Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nusret Kebapci
Nusret Kebapci

“Ulusal Erozyon”

Bilindiği gibi birkaç gün önce, Büyük Zafer’in yıldönümünde, 30 Ağustos Zafer Bayramı‘nı resmî törenlerle kutladık.

Aslında bu bayramı, stadyumlarda, halkın coşkulu katılımıyla, dosta düşmana gösterecek bir şekilde, pek çok ülkenin yaptığı gibi kutlamayı çok isterdik. Ama ne yazık ki mevcut iktidarla böyle bir şey mümkün olamadı.

Doğrusunu isterseniz, Ulusal Bayramlar toplumdaki ulus bilincini pekiştiren, halka dostu ve düşmanı göstererek bilinçlenmesini sağlayan çok önemli günlerdir. Ancak uluslaşma karşıtı bir tutum sergilenince ister istemez bayramlar da resmî törenlerden ibaret kalmaktadır.

Elbette bu konuda epey bir yol kat ettikleri inkâr edilemez. Zaten Bayram gününde bile şöyle bir etrafa, resmî kurumlara, mahallelerde vatandaşların evlerine bakıldığında, evlerine bayrak asarak bu kutlamalara katılanların oranı, en iyimser tahminle bile belki yüzde 10’dur. Emin olun daha fazla değil.

Peki, neden?

Çünkü ülkemiz 25 yıla yakındır siyasal İslamcı bir iktidar tarafından yönetilmekte olup adım adım ulus kimliği yok edilmeye, tüm kimliklerin sözde eşit bir şekilde kendini ifade edebileceği yeni, federatif bir devlete doğru geçmeye çalışmaktadırlar. Zaten BOP’ ta görev alıp bölge ülkelerinin ABD ve İsrail tarafından parçalanmasının baş aktörlerinden olup da hem stratejik hem de jeopolitik olarak bölgenin en önemli ülkesinde benzer gelişmelerin yaşanmaması düşünülemezdi.

Öyle de olmaktadır. Nasıl mı?

Şöyle:

Bir toplumda ulusal duyguları en çok uyandıran ve pekiştiren şey nedir biliyor musunuz? Ülkenin içinde bulunduğu tehlike, tehdit, emperyalist baskı ve saldırıdır.

Tabii bu tehdit, tehlike ve saldırılar sadece dışarıdan müdahaleyle olmaz. Hatta daha çok, günümüzün Teali İslam, Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti gibi örgütlerin özelliğini taşıyan, emperyalizmin içerideki oyuncuları sayılan “5. Kol” olarak da ifade edilen, uluslaşma karşıtı, toplumu parçalayabilecek her türden örgütle de yapılabilir.

Eğer ki,  ülkemize ait burnumuzun dibindeki adaların Yunanistan tarafından işgaline bile ses çıkartılmayıp, Kıbrıs’ta olup bitene seyirci kalınıp, ulus devleti etnik ve dini parçalara ayırma gibi amaçlarını açık açık ifade edenlere karşı bile tepki gösterilmeyip, önemsizleştirilip en basit deyimle destek bile olunuyorsa…

Bunun en önemli nedeni, yıllardır çabaladıkları ulus bilincini yok etme çalışmalarının kesintiye uğramaması ve bu türden duygu ve düşüncelerin yeniden uyanmasının engellenmesidir. İşte ülkemize yönelik iç ve dış her türden tehdit ve tehlikenin görmezden gelinmesinin ve sessizlikle geçiştirilmesinin en önemli nedeni budur.

Bu arada, bir süredir, birbiri ardına açılımlar falan yapılmaya çalışılarak, yıllardır sürdürülen İslamlaştırma dışında, Arap ve Kürt açılımından sonra Alevi açılımına da başlanıldı ya… İşte tüm bunların amacı, Türkiye’yi ulus olmaktan çıkararak etnik ve dini kimliklere ayrışan federe bir devlet yapmaktır. Hâliyle bunun yolu da ulus devlet içinde belirsizleşen, görünmez hale gelen etnik ve dini kimliklerin tekrar canlandırılması, ulus kimliğin önüne geçirilmesi gerekmektedir.

Bunun için de, bu yapılmakta olan açılımlarla birlikte ulus devlette olamayacak pek çok haklarla birlikte, Arap kökenli vatandaşlarımız Arapçılaştırılıp, Sünni olanlar Sünnicileştirilip, Kürtler Kürtçüleştirilirken, Aleviler de Alevicileştirilecektir.

Yani siz, Ulusal Bayramınıza bile sahip çıkmayıp ülkenizde olup biteni kayıtsızlıkla izlerken, federasyona gidiliyor.

Haberiniz olsun…

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER