Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Erdoğan: “Bak Bay Kemal, devletin kurumlarına randevusuz gidilemeyeceğini öğren”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun TÜİK’e alınmamasını “İnsan utanır. Bir insan, davet edilmediği yere gidemez. Devletin bu kurumları senin şamar oğlanın değil. Buralar, ciddi kurumlardır. Senin gibi ciddiyetsiz değil” sözleriyle değerlendirdi.

Erdoğan ayrıca “İnşallah asgari ücreti, kayıpları telafi edecek düzeyde belirleyerek dar gelirli insanlarımızı biraz daha ferahlatacağız” mesajı da verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun TÜİK’e alınmamasını “İnsan utanır. Bir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen Zarova Köprüsü, Şirvan Barajı ve HES, Lineer Metal Çinko Üretim Tesisi ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katıldı. 

Siirt’in hayatının önemli dönüm noktalarında kendisine eşlik ettiğini söyleyen Erdoğan, okuduğu bir şiir sebebiyle kendisini hapse atarak siyasi hayatını sona erdirmek istediklerini anımsattı.

Daha sonra bin bir mücadeleyle yeniden döndüğü ülkeye ve millete hizmet yolunda başlangıcı tekrar Siirt’ten yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, “Hani bizde bir söz var ya. ‘Yiğit düştüğü yerden kalkar.’ Bu sözü hayata geçiren Siirt demokrasi ve kalkınma mücadelemizde hep yanımızda oldu. Biz de Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak her alanda Siirt’in gelişmesi, büyümesi, ileriye gitmesi için ne gerekiyorsa yaptık, yapıyoruz. Bugün de elimiz boş gelmedik. Şimdi burada şehrimize kazandırdığımız toplam yatırım bedeli 2,5 milyar lirayı geçen 75 kalem eser ve hizmetin resmi açılışını gerçekleştiriyoruz” dedi. 

Siirt’e bugüne kadar yaptıkları yatırımlardan örnekler veren Erdoğan, açılışını yaptıkları eserleri tek tek anlattı. 

Gündemlerinde Türkiye’ye daha fazla eser kazandırmak, millete daha çok hizmet etmek için yaptıkları ve yapacakları olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Geçtiğimiz 19 yılda, Türkiye’de demokrasiyi geliştirmek, hak ve özgürlükleri genişletmek için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi sizlersiniz. Bu ülke, insanların inançlarını yaşamasını engellemek için hoyratça üzerine gelindiği, halkının temel ihtiyaçlarını karşılayacak yatırımlardan mahrum bırakıldığı günlerden geçti. Türkiye’nin makûs talihini yenmek için harekete geçen herkesin önü ya idam sehpalarıyla ya türlü tuzaklarla kesildi” diye konuştu.

“İnsan davet edilmediği yere gidemez”

Milletin, AK Parti’yi iktidara getirdiğinde kendilerinden bu engelleri aşmasını beklediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Evet, Allah’ın yardımı ve sizlerin desteğiyle adım adım bu engellerin üstesinden geldik. Fakat bu CHP’nin, maalesef ana muhalefetin başında bir zat var. Bu zat, Merkez Bankasından randevu istiyor. Merkez Bankası ona göre bağımsız değil ya ve Merkez Bankası, bu beyefendiye randevu veriyor. Gidiyorlar Merkez Bankasından brifing aldıktan sonra dışarı çıkıp Merkez Bankasının aleyhinde konuşmaya başlıyor. Hani bağımsız değildi? Bak sana randevu verdiler. Fakat bunlarda edep, adap yok. Dün de Türkiye İstatistik Kurumuna, randevu filan almadan gitmek istedi. Türkiye İstatistik Kurumu da buna randevu vermedi. Gittiler İstatistik Kurumu’nun önünde bir genel başkan gösteri yapıyor. İnsan utanır. Bir insan, davet edilmediği yere gidemez. Devletin bu kurumları senin şamar oğlanın değil. Buralar, ciddi kurumlardır. Senin gibi ciddiyetsiz değil. Ne oldu? Randevu vermediler ve randevusuz olarak gidip kapıda gösteri yaptı.”

