Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Asu Kaya, İstanbul’da katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i andı

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, İstanbul’da Semih Çelik tarafından katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i ölüm yıldönümünde andı. Kaya, “Bu karanlık düzeni kuranlardan ve sürdürmekte ısrar edenlerden mutlaka hesap soracağız. Her alınan hayatın hesabını, her suskunluğun sorumlularını toplumsal vicdana çıkaracağız. Adalet sağlanana, kadınların can güvenliği ve özgürlüğü garanti altına alınana dek mücadelemiz sürecek. Boyun eğmeyeceğiz” dedi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, İstanbul'da Semih Çelik

(ANKARA) – CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, İstanbul’da Semih Çelik tarafından katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i ölüm yıldönümünde andı. Kaya, “Bu karanlık düzeni kuranlardan ve sürdürmekte ısrar edenlerden mutlaka hesap soracağız. Her alınan hayatın hesabını, her suskunluğun sorumlularını toplumsal vicdana çıkaracağız. Adalet sağlanana, kadınların can güvenliği ve özgürlüğü garanti altına alınana dek mücadelemiz sürecek. Boyun eğmeyeceğiz” dedi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Aradan tam 1 yıl geçti… İkbal Uzuner’i ve Ayşenur Halil’i elimizden alan vahşetin üzerinden bir yıl geçti. Ancak ülkemizde kadın kıyımı yaşanırken tek bir istifa, tek bir açıklama gelmedi. Bu ülkenin kadınları öldürülürken hükümet sustu, adalet köşeye çekildi. 2024 yılında 394 kadın katledildi, 259 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. 2024 yılı, Türkiye tarihinde 2010’dan bu yana en çok kadın cinayetinin ve şüpheli ölümün gerçekleştiği yıl oldu.

Ama iktidar ve cenahları en ufak sorumluluk ve utanç emaresi göstermeden buna ‘Türkiye Yüzyılı’ dedi. Cezasızlık ise yeni cinayetlerin davetiyesi haline geldi. Ne uzaklaştırma kararlarının ne de kolluk kuvvetleri tarafından ‘korun(ama)manın’ hiç bir hukuki üstünlüğü, caydırıcılığı kaldı. ‘Aile Yılı’ dedikleri yılda her gün en az bir kadın aile bireyleri tarafından öldürülürken, ‘Kadının yeri ailedir, kadın yoktur aile vardır’ denildi. Kadının bedenine, kararına ve hürriyetine karşı yapılan her türlü müdahale girişimi cezasız kaldı. Bu ülkede kadınlar cinsel ilişkiyi reddettikleri için katledildi, katilin ise ‘kutsal adalet’ tarafından ‘haksız tahrik’ denilerek sırtı sıvazlandı. İktidar, bütün kutsal değerlerimizi çürütürken en kutsal olan hayatımızı bizden çaldı. Bu karanlık düzeni kuranlardan ve sürdürmekte ısrar edenlerden mutlaka hesap soracağız. Her alınan hayatın hesabını, her suskunluğun sorumlularını toplumsal vicdana çıkaracağız. Adalet sağlanana, kadınların can güvenliği ve özgürlüğü garanti altına alınana dek mücadelemiz sürecek. Boyun eğmeyeceğiz.”