Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TEİS Genel Başkanı Saydan: “Dünyada İki Dakikada Bir Kadın Rahim Ağzı Kanserinden Ölmektedir. Hpv Aşısı Bir An Önce Ödeme Kapsamına Alınarak Aşılama Başlamalı”

Tüm İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, HPV aşıları ile ilgili “Uluslararası verilere göre 2018 yılında ülkemizde yaklaşık 2500 kadına serviks kanseri tanısı koyulmuştur ve yine yaklaşık 1250 kadının sadece bu kanserden öldüğü bilinmektedir. Dünyada iki dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden ölmektedir. Çok önemli olan bu aşı bir an önce ödeme kapsamına alınarak aşılama başlamalı ve gelecek nesiller için çocuklara öncelik verilmeli” dedi. Saydan, ilaç firmalarının eczacılar üzerinden SGK’ya yapmayı taahhüt edip uygulamadığı kamu kurum iskontolarını da gündeme getirerek “İlaç firmalarının hukuka aykırı uygulamalarına karşı SGK’yı harekete geçmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

Tüm İşverenler Sendikası (TEİS)

Tüm İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, HPV aşıları ile ilgili “Uluslararası verilere göre 2018 yılında ülkemizde yaklaşık 2500 kadına serviks kanseri tanısı koyulmuştur ve yine yaklaşık 1250 kadının sadece bu kanserden öldüğü bilinmektedir. Dünyada iki dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden ölmektedir. Çok önemli olan bu aşı bir an önce ödeme kapsamına alınarak aşılama başlamalı ve gelecek nesiller için çocuklara öncelik verilmeli” dedi. Saydan, ilaç firmalarının eczacılar üzerinden SGK’ya yapmayı taahhüt edip uygulamadığı kamu kurum iskontolarını da gündeme getirerek “İlaç firmalarının hukuka aykırı uygulamalarına karşı SGK’yı harekete geçmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan, bugün Ankara’da sendikanın genel merkezinde HPV başta olmak üzere aşıların önemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Saydan, şu açıklamaları yaptı:

“MİLYONLARCA ÇOCUK AŞIYA ULAŞAMADIĞI İÇİN, AŞIYLA ÖNLENEBİLEN HASTALIKLARDAN YAŞAMLARINI KAYBEDİYOR”

“Hastalıklar ile baş edebilmenin iki unsuru vardır. Birincisi hastalıktan korunmak, ikincisi ise doğru tedaviyi uygulamak. Aşılar insanlık tarihinde bilinen en etkili, hastalıktan koruyucu temel tıbbi uygulamalardır. Aşı olan kişiler hastalığı geçirseler dahi ağır hastalık, hastaneye yatış ve ölümlerden belirgin olarak korunurlar.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, aşılama sayesinde yılda yaklaşık 3 milyonu çocuk ve 3 milyon yetişkin olmak üzere toplam 6 milyon ölümün önüne geçiliyor. Aşılama ile önlenen yaklaşık 6 milyon ölüm vakası, dünyanın elde ettiği en önemli başarılardan biri. Ancak halen milyonlarca çocuk aşıya ulaşamadığı için, aşıyla önlenebilen hastalıklardan yaşamlarını kaybediyor. Sadece kızamık ve tetanoz aşısı yapılmadığı için dünyada yılda yaklaşık 1 milyon 300 bin çocuk hayatını kaybediyor.

“BÜTÜN ÇOCUKLAR DOĞAR DOĞMAZ TAKVİME UYGUN BİR ŞEKİLDE AŞILANMAYA BAŞLANMALIDIR”