Erdoğan, “Bak Bay Kemal, bundan sonra da devletin kurumlarına böyle randevusuz gidilemeyeceğini öğren, bunları bileceksin. Sen, terör örgütleriyle omuz omuza gidebilirsin, onlara randevusuz gidebilirsin ama devletin kurumları ciddidir, buralara öyle rastgele gidemezsin ve gidemeyeceksin de. Devletin kurumları zaten yapmaları gereken açıklamaları sürekli olarak yapıyorlar” diye ekledi.

Alanda bulunanların “Dik dur eğilme, bu millet seninle” şeklindeki sloganına Erdoğan, “Hiç merak etmeyin, biz dimdik ayaktayız. Yeter ki siz bize bu gücü verin ve biz de bunula beraber yola devam edelim” karşılığını verdi. 

“Siyaset er meydanında yürütülür”

Erdoğan, TÜİK’in dünyada ilk 20’de yer alan bir kuruluş olduğunu vurgulayarak, “Geçmişleri milletimizin inancına, kültürüne, tarihine, değerlerine karşı uyguladıkları faşizan baskılarla dolu bir kesim var. Üstelik bunların ‘Bu da bizim hizmetimizdir’ diye gösterebilecekleri tek dikili ağaçları, inşa ettikleri tek bir eserleri, insanların hayatını kolaylaştıran tek bir adımları yoktur” ifadelerini kullandı.

CHP’nin hem merkezi hem sembolü olduğu bu zihniyetin arsızca ortada dolaşarak siyaset adı altında milleti ve devleti tahkir edecek işler yaptığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: 

“CHP’nin başındaki zat da siyasette bize gücü yetmeyince anayasa ve yasalar dışında hareket etme, dolayısıyla kendisine mukabele imkânı olmayan devlet memurlarına saldırmaya başladı. Öğretmenlere saldırıyor. Kılıçdaroğlu’nun kendi partisinde kliklere, hiziplere dişi geçmiyor ama memurlara çemkirmeyi iyi biliyor. Bunun adı siyaset değildir. Siyaset yanına topladığın azgın bir güruhla Merkez Bankası, TÜİK gibi kamu kurumlarını basmak, ağzından köpükler saçarak memurlara hakaret etmek hiç değildir. Siyaset er meydanında, kendi mecrasında yürütülür. İşte siyaset burada.”

“Mersin’de bu kadar kalabalık toparlayamadı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bugün Mersin’de miting yaptığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Mersin’de bu kadar kalabalık toparlayamadı. Çünkü burası Siirt. Diyor ki ‘Bize daha büyük alan verilseydi orayı doldururduk’ Şu anda topladığın kalabalık ortada. Resmî rakamlar elimizde. İşte bak Siirt burada. Buradan Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum, bırak kamu kurumlarını basıp memurları tehdit etmeyi de siyaset meydanında çık karşımıza. Tabii bu işler kaset kumpasıyla genel başkanlık koltuğuna oturmaya benzemez. Gerçi bu zat sürekli yalan söyleyerek, sürekli iftira atarak sürekli çark ederek siyaseti de kirletiyorlar. Hiç değilse orada biz kendisine hak ettiği cevabı verme imkânına sahibiz.

Siyasette bu zat, aslında bizim sıkletimiz değil. Genel başkan olduğu günden beri tek bir seçimi bile kazanamayarak bunu ortaya koydu. Üstelik kaybettiği her seçimin ardından ‘gereğini yapacağım’ dediği hâlde hâlâ pişkince orada oturmaya da devam etmiştir. Buna rağmen kendisini asıl mücadele alanına çağırıyorum. Kılıçdaroğlu’nun kendi partisi içindeki meselesi bizi ilgilendirmez ama milletimizin değerlerine saldırı, ülkemizin çıkarlarına zarar verirse karşısında bizi bulur. Aynı şekilde polisiyle askeriyle hâkim, savcısıyla memurumuza işçimize, iş insanımıza, esnafımıza, çiftçimize, muhtarımıza sataşırsa karşısında yine bizi bulur. Gitsin kendi çöplüğünde eşelensin. Bu ülkenin tertemiz insanlarına, çalışanlarına, üretenlerine bulaşmasın.” 

