
“At, avrat, silah” deyimi yiğitlikle özdeşleşmiş bir kavramdır. Avantür filmlerde esas oğlanın (!) adeta kimliğidir. Erkek doğduğunda silah sıkılır, yumuk eline silah tutuşturulur.
Anadolu’da yiğit, er kişidir. Genellikle soyu sürdüren, tarla, bağ, bahçe başta olmak üzere çalışan ve aileye bakan (geçindiren) kimsedir. Anadolu’da yiğit silah kuşanır! Anadolu’da yiğit gözü pektir. Silah kuşanmadan yiğitlikten söz edilmez. Bu nedenle erkek çocuğunun Anadolu’da anlamı farklıdır. Erkek çocuğunun kendini tanımazdan önce ilk tanıştığı oyuncak silahtır. Silah, bu yaşlarda çocuk için kahramanlık ve düşmanı alt etme aracı olarak belleğine yerleşir. Kendini tanımaya başladıkça tutkusu olur, zamanla egosu haline gelir.
Ekranlarımızda silahın kullanılmadığı hiçbir film yok. Evdeki çocuğunuza istediğiniz kadar silahın zararlarını anlatın; çocuk bir yandan sizin öğüdünüzü dinlerken, bir yandan silahın kullanıldığı filmde olacaktır gözü. Son zamanlarda henüz on yaşın altındaki çocukların oyuncak sanarak eline silah alması sonucunda ölümlü birçok kaza yaşanmıştır. Dünyanın her yerinde bu tür vahim kazalar yaşanmaktadır. Evinde silah bulunduranlar dikkat etmelidir. Bir gün çocuğunuz silahı eline alarak size doğrultup oyuncak sandığı silahın tetiğine basabilir!
Çocuklar, olayları ve kahramanlıkları farklı algılar. Silahla kahraman olunamayacağı fikrini çocuk zihnine yerleştirmek gerekir. Aksi halde emin olun bir gün çocuğunuz silahla kahramanlığa soyunabilir.
Silah sıradan bir nesne değildir. Günlük yaşantımızda olağan sayılan, sıradan ticari mal alışverişi, herhangi bir nesne gibi düşünülmemelidir. Çocuğun doğum gününde silah hediye edilirse silaha özendirmiş olursunuz. Hâlbuki silah özenilecek, özendirilecek bir nesne değildir. Silahın bir tek işlevi vardır: Öldürmek. Yani bir başka canlının yaşama hakkının elinden alınması demektir. Silah kullananların, kendilerinde bunu hak olarak görmesi doğal kabul edilemez. İnsanların yaşama hakkının Anayasal bir hak olarak görülmesi ve bilinmesi gerekir.
Silahla ilgili kanuni sorumluluklar vardır. Birde yaralama, öldürme, sakat bırakma gibi hukuki sonuçlar doğuran, aynı zamanda vicdani sorumluluğu olan sonuçları vardır. Vicdani sorumluluğun dini boyutu da bulunmaktadır.
Yasa gereği ekranda sigara görüntüsü flulaştırılıyor. Ancak çocuklarımızın beynini zehirleyen silah görüntülerine karşı kimse kılını kıpırdatmıyor.
“6112 Sayılı RADYO VE TELEVİZYONLARIN KURULUŞ VE YAYIN HİZMETLERİ HAKKINDA KANUN”un “Yayın Hizmetleri Başlıklı” 8. Maddesinin;
g) Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz.
ğ) Çocuklara, güçsüzlere ve engellilere karşı istismar içeremez ve şiddeti teşvik edemez.
ş) Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz
bendlerinde açık hükümler bulunmasına rağmen bu ilkelere aykırı yayınlar ne yazık ki kişileri silahlanmaya ve suça teşvik ederken, suç tekniklerini de öğretiyor. Bu yayınlar çocukları şiddete özendirerek teşvik ediyor. İlgili Kanuna göre ekranda yumruklu, silahlı şiddet, yaralama, öldürme görüntüleri içeren filmlerin durdurulması gerektiği halde nedense ilgili kurumlar kılını kıpırdatmıyor.
T.B.M.M.de bireysel silahlanmayla ilgili bir araştırma yapılmalıdır. Silah Kanunu revize edilmeli, bireysel silahlanmaya karşı gerekli her türlü önlem alınmalıdır.