Haber: Hande Öztürk – Kamera: Ünal Aydın
(ANKARA) – Uluslararası Hemşirelik Konseyi (ICN) CEO’su Howard Catton, dünyada insani krizin yaşandığı bölgelerdeki sağlık hizmetleri ve sağlık çalışanlarının zor koşularına ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Catton, “Son 2-3 yıldır çatışmalarda muhtemelen binden fazla sağlık çalışanı ve hemşire işlerini yaparken hayatlarını kaybetti. Siyaset başarısız olduğunda, hemşireler bunu hayatlarıyla öder. Uluslararası hukuk, “Sağlık çalışanları korunmalıdır” diyor. Biz insanlara politik değiliz; insanların rengine, dinine veya siyasi görüşüne göre onlara yaklaşmıyoruz.” dedi. Catton, sağlık sektörüne yeteri düzeyde yatırım yapılmadığına işaret ederek, birçok ülkede hala ekonomik koşulların zor olduğu dönemlerde, sağlık hizmetlerine yatırımın listenin en aşağısında kaldığını vurguladı.
ICN CEO’su Howard Catton, dünyada süregelen insani krizlerde sağlık çalışanları ve hemşirelerin zorlu çalışma koşullarına ilişkin ANKA Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Özellikle Ortadoğu’da meydana gelen bölgesel savaşlar, Rusya-Ukrayna arasında 3 yıldır süre gelen savaş sonrasında yaşanan insani krizlerde Howard Catton, hemşirelerin çalışma koşullarına ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
”Filistin’deki, Lübnan’daki, aynı zamanda Ukrayna’daki ve Sudan’daki hemşirelerle iletişim halindeyim. Hepsi ‘çok zor şartlarda’ olduklarını, hastanelerin bile olmadığı yerlerde çalıştıklarını, sadece depo veya barınak gibi yerlerde çalıştıklarını, yatak veya ekipmanların bulunmadığını, ilaçlara erişimlerinin olmadığını, bombardımandan kaynaklanan yaralanmaların travmatize olduğunu, pek çoğunun uzuvlarını kaybettiğini söyledi.
Ama aynı zamanda, ailelerini ve sevdiklerini kaybeden insanların ruh sağlığı açısından da travmatize olduklarını belirttiler. Endişe verici olan ise, hemşireler bu zor şartlar altında sağlık hizmeti sunmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama aynı zamanda sağlık tesislerine ve personellerine saldırılarda bir özne haline geliyorlar. Bu yüzden onlar aynı zamanda kendi hayatlarından ve can güvenliklerinden de endişe duyuyorlar.”
”Son 3 yılda binden fazla sağlık çalışanı hayatını kaybetti”
Catton, son dönemde meydana gelen insani krizlerde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına ilişkin şu ifadeleri kaydetti:
“Siyaset başarısız olduğunda, hemşireler bunu hayatlarıyla öder. Son 2-3 yıldır çatışmalarda ölen hemşire ve sağlık çalışanlarının sayısını izliyoruz. Muhtemelen binden fazla sağlık çalışanı ve hemşire işlerini yaparken hayatlarını kaybetti. Onlar bahsi geçen bölgelerde şifa yaymak ve insanları iyileştirmek için oradalardı.
Uluslararası hukuk, ‘Sağlık çalışanları korunmalıdır’ diyor. Biz insanlara politik değiliz; insanların rengine, dinine veya siyasi görüşüne göre onlara yaklaşmıyoruz. Biz sağlık hizmetine ihtiyaç duyan insanları tedavi ediyoruz. Bu prensibe bağlı olurken, bu hemşireler ve sağlık çalışanları saldırıya uğruyor ve pek çoğu öldürülüyor.
Hatırlamamız gereken şu ki siyaset barışı sağlamakta veya kalıcı hale getirmekte başarısız olursa, hemşireler ve sağlık çalışanları bunun bedelini öder. İşte bu yüzden şu bu yılın başında da dediğimiz gibi acil bir ateşkes yapılması gerektiğine ilişkin çağrımızı yineliyoruz.
Eğer anesteziniz yoksa, ağrı kesici ilaçlarınız yoksa ve çok zorlu bir yarayı tedavi etmeye çalışıyorsanız bu durum, hastanız için hiç de iyi sonuçlanmaz. Bu yüzden bir an önce saldırıların durması ve insani yardımların o bölgeye ulaşımının sağlanması gerekli. Ateşkes yapılması, sağlık hizmeti çalışanlarının işlerini yapabilmesi için kritik bir öneme sahip.”