“Bırakın devletin memuruyla uğraşmayı”

Ülkeyi tarihinin en kritik ekonomik atılımına hazırlamak için her türlü riski aldıklarını, yedi düvele meydan okuduklarını ve gece gündüz çalıştıklarını belirten Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun küçük şovlarla siyasi çıkar peşinde koştuğunu söyledi.

Erdoğan, siyaseti çirkeflik sananların ülkeye de millete de hayrı dokunmayacağını belirterek şu ifadeleri kullandı: 

“Biz, diyoruz ki ‘Ülkeyi yatırımla, istihdamla, ihracatla büyüteceğiz’ Bunların yanında varsa kim var? Terör örgütünün beslediği malum parti var. Bunların varsa daha iyi bir alternatifleri söylesinler, onu tartışalım. Ülke ve millete söyleyecek sözünüz yoksa bırakın devletin memuruyla uğraşmayı, bırakın size oy vermeyen herkese hakaret etmeyi. Düşünün ‘gayri millî’ diyor. Kime? Erdoğan’a oy verene. Erdoğan’a bu milletin yüzde 52’si oy verdi. Sen kimsin de Erdoğan’a oy verenlere ‘gayri millî’ diyorsun. Adama ne derler, ‘hadi oradan, hadi oradan’ Sen önce seçim kazanma nedir bunu öğren. Bunu bilmeyenden herhangi bir şey olmaz. Bırakın yeminli Türkiye düşmanlarına göz kırpmayı, bırakın yalan yanlış bilgilerle töhmet altına sokmayı, bırakın üç kuruşluk siyasi kar hesabı için memlekete çeyrek asır kaybettirecek zararlar vermeyi.

Bunların daha siyasette kimlerle yürüdüklerini açıkça söylemeye cesaretleri yok. Terör örgütünün beslemeleriyle beraber yürümüyorlar mı? Bir yanlarına terör örgütünün güdümündeki partiyi almışlar, bir yanlarına hala kendini tanımakta zorlanan bir başka partiyi almışlar, arkalarına da kırık dökük kim varsa takmışlar, ülkeyi tek parti faşizmine sürüklemeye çalışıyorlar. Ortada ne demokrasi ne hak ve özgürlükler ne ekonomi dış politika konusunda herhangi bir program yok. Sadece lafügüzaf var, sadece laklak var, sadece ucuz kabadayılık var. Soruyorum size, bu kadar vizyonsuz, bu kadar çapsız, bu kadar küçük, hesapçı bir ekip ülkenin bölgesel ve küresel düzeydeki çıkarlarını nasıl savunacak? Hepsini de üç günde şamar oğlanına çevirirler. Gerçi milletimiz, her seçimde bunları şamar oğlanına çeviriyor ama anlamazlıktan gelip işlerine bakıyorlar. Hep söylediğim gibi Türkiye’nin en büyük sorunu işte bu çapsız muhalefet anlayışıdır. İnşallah 2023 seçiminde milletimiz bunlara nihai derslerini verecek.”

“Merkez Bankası rezervi 126 milyar dolara çıktı”

