Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ümit Özdağ tahliye edildi… Hilal Özdağ: Darısı haksız yere tutuklu olan, tutuklu olmaması gerekirken tutuklu olan herkesin başına

Silivri’deki Cezaevi’nde 148 gün boyunca tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ için tahliye kararı verilmesine ilişkin konuşan Özdağ’ın kardeşi Hilal Özdağ, “Annem şu sözü çok kullanır; ‘zorlu yollar, yufka yüreklerle açılmaz kızım’ derdi. Aşılmıyor hakikaten. Yürekler yufka değil. Yorulduk ama çok şükür. Darısı bütün adalet sisteminin başına diyeyim. Adalet yeniden tesis olsun, hukuk yeniden tesis olsun, haksız yere tutuklu olan, tutuklu olmaması gerekirken tutuklu olan herkesin başına” dedi.

Silivri’deki Cezaevi'nde 148 gün boyunca tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel

Haber: Zeynep BOZUKLU / Kamera: Dursun ALKAYA

(ANKARA) – Silivri’deki Cezaevi’nde 148 gün boyunca tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ için tahliye kararı verilmesine ilişkin konuşan Özdağ’ın kardeşi Hilal Özdağ, “Annem şu sözü çok kullanır; ‘zorlu yollar, yufka yüreklerle açılmaz kızım’ derdi. Aşılmıyor hakikaten. Yürekler yufka değil. Yorulduk ama çok şükür. Darısı bütün adalet sisteminin başına diyeyim. Adalet yeniden tesis olsun, hukuk yeniden tesis olsun, haksız yere tutuklu olan, tutuklu olmaması gerekirken tutuklu olan herkesin başına” dedi.

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla 148 gündür tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasına çarptırılarak, tahliye edildi. Konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na açıklama yapan Hilal Özdağ, ağabeyi Ümit Özdağ’ın tutukluluğuna karar verildiği gün kendisinin ve annesinin hissettiklerini şöyle anlattı:

“Çok şaşırdım demek isterdim ama bir şaşkınlık olmadı. Çünkü maalesef böyle bir hamleyi çok uzun süredir bekliyorduk. Ama tabii çok üzüldüm. Şaşırmamak, beraberinde üzülmemeyi getirmiyor. Ama öncelikle ağabeyim için değil de- çünkü o buna çok hazırdı- annem için çok üzüldüm. Onu nasıl tutacağım diye düşündüm. Ama çok şükür yine de güçlü bir kadın olduğu için bugüne kadar geldik.

“Ağabeyimin İstanbul’da tutuklu olması, bizim Ankara’da yaşıyor olmamız çok ciddi bir lojistik sıkıntıydı”

5 aylık süreç çok yorucu geçti. Kız evlat olunca, anne de belli bir yaşın üstünde olunca anneyle daha farklı, daha organik bir ilişki gelişiyor. Onunla beraber inip, onunla beraber yükseldik. İşin o tarafı, yani sağlığını belli bir dengede tutmak gerçekten yorucuydu. Çünkü sağlık her zaman ruh haliyle çok ilişkili. Ama belli bir yaştan sonra daha da ilişkili. O yüzden o kısmı çok yorucuydu. Diğer kısım da yorucuydu. Mesela İstanbul’da tutuklu olması, bizim Ankara’da yaşıyor olmamız çok ciddi bir lojistik sıkıntı. Cuma günleri bizim görüş günümüz. Ayın bir cuması açık görüş, kalan cumalar kapalı görüş. Ben bir kamu görevlisiyim. Kayıtlı gitmem icap eder. Yıllık izin almam gerekiyor Mesela yıllık izin kağıdına açık açık ‘ağabeyim Profesör Doktor Ümit Özdağ Silivri’de tutuklu bulunmakta. Bizim aile görüşümüz de bugün. Bu nedenle bir günlük izin talep ediyorum’ diye açık açık yazmak zorunda olmak, suçlu olmadığını bildiğimiz ağabeyimiz için hakikaten zor. Ama annem şu sözü çok kullanır; ‘zorlu yollar, yufka yüreklerle açılmaz kızım’ derdi. Aşılmıyor hakikaten. Yürekler yufka değil. Yorulduk ama çok şükür. Darısı bütün adalet sisteminin başına diyeyim. Adalet yeniden tesis olsun, hukuk yeniden tesis olsun, haksız yere tutuklu olan, tutuklu olmaması gerekirken tutuklu olan herkesin başına.”

“Bu hafta çok şükür sevindik”

Hilal Özdağ, ağabeyi Ümit Özdağ’ın tahliye kararını öğrendiğindeki hislerini ise şu sözlerle anlattı:

“Ben çok aktif bir sosyal medya kullanıcısı değildim. Teknolojiye yakınım meslek icabı da. Aktif hesaplarım vardı ama çok yoğun kullanmıyordum. Bu süreçte ağabeyime de sitem ettim. ‘Senin yüzünden mavi tiklendim’ dedim. Geçen hafta sosyal medyadan paylaşmıştım. Ailenin tek büyüğü annem değil. En büyüğü annem şu anda. Ama 88 yaşında bir halam var, 86-85 yaşında yengem var, yine 80 yaşında bir başka halam var. Ben bütün aile büyüklerini kuzenlerle beraber evde toplamıştım geçen hafta. Hepsi geldiler sağ olsunlar. Hani sevinçler böyle paylaşarak büyür, üzüntüler de paylaşarak küçülür ilkesinden hareketle. Geçen hafta biraz üzüldük. Ama paylaştığımız için özellikle büyükler için iyi oldu. Bu hafta yine toplandık. Henüz fotoğrafını paylaşmadım. Onu da paylaşacağım. Bu hafta çok şükür sevindik.

