Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

KRT çalışanlarının iş bırakma eylemi sürüyor: “Başka seçenek bırakılmadı, alacaklarımızı mücadele ederek alacağız”

Maaşlarını ve diğer haklarını 28 Mart’tan bu yana alamadıkları için “iş görmekten kaçınma” hakkını kullanan KRT TV emekçilerinin bugün işverenle yapılması planlanan görüşmeleri gerçekleşmedi. İşveren Fırat Bozfırat’ın görüşmeye gelmemesi üzerine yapılan açıklamada, “Artık yalanlara, kuru sözlere, vaatlere karnımız tok. Mücadeleye, direnmeye devam ediyoruz. Başka seçenek bırakılmadı bize. Mücadele ederek alacaklarımızı alacağız arkadaşlar” denildi.

Maaşlarını ve diğer haklarını 28 Mart'tan bu yana alamadıkları için

(İSTANBUL) – Maaşlarını ve diğer haklarını 28 Mart’tan bu yana alamadıkları için “iş görmekten kaçınma” hakkını kullanan KRT TV emekçilerinin bugün işverenle yapılması planlanan görüşmeleri gerçekleşmedi. İşveren Fırat Bozfırat’ın görüşmeye gelmemesi üzerine yapılan açıklamada, “Artık yalanlara, kuru sözlere, vaatlere karnımız tok. Mücadeleye, direnmeye devam ediyoruz. Başka seçenek bırakılmadı bize. Mücadele ederek alacaklarımızı alacağız arkadaşlar” denildi.

13 gündür eylemde olan KRT TV’deki basın emekçilerinin 28 Mart’tan bu yana ücretleri ve 3 aylık yemek paraları ödenmedi. İşveren Fırat Bozfırat ile bugün yapılması planlanan görüşme ise gerçekleşmedi. Görüşmeye, işveren Fırat Bozfırat gelmeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine İstanbul’daki ofiste çalışanlar açıklama yaptı.

“Masadan kaçtı”

KRT çalışanlarından Fatih Yapıcı, “Fırat Bozfırat bugün için tarih vermişti, görüşecektik, masaya oturacaktık. Ben hatta Recep Bey (Haber koordinatörü) aracılığıyla kendisine güvenmediğimi, pazartesi gününe bizi oyaladığını, gelmeyeceğini düşündüğümü, bu yüzden ‘Perşembe-cuma günü görüşelim, iki gün önce görüşmekten zarar çıkmaz’ demiştim ama… ‘Pazartesi söz, meseleyi çözeceğim, Ankara’dayım, kaynak bulup parayla geleceğim’ gibi sebeplerle görüşmeyi pazartesiye ertelemişti, yani bugüne. Dün saatte de teyitleştik. 14.00, rötar yaparsa 15.00’te buluşacaktık, sizlerin seçtiği temsilciler olarak. Ama şu an gelen haber, Fırat Bey gelmiyor. Gelmeme sebebi ‘İyi niyetiyle çalışıyormuş, ama iyi niyetine bizden karşılık alamıyormuş. Başka kurumlar açıklama yapıyormuş’ vesaire… Avukatımızla birlikte görüşmeye gidecektik, bunu da bir bahane gerekçesi olarak sundu. Uzatmaya gerek yok, yani sözünü tutmadı, bir kez daha tutmadı. Ben sayamadım kaç defadır tutmuyor. Ödeme günleriyle ilgili tutmamıştı. En son bayram öncesi demişti tutmamıştı. O gece verdiği sözleri tutmamıştı. Görüşme günüyle ilgili olarak da verdiği sözleri tutmadı. Masadan kaçtı. İyi niyetimizle bekledik” dedi.

“Bu süreç zarfında evinden atılan insanlar oldu, sağlığından olan insanlar oldu”

28 Mart’tan bu yana hesaplarına para girişi olmadığını ifade eden Yapıcı, şunları söyledi:

“Yaşamaya çalışıyoruz. Bu süreç zarfında evinden atılan insanlar oldu, sağlığından olan insanlar oldu ama bunların hiçbirinin kendisinin ilgi alanında olmadığı belli. Tehdit midir değil midir, siz karar verin, ‘Bundan sonrasıyla avukatım ilgilenecek’ diye de Recep Eser’le, haber koordinatörümüzle bir haber gönderdi. Biz hukuken bizimle ilgilenecek bir avukatı isteriz, bizim de bir avukatımız var, bundan korkmuyoruz, çekinmiyoruz ama artık size söyleyeceğim bir şey yok. Söz tutulmadı, başka bir safhaya geçeceğiz artık. Muhatap alınmaya alınmaya bu noktaya geldik, muhatap alınmadığımız için gidip evde oturacak değiliz. Hukuki tehditlerden, üstü kapalı tehditlerden yılacak değiliz. Bu da bir tehdit değildir, bundan sonra olacaklardan da biz sorumlu değiliz. İki tane soru soracağım kendisine: Bunlar sorudur, iddia değildir. Karşısında gazetecilerin olduğunu unutuyor, biz soru sorarak gazeteciliğin temel nosyonunu kendisine hatırlatalım. Yaklaşık iki ay önce ödemeler kesildi. Kendisi iki ay önce Beykoz ilçesi sınırlarında ultra lüks, çok üst düzey gelir grubunda insanların oturduğu bir villa aldı mı?

