Damdan düşenin halini damdan düşen anlamaz

Vallahi bak. Günah, boşuna yemin ettirmeyin. İnanmıyorsanız gelin damdan düşen biri olarak anlatayım. Bir komşum ve ben, 3 ay arayla yüksekçe bir yerden düştük ve ikimizin de sağ kolunda kırık oluştu. Onunki hemen teşhis edildi ve alçıya alındı. Benden 3 ay sonra kırılmasına rağmen benden önce iyileşti.

Benim kırığım ise beşinci doktor tarafından ancak beşinci haftada teşhis edildi ve alçıya alınmadı. Geçen süre zarfında kemik iliği ödemi oluştu. Maalesef ve tabii ki çok şükür kolum ameliyattan kıl payı kurtulmuş. Ancak aradan 2 yıl geçmesine rağmen hala sıkıntılar vermeye devam ediyor.

Bu durumun bize yaşattığı zorluklara gelirsek: Bahsettiğim komşum, ev hanımıydı ve iki yetişkin kızı vardı. Benim ise ilkokula giden, her sabah erkenden onu okula hazırlayıp götürdüğüm çantasını taşımasına yardım ettiğim bir çocuğum. Onun da hayatında mutlaka farklı gündemleri, sorumlulukları, belki zorlukları vardı.

Benim de ev kadınlığı, annelikle beraber koçluk eğitimleri vermek, eğitimler almak, seanslar yapmak, öykü yazmak ve içerik üretmek gibi hepsinde sağ elimle yazı yazmak zorunda olduğum sorumluklarım vardı. Normalde 15 saniyede yaptığım bir şeyi birkaç dakikada yapmak zorunda kalıyordum ve programlarıma katılırken tek başıma hazırlanamıyordum.

Bu durum, öykü yazmak, seans yapmak, eğitim almak ve vermek, çocuk bakımı gibi konularda ciddi zorluklar yarattı. Damdan düşen bu iki komşunun durumunu eşitleyebilmek için gelmişini, geçmişini, ebeveynlerini, çocuklarını, sosyal destek sistemini, duygusal dayanıklılık kapasitelerini, kemik sağlığını, yaşını ve mesleğini de eşitlemeniz gerekir. Ve daha sayamadığım birçok parametreyi… Kolumuzun kırılmış olması bizi sadece genel geçer ortak zorluklarda buluşturuyordu.

O nedenle ezber ve genellemeci bir yaklaşımla aynı deneyimden geçmiş gibi görünen insanlar çoğunlukla aynı şeyi yaşamıyor. Aynı şeyi yaşadıklarına dair filtrelerimizden özgürleşmek bizi daha yargısız ve hâlden anlar insan haline getirir diye düşünüyorum.

Damdan düşeni çağırmak belki de Hoca’nın hâlden anlayan insan talebiydi. Sonraki yazımda hâlden anlamak üzerine sizlerle sohbet etmek istiyorum.

Yeniden buluşmak dileğiyle ve sevgimle…