(ANKARA) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Zor günlerden geçtik, geçmeye devam edeceğiz. Çok acılar çektik, çekmeye devam edeceğiz. 23 yıllık böylesine suça, kire, kötü ilişkilere, elde ettiği yetkiyi en kötü şekilde kullanmaya alışmış iktidar, herhalde çiçeği yaptırıp da iktidarı devretmek için bizi kapıda beklemeyecekti. Elbette zorlanacaktı. Bu kadar hukuksuzluğu, bu kadar haksızlığı, bu kadar vicdansızlığı beklemiyorduk. Ama bir gül bahçesinden yürüyerek iktidara gitmeyi de kimse beklemesin. İktidar yürüyüşü, kurtuluş, Kurtuluş Savaşı bedel ödenerek, gerekirse ölünerek, gerekirse o günü hapiste bekleyerek ama teslim olmayarak yürünecek bir yoldur. Teslim olmayanlara selam olsun. Teslim olmamızı bekleyenlere dert olsun” dedi.
Özel, partisinin TBMM Grubu’nda yaptığı konuşmada, “çok önemli bir mevzu bulunduğunu” ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bunlar AK Parti’nin dayattığı gündemler. Esas ekonomi, üzerimize düşen vazifeleri bize de hatırlatanlar. Öyle ya sekiz çeyrek altın alan emekli düşmüş iki çeyreğe. Dizine vuruyor teyzem. Yedi çeyrek alan asgari ücretli, düşmüş üç çeyreğe. Sorunlar çok da, bunları anlatmak iyi de, meydan meydan gezmeye, mücadeleye devam da, CHP bu işleri nasıl çözecek? İşte CHP bir yandan kendi tüzüğünü yapmıştı, önüne yol haritası koymuştu. ‘Mayıs’ dedik, bu yaşanan iki ay biraz geciktirdi. Temmuz ayında partinin programı hazır, bütün Türkiye’ye arz edeceğiz. Son bir tartışmayı hep beraber yapacağız. Sonra da hayata geçireceğiz. Parti programı partilerin ülkeyi yönetmeye dair, ülkenin nasıl yönetileceğine dair vizyon belgeleridir. Son derece titiz, 81 ilde 973 ilçede çalışıldı, tekrar il raporları geldi. Akademisyenlerle ve sivil toplum örgütleri ile çalışıldı. Barolarla çalışıldı hukuk için. Bütün illerden gelenin yanında bizler Ankara boyutunda çalıştık. Dünyanın başarılı sosyal demokrat parti programlarını okuduk, özetledik, alıntıladık. Belli bir yere geldik. Ama ülkeyi yönetmenin de, hele hele bu sistemde, bu rejimde bir başka adının, bir başka duruşunun, partisinin tutumuyla paralel ama net söylemlerinin olması gerektiği açık. Bir yandan devletin bütün imkanları elinde, ‘Her şeyi ben yaparım’ diyen, devletin bakanlıklarından, partinin sloganına ‘Türkiye Yüzyılı’ diye ilanlar verip her bakanlığın ne yapacağına özel gazeteler bastıran birilerine karşı şüphesiz Cumhurbaşkanı adayının da bu ülkeyi nasıl yöneteceğini ve nasıl düzelteceğini söylemesi gerektiği bir zemin var. Ama bir yandan adayın arkasında 15,5 milyon vatandaşın attığı oy, önünde Silivri’nin demir parmaklıkları var. Bunun için 23 Mart‘ta 15,5 milyon yurttaşımızın oyuyla Cumhurbaşkanı adayımız olan Ekrem İmamoğlu’nu, onu fiziken hücresinde tutarak siyasetten men edeceklerini, onun azmini kıracaklarını, onu yıldırıp yok edeceklerini, siyaset arkadaşlarının ona sırt döneceğini, onu orada bırakıp hatta bunu kendilerine fırsat bileceğini düşünenler CHP’yi tanımamışlar. O günden bugüne ben partinin Genel Başkanı olarak hemen her hafta, bazen birden çok kez, grup başkanvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz kendilerine ziyaretlerde bulundular. Elbette dayanışma duygularını ifade ettik. Ama oturduk çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz.