Türkiye’nin, salgın döneminde sarsılan küresel ekonomik işleyişin yeni dengesinde gelişmiş ülkeler ligine çıkma fırsatı yakaladığını belirten Erdoğan, Avrupa’ya en yakın ve gerekli altyapıya sahip en büyük üretim merkezi olduğunu, dünyanın tamamına kolayca erişebilecek potansiyeli bulunduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretim ve istihdam merkezli büyüme stratejilerinin meyvelerini hızla topladıklarını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ya TÜİK’e karşı çıkıyorsun, öbür taraftan OECD’ye mi karşı çıkıyorsun? OECD Türkiye’nin büyüme rakamlarını veriyor. Ne diyor, şu anda en büyük büyüme özelliğine sahip ülkelerden biri Türkiye ve bizi 10 olarak gösteriyorlar bu yıl sonu itibarıyla. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında dünyada en yüksek büyüme oranını biz yakaladık biz. Yıllarca ekonomide iliğimizi sömüren yüksek faiz ve yüksek enflasyonun sembolü olduğu IMF düzenini bize dayatanlar bu durumdan elbette rahatsız oldu. Bu CHP, IMF’cidir ve bu CHP şu anda sözcüsü IMF’nin yetkilileriyle otellerin kulislerinde kulis atanlardandır.”

Göreve geldiklerinde 23,5 milyar dolar olan IMF borcunu Haziran 2013’te son taksitini ödeyerek bitirdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: 

“Şu an bizim IMF’ye borcumuz yok ama bunlar IMF’ci ve biz artık kendimize yetiyoruz. Merkez Bankasının rezervi 27,5 milyar dolardı. Elhamdülillah şimdi 126 milyar dolara çıktı. Nereden nereye. Fakat bu CHP yanına taktığı bazı o tiplerle adeta arkasında boş teneke. Ne diyorlar, ‘İşte biz şuraya çıkarmıştık.’ Şunu bir defa bilmeniz lazım. Benim Başbakan olduğum yerde senin sesin çıkabilir mi? Utanmadan sıkılmadan ‘Ben şunu yaptım’, ‘Ben bunu yaptım.’ Ya sen neyi yaptın? Başbakan benim, imzayı ben atıyorum. ‘Ben şunu yaptım’,’ben bunu yaptım’ diyorsun. İnsan utanır utanır ama bunlarda ne aru namusu, ne ırzu haya, gelen geçti, gelen geçti, gelen geçti. Şimdi bunlar, bu rahatsızlığın emarelerini 2013’ten beri siyasetten sosyal hareketlere terörden uluslararası tazyiklere kadar her alanda zaten görüyorlar. Buna rağmen yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi Cudi’ye, Gabar’a, Tendürek’e, Bestler Deresi’ne huzur geldi mi? Allah’ın izniyle Siirt’te geceleri 10, 11, 12 herkes rahatlıkla sokağa çıkabiliyor mu? İşte bunları beraber yaptık. Siz bize inandınız biz de size güvendik ve bu yolda böyle yürüyoruz.”

“Bugün de yarın da düşük faiz diyeceğim”

Son 3 yıldır ekonomiye saldırıldığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Salgının küresel ekonomilerde yol açtığı krizlerle ülkemizin yaşadığı bu süreç birleşince bir süredir dengesiz kur ve fiyat artışlarıyla karşılaştık. Milletimizin yaşadığı her sıkıntıyı yakından takip ediyoruz. Bir yandan yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme, bu odakla yeni ekonomi politikamızı güçlendirirken diğer yandan insanlarımızın günlük hayatlarında karşılarına çıkan sorunları da çözecek adımları atıyoruz. Sanayicilerimizi, işletmelerimizi, esnaflarımızı yüksek faize karşı destekleyecek paketleri birer birer devreye alıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ya bu Bay Kemal ne diyordu, ‘Gel faizi 1’e indir ben de CHP olarak sana destek vereceğim.’ Aynı Bay Kemal şimdi ne diyor? ‘Yüksek faiz’ diyor. Bunlar akşam başka, sabah başka. Tayyip Erdoğan dün de düşük faiz diyordu, bugün de düşük faiz diyor, yarın da düşük faiz diyeceğim. Bu benim için tabi olduğum nastır nas. Asla buradan taviz yok. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir illettir ve biz, tüm yatırımcılarımıza gel, bankalarımıza müracaatını yap oradan gerekli desteği alırsın. Üretenin ve istihdam sağlayanın daima yanında olacağız. Düşük faizle yanında olacağız” diye ekledi.

