Temel, Amerika’ya gitmiş ve şoför olmuş.
Daha ilk iş gününde zenciler ve beyazlar arasında kavga çıkmış. Beyazlar, zencilerin ön koltuklara oturmasına itiraz ediyormuş. Temel sinirlenmiş. Hepsini otobüsten indirmiş ve bir nutuk çekmiş:
-Artık eskiyi unutun. Şimdi, ben şoförünüzüm. Adaletli davranacağım. Zenci ve beyaz olduğunuzu bir yana bırakın. Farz edin hepinizin rengi mavi.
Hadi bakalım şimdi açık maviler öne; koyu maviler arkaya otursun.
İletişimimizde etkin unsurlardan biride, önyargılarımız.
Çoğunlukla karşılaştığımız durumlar ve konular hakkında yeterli bilgimiz olmasa da o konu hakkında bir şeyler düşünürüz. Düşüncemiz söylem ve eylem durumuna geçiyorsa burada dikkatli olmalıyız.
Çoğunlukla önyargılar insanlarda hatalı davranışlara neden olur.
Yargılarımıza bilgi, deneyim kattığımız da, o artık önyargı değil, öngörüdür.
Öngörü; tecrübelerle, deneyimlerle, bilgilerle kazanıldığı için en doğruya yakın söylem ve eylem de bulunmamızı sağlar.
Önyargıyla yapılan davranışlar, insanlara ve toplumlara çok büyük zararlar vermiştir ve hala vermektedir.
Evet, günlük hayatımız da ne kadar önyargıyla ve ne kadar öngörüyle söylem ve eylemde bulunuyoruz?
Ne güzel demiş Hz. Mevlana;
‘’Biliyorsan konuş âlim sansınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar”
YORUMLAR