(VAN) – Demokratik Kurumlar Platformu, 4 Kasım 2016’da HDP’ye yönelik operasyonların yıldönümünde Van’da eylem gerçekleştirdi. DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar “Kayyum pratiğine son verilmeli” ifadesini kullandı.
DEM Parti öncülüğünde Van’da bir araya gelen Demokratik Kurumlar Platformu, 4 Kasım 2016’da HDP’ye yönelik operasyonların yıldönümünde Sanat Sokağı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar ve Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç ile çok sayıda yurttaş katıldı.
DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, açıklamasında şunları söyledi:
“Yine 4 Kasım her iki darbeyi de bir kez daha lanetlemek için buradayız. 4 Kasım 2016 tarihinde Eş Genel Başkanlarımız, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ’la birlikte 12 milletvekili arkadaşımızın, yoldaşımızın öncelikle dokunulmazlıklarının kaldırılarak ardından hukuksuzca, haksızca bir darbe ile tutuklanmalarının 9. yılındayız. Bu 9 yıl boyunca Kürt halkı ne bu darbeye karşı ne bu darbeye karşı direnmekten vazgeçti ne de vazgeçecek. O darbe sürecinin taşlarını örenler ve o darbe sürecinde o taşların örülmesine yardım edenler hiçbir zaman unutulmadı, unutulmayacak. O darbeyi gerçekleştiren siyasal iktidar ile dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek veren o günün muhalefeti Kürt halkının zihniyetinde her zaman bir kara leke olarak kaldı, kalmaya devam edecek. Ve elbette geldiğimiz noktada hem barış ve demokratik toplum süreci hem de dün itibariyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin büyük daire kararıyla açığa çıkan durum Kürt halkı temsilcilerinin milletvekillerinin Eş başkanlarının derhal özgür bırakılmasını bir kez daha ortaya koymuştur. Açıkça görmemiz lazım. Kürt halkına yönelik 9 Kasım 2016 tarihinde başlatılan siyasal darbe, siyasal soykırım, 100 yıldır devam ettirilen Kürt halkını yok sayan, inkar eden, asimile eden o soykırımcı politikaların bir devamıydı.”
“Kayyum pratiğine son verilmeli” ifadesini kullanan Uçar şöyle devam etti:
“Halkın siyasal iradesine saygı gösterilmelidir. Sürecin bir tarafı olan devlet tarafı görevini, sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bir an önce halkın kendi kendisini yönetebileceği yasaları hayata geçirmeli ve elbette halkın iradesine saygı gösterecek, kayyum uygulamasına son verecek pratiği ortaya koymalıdır. Demokratik entegrasyon içinde bir an önce yasaların yapılması hukukun bu noktada dizayn edilmesi gerekmektedir. Sayın Öcalan’ın da ifade ettiği üzere Cumhuriyetin yasallaşması gerekmektedir. Cumhuriyetin Demokratik Cumhuriyet olması gerekmektedir. Cumhuriyetin, Kürt halkının dilini, varlığını, kültürünü kabul eden yasaları bir an önce düzenlemesi gerekmektedir. bin yıllık Türk Kürt halkının kardeşliği de bu noktada pekiştirilmelidir. Onarılmalı Türk-Kürt halkının kardeşliği önünde 100 yıl önce bu Cumhuriyet kurulurken Kürt halkını hukuk dışına iten anlayıştan vazgeçilmelidir. Bu noktada bizler barış, demokrasi ve adalet için Kürt halkının anayasal güvence altında varlığının, dilinin, kültürünün güvence altına alınması için müdahaleye devam edeceğiz.”
Gülşen Kurt: Herkesin bu barış sürecine destek sunması gerekmektedir
DEM Parti Van İl Eş Başkanı Gülşen Kurt şunları söyledi:
“4 Kasım 2016 tarihinde HDP Partimize yapılan ve eş genel başkanlarımız Figen Yüksekdağ’ın Selahattin Demirtaş’ın tutuklanması hem Türkiye tarihine hem de demokrasiye olan siyasi bir darbedir. Bu anlamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birkaç kez vermiş olduğu tahliye kararının kabul edilmemesi, Türkiye hem kendi hukukunu hem de bağlı olduğu İnsan Hakları Mahkemesinin hukukunu reddetmektedir, ayaklar altına almaktadır. Bugün bu süreci Kürt halkının ve ezilen tüm halkların aslında 86 milyonun barışı olacağını, bu ülkenin var olan yoksulluğu, işsizliği İrade gasbının, hak gasbının, göçün, aynı zamanda da kadın kırımlarının, yoksulluğun, yegane ilacının barış olduğunu her defasında dile getirdik. Bu anlamda bu ülkede var olan antidemokratik uygulamalarının son bulması, demokrasinin tecelli etmesi için herkesin bu barış sürecine destek sunması gerekmektedir.
Bizler bu barış sürecinin sadece iktidarın ve devletin tekelinde olmadığını, aynı zamanda muhalefet sisteminin de muhalefetin de buna destek sunması gerektiğini çünkü bu ülkenin yüzyıllardır barışa ve kardeşliğe ihtiyacı vardır. Türk, Kürt kardeşliğine ihtiyacı vardır. Birlikteliğine ihtiyacı vardır. Barışçıl, ortak yaşamın, demokrasinin oluşması için barış sürecine dört elle sarılacağız. Her alanda, her sokakta onurlu bir barışın gelmesi için mücadelemize devam edeceğiz. İktidarın ve devletin somut adımlar atarak kayyum gasbından bir an önce geri çekilmesini, halkın iradesini tesis etmesini tüm seçilmiş belediyelerimize tekrardan görevlerine iade edilmesini, aynı zamanda bunun barışa olan umudu ve barışın kardeşliğin önünü açacağını tekrardan ifade ediyoruz.”