“Artık yalanlara, kuru sözlere, vaatlere karnımız tok arkadaşlar”

Bizim maliyetimiz aylık, bir televizyon kanalı için 5 milyon lira gibi komik bir rakam. Kendisinin yaklaşık 15 milyon lira değerinde bir arabaya sahip olduğu, bindiği doğru mu? Ve biz bütün bunların neresindeyiz? Ve en önemli soru, mağdur ettiği insanların yani bizlerin küçük bir bölümünü görüyorsunuz mağduriyetin. Burada olmayanlar var, yol parasını toplayamadığı için gelemeyenler var. Bu süreçte sağlığını kaybettiği için hastanede olanlar var. Kendi kusuru olmadan çıkartılıp tek kuruş alacağını alamayanlar var. Ciddi bir mağdur kitlesi var. Bu mağduriyetle ilgili ne yapacaklar? Bizim çekip gitmemiz mi bekleniyor? Bütün bunlara cevap bekliyoruz. Yapacağımız bir şey yok, bu noktaya zaten kendi kendimize gelmedik, başka çare kalmadığı için gelmiştik. Hakkımız olan alacaklarımızı alıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama artık yalanlara, kuru sözlere, vaatlere karnımız tok arkadaşlar. Durum bu, bundan ibaret. Karşı karşıya olduğumuz şey bu, yalın gerçek. Son olarak Çalışma Bakanlığı geçen hafta itibarıyla devreye girdi. Yarın büyük bir teftişe başlıyor. Geçen hafta evrak istendi. Çalışma Bakanlığı müfettişi de bir aksilik olmadığı takdirde yarın burada olacak. Devam ediyoruz mücadeleye, direnmeye. Başka seçenek bırakılmadı bize. Mücadele ederek alacaklarımızı alacağız arkadaşlar.”

“Aldığı maaşından başka hiçbir gelir kaynağı olmayan var”

KRT çalışanlarından Handan Koltuk da şöyle konuştu:

“Biz çalıştığımızı alamadık, biz hakkımızı alamadık. Aslında biz ekstra bir şey istemiyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımız gibi, karşılığını alamadığımız emeğimizin bedeli zaten eridi. O (Fırat Bozfırat), bunun üzerine ne der, nasıl düşünür, nasıl bir açıklama yapar, zaten herhangi bir söz de duyamıyoruz kendisinden. Ama bundan ziyade reelin dışında şunu sormak istiyorum, burada 150 kişinin hakkı üzerinizde, 150 kişinin ekmeğiyle ilgili, eviyle ilgili, birçok sorunuyla ilgili, sağlığıyla ilgili hakkı üzerinizde. Çok manevi bir şey soracağım: Bu dünyaya kazık çakmıyor kimse. Bu dünyada kimse kalmıyor. Helallik almadan nasıl gideceksiniz? Ve ölüm diye bir şey var dünya üzerinde. Siz bunca insanın hakkına giriyorsunuz, bunca insanın hakkını gasp ediyorsunuz. Yastığa nasıl başınızı rahat koyuyorsunuz? Bu da size manevi sorumuz olsun. Çünkü burada bir insan demek bir aile demek. Burada ailesi olan kişiler var, evinde dört aylık bebeği olan var, annesine babasına bakan var. Ve aldığı maaşından başka hiçbir gelir kaynağı olmayan var. Siz bütün bunları arkanızda bırakıp, bir açıklama dahi yapma gereği duymadan bu insanların emeği üzerine amiyane bir tabirle nasıl yatıp, ardından lüks villanızda, ya da lüks arabanızda, kaf dağındaki kibrinizle nasıl yaşıyorsunuz? Nasıl yaşayacaksınız? Ve tabii soruyorum, ölüm diye bir şey var bu dünya üzerinde, ecel diye bir şey var… Nasıl hesap vereceksiniz, eğer ki inancınız varsa? Bu da manevi olarak size sorum olsun Fırat Bozfırat.”