“Yüreğimiz ağzımızda bekledik”

Çok yüreğimiz ağzımızda bekledik. Aslında bu çok saçma bir şey. Yani niye yüreğimiz ağzında bekledik ki? İddianame ortada. Ben kendi uzmanlığım kapsamında neler yapabilirim diye düşündüm bu süreçte ve genel başkanın bütün tweetlerinin analizini de yaptım. 37 bin 600 tane tweet var genel başkanın hesabında. Bu mesajları indirdik ve bunların içinde suçlandığı sığınmacı politikası ile ilgili 3 bin 963 mesaj var. Bunların semantik analizlerini falan yaptım. Aslında tıpkı ağabeyimin avukatlığını yapan Avukat Savaş Özdağ gibi ben de çok matematik bir yaklaşımla ağabeyimin aynı bir jeofizik mühendisi gibi onlar nasıl bizi depreme karşı uyarıyorlarsa ağabeyimi de bir güvenlik bilimcisi olarak, bir göç mühendisliğine karşı Türkiye’yi uyardığını matematik olarak tespit ettik aslında.

“Ben beraatle bu sürecin nihayetine ereceğini düşünüyorum”

Bu haberi bu kadar böyle yüreğimiz ağzında beklememizin ne kadar anlamsız olduğu düşünerek ve bilerek bekledik. Tabii tahliye kararı geldiğinde de büyük bir rahatlama oldu. Ama bu tahliye beraat değil, beraat olması gerekiyordu. Şimdi önümüzde bir İstinaf süreci var, Yargıtay süreci var. O süreç bu adalet sistemi içinde biraz zaman alacaktır. Ama ben beraatle bu sürecin nihayetine ereceğini düşünüyorum. Buna inanıyorum. İnşallah öyle olacak.

“Genel başkanın etrafında onu düşünen çok sıcacık bir halka var”

Ağabeyim herhalde akşam burada olur. Yarın sabah da kahvaltıda beraber olmayı umuyorum. Ama tabii kendi evinde, kendi yatağında rahat bir gece geçirmesi, sabahleyin sıcak bir eve uyanması için biz de birçok detayı düşündük. Yalnızca ben düşünmedim tabii. Genel başkanın etrafında onu düşünen çok sıcacık bir halka var. Ben bu süreçte çok da tanımadığım partimizin emektarlarıyla tanıştım. Onlarla omuz omuza, yan yana çalıştık. Bir siyasi faaliyet olarak değil, ben ağabeyim için, onlar genel başkanları için çalıştılar. Benim kadar düşündüler. Duruşmada hangi kıyafeti giyeceği, hangi ayakkabıyı giyeceğini ben düşünmedim. Onu düşünen onun kardeşleri, ablaları vardı. Hallettiler sağ olsunlar. Onlara da biz ailece çok teşekkür ediyoruz. Başta Ali Şehirlioğlu hocam olmak üzere bütün parti yönetimi bizi hiç yalnız bırakmadılar. Hep hocanın arkasındalardı. Büyük bir milli misyonu yerine getiriyorlar ve getirmeye devam edecekler. Biz de aileye döneceğiz. Ben kendi işime odaklanacağım.

“Silivri’nin size tanıdık gelmesi büyük bir üzüntü”

İnşallah Türkiye için daha güzel günler olsun. Diğer tahliye haberlerini de inşallah en kısa zamanda alalım. Ben herhalde Mart ayıydı. Yanlış bir tarih vermek istemem. Annemi geçmiş olsun ziyaretine geldiler. Ekrem Başkan ile Mansur Başkan. Buğra Bey vardı yanlarında. Annem orada Ekrem Başkan’a ‘size de geçmiş olsun sizin de hakkınızda soruşturma açıldı’ dedi. Çok geçmedi Ekrem Başkan’ı da, Buğra Bey’i de tutukladılar. Onların çekilen bütün fotoğrafları bizim için büyük bir üzüntü. Yani mesela Silivri’nin size tanıdık gelmesi büyük bir üzüntü. O bekleme salonunu bilmek… ‘Nasıl yani diyorsunuz, ne alakamız var’? Ama bunlar da yaşanacakmış.

“Bu kadar kadim bir devlet tecrübesi olan, tarihi olan Türkiye’nin bu ilkeyi tekrar hatırlaması gerekiyor”

Hem ağabeyimin, hem de avukatının çok sık dile getirdiği bir cümleyi duruşma salonlarında, adliyelerinde duvarlarda asıldığı cümleyi burada tekrar etmek istiyorum. ‘Adalet mülkün temelidir’. Yine ağabeyimin söylediği gibi o bir duvar süsü değil. Çok önemli bir ilke. Bu kadar kadim bir devlet tecrübesi olan, tarihi olan Türkiye’nin bu ilkeyi tekrar hatırlaması gerekiyor.”