“Tüm yurttaşlarımızı haysiyetli bir yaşama kavuşturacak ortak geleceğin inşası için çalışıyoruz”
Yerel seçimlerde partimizi Türkiye’nin birinci partisi yapmış kadrolar olarak, bugün de açık ara birinci olmamızı sağlayan Türkiye İttifakı, toplumun tüm kesimlerini bir araya getirmeye devam ediyor. 19 Mart darbesi sonrasındaki direniş, bu birlikteliği bir kez daha gösterdi. Bu birliktelik darbeye karşı demokrasiyi savunduğu gibi, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek gücü de içinde barındırıyor. Milletin demokrasi için verdiği mücadele, ‘Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz’ sorusunun cevabını Bayburt’tan Yozgat’a, Van’dan İstanbul’a, ülkemizin her yerinde görüyoruz. Bayburtlu teyzenin ‘Altını anlat’ dediği gibi, İstanbul’daki esnaf da ‘Nasıl çözeceksiniz?’ diyor. Mücadeleye elbette devam ediyoruz. Ancak nasıl çözeceğimiz konusunda Türkiye’yi hak ettiği saygın yere taşıyacak, çağın getirdiği büyük değişimleri yakalayan, çağa yön veren bir ülke olma yolunda tüm yurttaşlarımızı haysiyetli bir yaşama kavuşturacak ortak bir geleceğin inşası için hep birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızla kuracağımız ortak geleceğin iktidar programını da hep birlikte şekillendireceğiz. Partinin programının tamamlanmasıyla birlikte oradan start alan bir şekilde, Türkiye İttifakı’nın temsil ettiği birlikteliği daha da güçlendireceğiz. İktidar programı hazırlıklarımızın kurumsal yapısını hazırladık, tasarladık, büyük bir memnuniyetle bugün anonsunu, önümüzdeki günlerde fiziki pozisyonunu, ardından açılışını ve yol yürüyüşünü hep beraber tarif edeceğiz, hep beraber gerçekleştireceğiz. Bu kurumsal yapı ile CHP’lilerin ve kendini Türkiye İttifakı’ndan gören herkesin katkılarını alacağız.
“Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizi kurduk”
Bu birlikteliği sağlamak, iktidar programımızı en kapsayıcı şekilde oluşturma kararlılığıyla Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizi kurduk, bunun müjdesini buradan her birinize vermek isterim. Şu anda partimizin imkanları, binaları ve mekanlarıyla somutlaşacak olan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimiz; kendi içindeki yatay hiyerarşiye dayalı, dayanışma ve işbölümünü merkeze alacak bir anlayışla bugünden yeni siyaset anlayışımızın iktidar adımları olarak somutlaşmıştır. Hedefimiz iktidar programıyla ülkemizin yenilenen dünyada güçlü ve güvenli kılmak, zengin, müreffeh ve adil bir düzen kurmak. Özgür demokratik, hukukun üstün, vatandaşların mutlu ve huzurlu olduğu yeni bir yaşamın güvencesini sağlamaktır. Bugün anonsunu yaptığımız Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimiz ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci yalnızca tek bir kişinin iktidar yolculuğu değildir, olamaz. 10 milyonların hayalini kurduğu geleceğin bugünden Ekrem İmamoğlu’yla birlikte kurma kararlılığının ta kendisidir. İşte Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimiz; adayımızla, partimizle, Türkiye İttifakı ile ortak geleceğin inşasının çalışmalarının yürütüleceği yerdir. Parti programıyla paralel, bugünden başlayarak seçim gününe kadar yürütülecek kampanya çalışmalarına, iktidar programının hazırlığı çalışmalarına katkı vermek isteyen herkes, aday ofisinin doğal üyesidir, destekçisidir. CHP’nin MYK’sından, Parti Meclisi’nden, milletvekili grubundan, il başkanlarından, ilçe başkanlarından, kadın ve gençlik kollarından, temas halinde olduğumuz tüm örgütlü yapılardan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin çalışmalarının yürütülmesinde fiilen görev almalarını ve ortaya çıkacak ürüne sahip çıkmalarını ve o ürünü içerideki adayımızın yerine bütün Türkiye’de kapı kapı anlatmalarını, ilgililerine ulaştırmalarını ve Cumhurbaşkanı adayımızın Türkiye’yi yönetme ideali, fikri ve somut önerilerini kapı kapı, sokak sokak, ev ev, servis servis, kahvehane kahvehane, tarla tarla Anadolu’ya taşımalarını bekliyoruz. Böyle bir görev tarif ediyoruz. Bu derece kapsamlı ve kapsayıcı çalışmaların yürütülebilmesi ve farklı parti organlarıyla eşgüdümün sağlanabilmesi merkezi bir koordinasyonu gerekli kıldığından; bu eşgüdüm ve koordinasyonu sağlayacak üç kişilik bir icra kurulunu Ekrem Başkanımızla dün yaptığımız görüşmede belirledik. Ben CHP Genel Merkezi adına koordinasyon için Sayın Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke’yi, TBMM Grubumuzu temsilen Sayın Bülent Tezcan’ı ve Sayın Cumhurbaşkanı adayımızın yakın çalışma ekibinden Sayın Serkan Özcan’ı, üç kişilik bu eşgüdümü sağlayacak komite için görevlendirmiş olduk. Bunu da her birinizin önünde tüm Türkiye kamuoyuna duyurmayı bir görev biliyorum.
