Bir süredir dünyanın gündemine oturan ve ülkemizde de sıkça duymaya başladığımız “Quiet Quitting” yani “Sessiz İstifa” kavramı, yalnızca iş bırakmak anlamında değil, iş yerinde minimum efor harcamak ve daha az sorumluluk almak üzerine kurulu sessiz bir vazgeçiş süreci olarak da tanımlanıyor. Peki bu kavram nedir ve belirtileri nelerdir ?
.
Bu süreçte olan biri, neredeyse robotik bir şekilde sadece ona verilen görevleri tamamlayıp eve gidiyor. Direkt olarak onunla konuşulmadığı sürece toplantılarda söz almıyor. Fikir üretme çabalarına katkı sağlamıyor. Hatta aktif olarak dinlemiyor bile diyebiliriz.
.
Zorunlu olmayan buluşmalara hiç katılmıyor. Çalışma arkadaşları ile etkileşime geçmiyor. Gün içinde kendini sosyal ortamlardan tamamen izole ediyor. Verimliliği ve motivasyonu gittikçe düşüyor. Yani bir nevi tükenmişlik sendromu yaşıyor. Peki, bunun sebepleri nelerdir ?
.
Eğer bir kurum her açıdan yetersiz kalıyorsa, başta ekonomik olmak üzere, düşük maaş veriliyorsa, güven, saygı, takdir ve iş birliği duygusu yoksa, kariyer yolları kapanmışsa, mesai saatleri uzunsa, kişilerde özel hayat diye bir şey artık kalmamışsa ve sürekli mobbing (baskı) uygulanıyorsa, bu da doğal olarak insanları sessiz istifaya yönlendiriyor.
.
Ne yazık ki bir çok iş yerinde, milyonlarca insan bu şartlar altında mutsuz çalışıyor ! Kaldı ki ülkemizde sevdiği işi yapan, neredeyse yok denecek kadar az !
.
Zaten bir işi istemeyerek yapıyorsanız, bundan bir başarı ve verim beklemekte mümkün değil. Eğer bu sistem bizde acilen değişmezse, ilerde ne çalışan insanlar göreceğiz, ne de istihdam sağlayan aktif kurumlar…
YORUMLAR