Sağlık Bakanlığı tarafından da geçen yıl Hıfzıssıhha Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’nin inşasının devam ettiği, faaliyete geçtikten bağışıklama programındaki aşıların yüzde 86’sının Hıfzıssıhha’da üretileceği açıklandı. Umuyoruz ki, ülkemizdeki belirli yaş gruplarından ziyade herkese yapılacak kadar aşı üretiminin sağlanabilmesi. Çünkü, aşı kişinin kendi sağlığının yanında toplum sağlığını da koruyor. Bunu pandemide tekrar tecrübe ettik. Aşılanmamış kişiler kendileri hasta olabilecekleri gibi, başkalarına da bu hastalığı bulaştırabilme potansiyeli taşıyor. Dolayısıyla diğer kişilerin de sağlığı riske atılmış oluyor.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre 2 Kasım 2023 tarihi itibariyle geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin sayısı 3 milyon 254 bin 904 kişi. Bunun da 1 milyon 608 bin 747’si 18 yaşına kadar olan çocuklardan oluşuyor. Dolayısıyla Türkiye’nin göç alan bir ülke olması ve son zamanlarda yaşadığı doğal afetler sonucu yaşam koşullarının kötü olması gibi nedenler aşıların önemini bir kez daha öne çıkarmıştır. Günümüzde aşı teknolojisi sayesinde, yüzyıllar boyunca insanlığın kâbusu haline gelen mikropların yol açtığı enfeksiyonların ve bulaşıcı hastalıkların büyük çoğunluğu önlenebiliyor.

Aşılar, belirli bir hastalığa yakalanmadan önce kişilere ulaşıp onların hastalıklara bağışıklık kazanmalarını sağlamak amacıyla verilir. Vücutta savunma mekanizmasını uyararak, hastalık etkenini tanıyan ve bu etkenle karşılaşıldığında onu yakalayıp yok eden koruyucu maddelerin (antikorlar) oluşmasını sağlarlar. Bu şekilde aşılanan kişi aşılandığı hastalıklara karşı bağışık yani dirençli olur. Oluşan direnç genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır.

Bütün çocuklar doğar doğmaz takvime uygun bir şekilde aşılanmaya başlanmalıdır. Aşılar sadece çocuklar için değildir. Birçok erişkin aşıyla kolaylıkla önlenebilen hastalıklar nedeniyle sakat kalmakta ya da ölmektedir. Bu nedenle her genç, yetişkin ve yaşlı kimse bağışıklamadan yararlanmalıdır. Sadece çocuklar değil bağışık olmayan tüm yetişkinler yaşlarına uygun olarak tetanoz, difteri, grip, pnömokok hastalıklarına karşı aşılanmalıdır. Bazı hastalıklar için risk grubunda kabul edilen erişkinler de sağlık kuruluşlarına başvurarak yapılması gereken aşılar konusunda bilgi edinmeli ve aşılanmalıdır. Hastalıklar açısından riskli ülkelere seyahat edecekler ise bölgenin özelliğine göre gerekli aşıları yaptırmalıdırlar.

Ülkemizde bulunan düzensiz göçmenlerin 5 yaş altı nüfusunun aşılarının kayıt altına alınması, aşısız ve eksik aşılı olanların aşılarının tamamlanması; göçmenlere yönelik okul çağındaki çocukların (1.ve 8. Sınıf) aşılama çalışmalarının yapılması; göçmenlere yönelik gebe tetanozu ve risk grubu aşılarının yapılması önemlidir. Aşı uygulamaları, aile sağlığı merkezlerinde ve hastanelerde yapılmaktadır. Aşı takviminde yer alan aşılar Sağlık Bakanlığı kurum ve kuruluşlarında ücretsiz olarak uygulanmaktadır.”

“HPV AŞISININ DEVLET KARŞILAYACAĞI DUYURULMUŞTU, ANCAK HALA ÖDEME KAPSAMINA ALINMADI”

HPV aşılarına ilişkin Saydan şu bilgiyi verdi:

“Rahim ağzı kanseri dünyada kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri ve her yıl dünyada 500 binden fazla kadının ölümüne sebep oluyor. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün açıklamasına göre; rahim ağzı kanseri, dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra üçüncü sıklıkta görülürken ülkemizde onuncu sıradadır. Uluslararası verilere göre 2018 yılında ülkemizde yaklaşık 2500 kadına serviks kanseri tanısı koyulmuştur ve yine yaklaşık 1250 kadının sadece bu kanserden öldüğü bilinmektedir. Dünyada iki dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden ölmektedir.

