Bilindiği gibi artık öğretmenliğin kariyer değil, sıradan bir meslek olduğu…
Ve öğretmenlerin eğer kariyer yapmak istiyorlarsa da bunu hak edebilmeleri için belirlenen tarihlerde sınava girip kazanmaları gerektiği kabul ediliverdi.
Öğretmen sendikalarından bazıları bu konuda biraz çaba harcasa da pek çok sendikaya ayrışmış bir öğretmen yapımız ve bu sendikaların düşünce birliğinde anlaşamaması…
Ve en çok da yıllardan beri ülkemizde öğretmenlere grevli toplu sözleşmeli bir sendika hakkı tanınmaması nedeniyle bu konuda işverene yani MEB’e geri adım attırılamadı.
Ama anlaşılıyor ki bu iş daha çok su kaldırmaya devam edecek.
Yani uzun zaman, belki de yıllarca…
Hatta kaldırılıncaya kadar tartışılmaya devam edecektir.
Aslına bakarsanız konu son derece ilginç…
Neden mi?
Örneğin TDK sözlüğüne göre Uzman sözcüğünün karşılığı: “Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse. ”denilmektedir.
Sadece olaya bu açıdan bakmak bile konunun anlaşılmasına Yani Öğretmenliğin zaten kariyer mesleği olduğunu anlamaya yeter, hatta artar bile ama anlaşılıyor ki amaç üzüm yemek değil…
Siz aslında anladınız!
İşin o yönüne biraz sonra zaten geleceğiz de…
Şimdi sadece biraz muhakeme yürütelim.
İsteyen herkes ya da her önüne gelen herhangi bir eğitim kurumunda öğretmenlik yapabilir mi?
Sakın ola ki “yapabilir…”
“Bizim okulda falanca derse, falan okuldan mezun ücretli öğretmen giriyor.” gibisinden yanıtlar vermeyin, aslında giremez.
En azından en iyi niyetle girememesi gerekir.
Şimdi bazıları öğretmenliği uzmanlık mesleği olarak saymasa bile…
Uzmanlığın tüm mesleklerde “belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse. ” olarak kabul edildiği göz önünde bulundurulacak olursa, eğitimde uzmanlaşmanın olduğu pekâlâ görülecektir.
İsterseniz konuyu biraz örneklendirelim;
Örneğin; Okul öncesi öğretmeni farklı bir eğitim-öğretim yaparken…
İlkokul sınıf öğretmeni tamamen farklı bir eğitim-öğretim işi yapmaktadır…
O kadar uzmanlaşılmıştır ki; ortaokul ve lisede dersler sadece o bir ders için yetiştirilmiş, yetkin, alanında uzman öğretmenlerle yapılmaktadır…
Tüm buna rağmen bu insanlar hala uzman sayılmadığına göre İnsan ister istemez merak ediyor…
Kişi diyelim ki Türkçe öğretmeni sahi uzman olduğu zaman ne olacak? Sadece sıfatlar, zamirler ya da yazım kuralları üzerinde mi uzmanlaşacak?
Veya coğrafya öğretmeni olduğunu düşünün…
Benim alanım sadece Karadeniz Bölgesi…
Veya Marmara diyebilecek bir uzmanlık söz konusu olabilecek mi?
Ya da bir fen bilgisi öğretmenini düşünün “Ben sadece aynalardan sorumluyum…”
Diyebilir mi?
Bu öğretmenler sınavı kazansalar da, kazanmasalar da aynı şekilde öğrencilerini yetiştirmeye devam edeceklerdir.
İsterseniz soruyu şöyle sormak da mümkün…
Aynı işi yaptığı halde; herhangi bir alan daralması yani daha küçük özel alanlarda yetkin olunması gibi herhangi bir şart aranmadan uzman unvanının verildiği, öğretmenlik dışında başka bir meslek var mı?
Aramayın yok.
Aslında olması da akla mantığa uygun değil.
Hani bazı meslekler vardır doktorluk gibi teknoloji ve bilim geliştikçe onlarda daha küçük alanlarda yetkinleşme vardır ve doğrudur…
Ama siz hiç aynı işi yaptığı halde…
Uzman savcı…
Hâkim…
Uzman defterdar…
Vali…
Kaymakam…
Mal müdürü…
Tapu müdürü…
Sanattan örnek verecek olursak…
Uzman ressam…
Piyanist mümkün mü?
Yine spor için aynı şeyler geçerli değil mi?
O halde az önce söylediğim gibi amaç üzüm yemek değilse; ne olabilir? Sanıyorsunuz.
Ben söyleyim…
Hani bir süredir ülkedeki güçlü çeşitli meslek örgütlerini bölerek o meslek örgütlerini zayıflatmak gibi bir çaba vardı ya…
Anlaşılıyor ki öğretmenler de bu işten nasibini almaktadır.
Önce unvanlar ayrışacak…
Ardından sendikalar?
Ne demişler böl…
Parçala, yut…
Çünkü biliyorlar ki lokma küçük olunca, Kolay yutuluyor…
20-11-2022
Nusret KEBAPÇI
YORUMLAR