“Umut, yüz yıl önce olduğu gibi yine Cumhuriyet’in ta kendisidir ve Cumhuriyet Halk Partisi’dir”
Bundan sonra Grubumuz, Genel Merkezimiz ve Ekrem Başkan’ın ekibi Türkiye iktidarının bir kez daha bir CHP Cumhurbaşkanı tarafından devralınmasını, ardından kurduğumuz parlamentonun yeniden güçlendirilmesini, bu parlamentonun güçlenmesi ile birlikte Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve bunun tüm gerekliliklerinin doğru şekilde tasarlanmasının, bunun yanında geçen dönem Türkiye’yi yönetme irademizle ifade ettiğimiz yönetim sistemi olan güçlü parlamentonun yanında sorunları nasıl çözeceğimizin, enflasyonu nasıl düşüreceğimizin, faizleri nasıl indireceğimizin, gelir adaletsizliğini nasıl ortadan kaldıracağımızın, mahkemelerde ve vergide adaletin nasıl sağlanacağının, gençlerin gözünün dünyanın öbür ucunda değil, bütün dünya gençlerinin gözünün üzerimizde olduğu bir Türkiye’nin nasıl sağlanacağının çalışmalarını hep birlikte yapacağız. Partimizle AK Parti arasındaki 6-7 puana çıkmışken, artık Cumhur İttifakı’nın toplamının oyları CHP ile birincilik, ikincilik noktasında yarışıyorken, sandıktan çıkanların yarattığı meşruiyet krizi sahada, sokakta destek değil, tepki görüyorken, kurumsal çöküşün yarattığı toplumsal çöküş bir yanda bir umut arıyorken; umut, yüz yıl önce olduğu gibi yine Cumhuriyet’in ta kendisidir ve Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Zor günlerden geçtik, geçmeye devam edeceğiz. Çok acılar çektik, çekmeye devam edeceğiz. 23 yıllık böylesine suça, kire, kötü ilişkilere, elde ettiği yetkiyi en kötü şekilde kullanmaya alışmış iktidar, herhalde çiçeği yaptırıp da iktidarı devretmek için bizi kapıda beklemeyecekti. Elbette zorlanacaktı. Bu kadar hukuksuzluğu, bu kadar haksızlığı, bu kadar vicdansızlığı beklemiyorduk. Ama bir gül bahçesinden yürüyerek iktidara gitmeyi de kimse beklemesin. İktidar yürüyüşü, kurtuluş, Kurtuluş Savaşı bedel ödenerek, gerekirse ölünerek, gerekirse o günü hapiste bekleyerek ama teslim olmayarak yürünecek bir yoldur. Teslim olmayanlara selam olsun. Teslim olmamızı bekleyenlere dert olsun. Bu irade bizim gücümüzdür, korkunuz sizin çaresizliğinizdir. Biz kazanacağız, millet kazanacak, hak kazanacak. Hepimizin yolu açık olsun.”
(SON)