Rahim ağzı kanseri aşısı olan tek kanser türü olduğu için bu hastalıktan korunmak için mutlaka aşılanmalı. HPV aşısı kansere karşı en etkili mücadele yöntemlerinden biridir. Gardasil ve Cervarix 3 doz şeklinde uygulanır. Cervarix 0, 1, ve 6 ay şeklinde uygulanırken Gardasil 0, 2, ve 6 ay şeklinde uygulanır. DSÖ, erkeklerde 9-21, kadınlarda ise 9-25 yaş aralıklarını önermektedir.

Ülkemizde Cervarix, Gardasil 4 ve Gardasil 9 olmak üzere 3 çeşit ruhsatı alınmış HPV aşısı bulunmaktadır. Daha önce HPV aşısının devlet karşılayacağı duyurulmuştu, ancak hala ödeme kapsamına alınmadı. Çok önemli olan bu aşı bir an önce ödeme kapsamına alınarak aşılama başlamalı ve gelecek nesiller için çocuklara öncelik verilmeli.”

“İLAÇ FİRMALARININ HUKUKA AYKIRI UYGULAMALARINA KARŞI SGK’YI HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Saydan, ilaç firmalarının eczacılar üzerinden SGK’ya yapmayı taahhüt edip uygulamadığı kamu kurum iskontoları nedeniyle eczanelerin zarara uğratıldığını ve vatandaşların da mağduriyet yaşadığını anlattı. Saydan, şunları söyledi:

“Eczacılar da vatandaş da uygulanmayan kamu kurum iskontoları altında eziliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı eczanelerimiz, ilaç firmalarının eczacılar üzerinden SGK’ya yapmayı taahhüt edip uygulamadığı kamu kurum iskontoları (KKİ) nedeniyle SGK reçetelerini karşılarken mağdur ediliyor.

Eczacılara kaybet kaybet dayatması yapılıyor. İlaç firmaları, Sosyal Güvenlik Kurumu İlaç Geri Ödeme Yönetmeliği’ne göre yasal taahhütlerini yerine getirmek zorundalar. Bu taahhütler, ilaçların kamu kurum iskontolarını firmaların eksiksiz ve hemen uygulamasını içermektedir. Ancak, bazı firmalar bu yükümlülüğü görmezden gelerek bazı ilaçlarda eczacıları depolara kutu başı astronomik farklar ödemek zorunda bırakmakta, bu durum eczacılara ciddi bir ekonomik yük getirdiği gibi daha sonra fatura karşılığı yapılacak geri ödemeyle de eczacılar sanki bu iskonto farkı yüzünden kar elde etmiş gibi vergi ödemek zorunda kalarak katmerli bir şekilde zarara uğratılmaktadır.

Eczacılara sunulan bu kaybet-kaybet uygulaması tek sermayesi emeğinin birikimi rafındaki ilacı olan eczacılar için uygulanabilir olmadığı gibi sürdürülebilir de değildir. Hastaları mağdur olmasın diye birkaç aydır kendi cebinden ödeme yaparak ilaç tedarik eden eczanelerin bu yükü taşıması ve hastalara ilacı ulaştırabilmesi artık imkânsız bir hal almış durumdadır. Özellikle pahalı ilaçları kullanan ve hayati hastalığı olan hastalarımızın ilaçsız kalmaması için ekonomik gerçekliğe aykırı bu uygulamanın derhal sonlandırılması gerekmektedir.

İlaç firmalarının hukuka aykırı uygulamalarına karşı SGK’yı harekete geçmeye çağırıyoruz. Daha önce sendika olarak defalarca ilettiğimiz bu sorun kurum tarafından hala düzeltilmediği gibi her geçen gün kamu kurum iskontosunu uygulamayan veya eksik uygulayan firmaların sayısı ne yazık ki artmaktadır; eczanelerin dolayısıyla da hastaların bu ilaçlara ulaşımında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bazı ilaç firmalarının mevzuata aykırı bu tür uygulamaları için bir kez daha Sosyal Güvenlik Kurumu’nu söz konusu firmalara karşı yasal yaptırımlar uygulamaya ve eczanelerimizi ve hastaları mağdur eden bu tip sorunlara karşı acil çözüm bulup uygulamaya davet ediyoruz.”

Ankara

ANKA Haber Ajansı