“Asgari ücreti kayıpları telafi edecek düzeyde belirleyeceğiz”

Çalışanları enflasyona ve fiyat artışlarına karşı koruyacak tedbirleri de uygulamaya başladıklarını ifade eden Erdoğan, kamu işçilerine ve memurlara verdikleri ücret artışlarının özel sektör için de yol gösterici olduğunu bildirdi. 

Erdoğan, şunları kaydetti: 

“İnşallah asgari ücreti, kayıpları telafi edecek düzeyde belirleyerek dar gelirli insanlarımızı biraz daha ferahlatacağız. Ülkemizin sağlık sisteminin kritik kadroları olan uzman ve pratisyen hekimlerin kamuda çalışmayı sürdürmelerini teşvik edecek ilave ücret artışları da yaptık. Öğretmenlerimiz için de yeni meslek kanunuyla ilave imkânlar getiriyoruz. Diğer kamu çalışanlarının da haklarını gözetecek adımlar atmayı sürdüreceğiz. Özel sektörümüzün de önümüzdeki dönemde genel olarak istihdamı yükseltme yanında nitelikli iş gücünü korumaya dönük bir ücret politikası izleyeceğine inanıyorum. Böylece ekonomide sağlanan olumlu gelişmelerin tüm kesimlerin faydasına olacak şekilde yayılmasını hedefliyoruz.”

“Stok yapanları yakaladığımızda gereken bedeli ödeyecekler”

Erdoğan, enerji ve gıda başta olmak üzere yüksek fiyat artışlarının bir kısmının nedeninin küresel emtia fiyatlarındaki aşırı yükselmeden kaynaklandığını belirterek, bu yüksek fiyatların bir kısmının yeniden dengeye oturmasının beklendiğini söyledi.

Erdoğan, “Ülkemizdeki kimi ürünlerde görülen fahiş artışlarının bir sebebi de maalesef piyasadaki açgözlü fırsatçılardır. Buradan ülkeme, stokçulara sesleniyorum. Hangi üründe olursa olsun depolarda bütün bu malları stoklayanları yakaladığımızda gereken bedeli ödeyeceklerdir. Döviz kurlarındaki artışta da zaman zaman bu açgözlülüğün izlerini görüyoruz. Çok da uzun olmayan bir sürede, inşallah tüm bu fiyat hareketlerini, kur dalgalanmalarını makul ve istikrarlı bir çizgiye oturtacağız. Allah’ın izniyle önümüzdeki yılın ilk aylarından itibaren ekonomide gerçekten gelişmiş ülkelerin standartlarını yakalamaya başladığımız bir seviyeye ulaştığımızı göreceğiz” dedi. 

Erdoğan, “2023’te sizlerin huzuruna, ülkemize ve milletimize verdiğimiz bir sözü daha yerine getirmiş olmanın gururu ile çıkacağız. Tabii bu tabloyu kendi ülkesine inanmayanlara anlatamazsınız. Biz onlara yaptığımız yolları, köprüleri, tünelleri, barajları, hava limanlarını, hastaneleri, millet bahçelerini de anlatamamıştık. Biz onlara terör örgütlerini tepelediğimizi, güvenliğimizi sınırlarımız ötesinden başlattığımızı da anlatamamıştık. Biz onlara ülkemizin uluslararası alandaki gücünü de anlatamamıştık. Varsınlar ekonomide başlattığımız tarihî değişimi de anlamasınlar. Milletimiz bizi anlıyor, milletimiz bizi destekliyor, o bize yeter” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce hapiste kalmasına gerekçe yapılan Ziya Gökalp’e ait “Minareler süngü, kubbeler miğfer” dizelerini içeren “Asker Duası” şiirini alandakilerle beraber okudu.

Daha sonra beraberindekilerle kurdele keserek tesisin açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Lineer Metal Çinko Üretim Tesisi’nin Katarlı ortağı Abdülaziz el Atiyye, günün anısına tablo hediye etti.