”Filistin Sağlık Bakanlığı, 2 bin 60 hemşirenin öldüğünü açıkladı”
Gazze’de İsrail tarafından başlatılan saldırılardan bu yana kaç sağlık çalışanı ve hemşirenin öldürülmesine ilişkin açıklamalarda bulunan Catton, “Tam sayıyı bilmek çok zor çünkü çoğu her zaman kaydedilmiyor. Son 3 yılda sadece Ortadoğu’da değil Ukrayna’da ve Sudan’da da binden fazla sağlık çalışanının hayatını kaybettiği kaydedildi” dedi.
“Hemşireler sağlık alanındaki en yetkin kişiler ve Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığına göre 2 bin 60 hemşire öldü” diye konuşan Catton, “Bunlar çok çarpıcı ve korkunç rakamlar. Sağlık çalışanları, oralarda sadece işlerini yaparak büyük fedakarlıklar gösteriyor. Ama bu işin prensibi şu ki herkesin sağlık hizmetlerine erişimi olmalı, işte bu, hemşirelerin sağlamaya çalıştıkları şey” dedi.
Bahsi geçen prensibin aslında saldırı altında olduğunu vurgulayan Catton, “Bu prensip insanlık dediğimizde, insanın insana nasıl davranması gerektiğini düşündüğümüz aklımıza gelen şey. Yani bu aynı zamanda insanlığın özünde olması gereken bir prensip” diye konuştu.
”Son zamanlardaki saldırılar, insanların kafasında normalleştiriliyor”
Uluslararası hukukun hemşireleri koruması konusundaki maddesine de değinen Catton, şunları söyledi:
“Son zamanlardaki saldırıları gördüğümüzde bu durum insanların kafasında ‘normalleştiriliyor’ artık. Çünkü biz buna dair yeterli bir soruşturma göremiyoruz, yeterli aksiyonlar alınmayıp yaptırımlar uygulanmıyor. Bu normalleşme, ‘askeri stratejilerin’ kasti olarak yaptığı korku yaymak, insanları sağlık hizmetine erişimde cesaretsizlendirmenin bir parçası haline geldi. Bu çok yanlış çünkü sağlık hizmetlerine erişim insanların en temel haklarından biridir.
“Sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğumuzda hepimiz buna ulaşabilmeliyiz”
Sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğumuzda hepimiz buna ulaşabilmeliyiz. Bu yüzden bu hizmete erişmeye çalışanlar ve bu hizmeti verenler korunmalıdır. Bizim insani yardımlara ilişkin uluslararası kanunlarımız var, Cenevre Sözleşme’miz var ve bu bahsettiğim noktalar bu kanunlarda ve maddelerde çok açık bir şekilde belirtilmiş. Bu nedenle bu maddeler sadece yazıda kalmamalı, buna dair bir aksiyon alınıp uygulamaya da konmalı.”
“Tüm hükümetler sağlığa yatırım yapmalı”
Türkiye’de bulunmasının sebebinin Türk Hemşireler Derneği’nin dünyadaki sağlık çalışanlarının sorunlarını ele aldığı bir konferansa ev sahipliği yapıyor olması olduğunu söyleyen Catton, “Biliyoruz ki savaşlar ve felaketler meydana geldiğinde, hemşireler o bölgeye ilk koşan, destek sağlamayı amaçlayan ve bunun için ilk sıralarda yer alan kişilerdir. Fakat sağlık hizmetleri çalışanları ve hemşireler bundan daha fazlasını yapıyor” dedi ve şunları ekledi:
“Felaketlerin meydana gelmesini engellemek için ellerinden geleni yaparlarken sonrasında meydana gelen yıkımları ve yaralanmaları iyileştirmek için de çaba sarf ediyorlar. Fakat bu hizmete yeteri düzeyde yatırım yapılmıyor. Pek çok ülke hala, ekonomik koşulların zorlu olduğu dönemlerde, sağlık hizmetlerine yatırımı listenin en aşağısında tutuyor.
Biz diyoruz ki sağlığa yatırım yaptığınızda sadece iyi bir hizmet almayacaksınız aynı zamanda bu, ekonomik anlamda size fayda da sağlayacak çünkü daha sağlıklı ve üretken nüfusa sahip olan ülkelerde büyüme ve gelişmeyi daha fazla görüyoruz. Sağlık aynı zamanda barışın da anahtarıdır.
Hemşireler evet, sağlık hizmeti sunan kimselerdir ama aynı zamanda barış sağlayıcıdır ve yaşadıkları toplumlara ekonomik anlamda değer de katarlar. Buradaki temel mesaj şu ki ne kadar pahalı olursa olsun sağlık hizmetlerine yatırım yapılmalıdır. Pandemi dönemini düşünün. Pandemi ülkelere tahmini olarak 2 veya 3 trilyon dolara mal oldu. Yani şimdi sağlığa yatırım yapmazsan gelecekteki jenarasyonlara bu daha da pahalıya patlayacak.”