşarak kendilerinden istifade edebilmeliyizdir. İnsan dengesini kaybettiğinde geride kalan tüm yaşamsal fonksiyonlarınıda tehlikeye atmış olur. Problemlemleriyle başbaşa kalmadan evvel önlemlerini almak gerekir. Bizlere yardımcı olabilme imkanı olanlarıda kendimizden uzaklaştırmamalıyızdır.
YORUMLAR