HABER: Batuhan DÜKEL – KAMERA: Cemal Berk AYTEKİN
(ANKARA) – Prof. Dr. Semih Güneri, “Türk-Altay Kuramı”, “Hurri Kültürünün Tunçtan Tanrısal Heykelcikleri” ve “Türklerin Prehistoryası” kitaplarının tanıtımını yaptı. Kitapların hazırlanış sürecine değinen Güneri, “Üç kitap akademik hayatımın tamamını aldı” dedi.
Prof. Dr. Semih Güneri, Ankara Gençlik Parkı’nda, Necip Fazıl Kısakürek Sahnesi’nde “Türk-Altay Kuramı”, “Hurri Kültürünün Tunçtan Tanrısal Heykelcikleri” ve “Türklerin Prehistoryası” kitaplarının tanıtımını yaptı.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Güneri şunları söyledi,
“Kitaplar Türk kültürünün, daha doğrusu Kuzey Asya’da Türk kültürünün arkeolojik belgeler üzerinden araştırılmasını içeriyor. Yaklaşık 25 yıllık, belki daha da fazla olabilir. sürece yayılmış ve tamamen kendi araştırmalarımız sonucunda elde ettiğimiz arkeolojik belgeler üzerinden yaptığımız çalışmaların toplamıdır.
“Üç kitabın ortak yönü Sibirya-Göbekli Tepe kültürel ilişkileri”
İlki 2018’de çıkan ‘Türk-Altay Kuramı’ yarı kuramsal, yarı gerçek arkeolojik belgelere dayanan bir araştırma sonucudur. Ondan sonra uzun yıllar yani en az 10-12 yıl üzerinde çalıştığım Hurri Kültürlüğü turşudan heykelcikleri üzerine. Diğeri de bu ikisiyle ilgili fakat daha farklı hem format olarak hem içerik olarak daha genişletilmiş bir Türk-Altay Kuramı. Bu üçüncü kitabın özelliği şu, biz yeni bir Türk tezi olarak, “yeni”yi tırnak içinde söylemem lazım. 100 yıl önce Atatürk ve arkadaşları tarafından ortaya atılan Türk tarih tezi hipotezine benzer ortak yönleri olan çok farklı yönleri de olan bir hipotez. Bu hipotez tamamen arazi çalışmaları sonucunda elde ettiğimiz arkeolojik belgeler üzerinden yapılan bir hipotezdir. Ama büyük ölçüde arkeolojik belgelere yani maddi kültür belgelerine dayanır. Bu üç kitabın bir özetini ben size söyleyeyim. Biz kısaca Sibirya-Göbeklitepe kültürel ilişkileri diyoruz. Bu çeşitli yönlerden tanımlanabilir, ele alınabilir, anlatılabilir. Bu Sibirya’dan günümüzden 12 bin -13 bin -14 bin yıl önce Sibirya’dan, Zagroslar üzerinden, Kuzey Irak üzerinden Anadolu’ya gelen ve o gelişleri de arkeolojik belgeler ile kanıtlanan bir süreci tanımlıyor.’ Üç kitabın ortak yönü nedir?’ dersek Sibirya-Göbekli Tepe kültürel ilişkileri diye tanımlayabiliriz.”
Kitapların tanıtımı ile başlayan organizasyon, söyleşi ile devam etti.
Kitapların editörü Ahmet Bayburt “Türk Altay Kuramı kitabı Avrasya-Türk arkeolojisinin temellerini attı. Ortaya koyduğu bilimsel yöntemle, gelecek kuşak araştırmacılar için bir kapı araladığını düşünüyorum. ‘Türklerin arkeolojisi mi olur?’ şeklinde bazı hocalardan işittiğimiz sözler vardı. Kitabın buna güzel bir cevap verdiğini düşünüyorum” dedi.