(TBMM) – Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Mehmet Emin Ekmen, içinde Türkiye’den giden 3 milletvekilinin de olduğu Özgürlük Filosu’na İsrail tarafından yapılan saldırıya ilişkin, “Başta gemide yer alan Türk vatandaşları olmak üzere, sonra dünyanın dört bir yanından gelen aktivistlerimiz ve tabii ki 3 milletvekilimiz hakkında terörist İsrail Devleti’nin herhangi bir işlem yapma hakkı bulunmamaktadır. Bu, açık sularda yürütülen bir korsanlık faaliyetidir. Bizim devletimizden talebimiz, bu vatandaşlarımız hakkında korsan devletin herhangi bir gözaltı işlemi dahi yapmasına müsaade etmeden Türkiye’ye geri getirilmeleridir” dedi.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulu’nda İsrail’in içinde Türkiye’den giden 3 milletvekilinin de olduğu Özgürlük Filosu’ndaki gemilere el koymasına tepki gösterdi.
Ekmen’in açıklamaları şöyle:
“2 yıldır devam eden uluslararası hukukun, sistemin, kurumların değil sessizliği, açık desteğiyle devam eden soykırıma karşı küresel vicdan dünyanın dört bir yanında ayağa kalkmış, her renkten, her dilden, her dinden, her cinsten insan önce sokaklara dökülerek kendi devletlerine ve uluslararası sisteme isyan etmiş, sonunda da Gazze’ye ulaşmanın yollarını aramıştır. Bu kapsamda önce Sumud Filosu yola çıkmış, içinde Türk aktivistlerin de olduğu filo geçtiğimiz hafta, malumunuz, soykırımcı İsrail devleti tarafından alıkonulmuştur. İkinci filo ise Özgürlük Filosu olarak yoldadır. Özgürlük Filosu’nun en büyük gemisi Vicdan Gemisi’dir.
Vicdan Gemisi altı ay önce yola çıkmış ancak uluslararası sularda uğradığı saldırı nedeniyle geri dönmek zorunda kalmıştı. Tam beş gündür Vicdan Gemisi dünyanın dört bir yanından yolcularıyla birlikte Gazze ablukasını kırmak üzere seyir hâlindeydi. Türkiye’den birçok vatandaşımız gibi, Denizli Milletvekilimiz Sayın Sema Silkin Ün, Bursa Milletvekilimiz Sayın Mehmet Atmaca ve Hatay Milletvekilimiz Sayın Necmettin Çalışkan da hepimizin adına insani bir duruşu ve sorumluluğu yerine getirmek üzere bu geminin yolcularından idi. Bugün sabah dört buçuk itibarıyla bu gemiyle bütün iletişim kesilmiş, soykırımcı, katil terör devletinin bütün bu vasıflarına bir de uluslararası sularda korsanlık vasfı eklendiği görülmüştür ve gemi bütün yolcularıyla birlikte alıkonulmuştur.
Başta gemide yer alan Türk vatandaşları olmak üzere, sonra dünyanın dört bir yanından gelen aktivistlerimiz ve tabii ki 3 milletvekilimiz hakkında terörist İsrail Devleti’nin herhangi bir işlem yapma hakkı bulunmamaktadır. Bu, açık sularda yürütülen bir korsanlık faaliyetidir. Bugün Genel Başkanlar’ımız Meclis Başkanı’mızla görüştüler, Dışişleri Bakanımız ve ilgili devlet yetkilileriyle görüştüler. Bizim devletimizden talebimiz, bu vatandaşlarımız hakkında korsan devletin herhangi bir gözaltı işlemi dahi yapmasına müsaade etmeden Türkiye’ye geri getirilmeleridir. Bu önemli mevzunun bugün Meclis görüşmelerimizde evveliyetle ele alınması ve bu konuyu destekleyen bütün partilerimizin ve milletvekillerimizin Vicdan Gemisi’ndeki bütün aktivistlerle ve tabii ki 3 milletvekilimizle dayanışma duygularını göstermeleri gerektiğini düşünmekteyiz. Zatıalinizin ve Genel Kurul’umuzun gündemine, takdirine bu hususu sunarız.”
Bingöl: “TBMM üyelerinin bir başka devlet tarafından özgürlüklerinin gasbedilmesi asla kabul edilemez”
TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl de konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:
“Amaçları sadece yaşatmak, ablukayı delmek ve sadece orada barışçıl amaçla yola çıkan bu aktivistlerin önünü kesmek insanlık dışı bir davranış. Karşılaştıkları muamele ne insanlıkla ne hukukla ne de diplomatik teamüllerle bağdaştırılabilir. Bu müdahale insanlığın ortak vicdanına yapılmıştır. Gazze’ye götürülmek istenen yardım engellenmiş, gemide bulunan insanlar hukuksuzca alıkonulmuş ve tüm dünya bu ihanete âdeta sessiz kalmıştır. Bu filoda yer alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları aralarında bu Meclis’in temsilcileri de olmak üzere bir başka devlet tarafından alıkonulmuş, özgürlüklerinden mahrum bırakılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin bir başka devlet tarafından alıkonulması, sorgulanması, özgürlüklerinin gasbedilmesi asla kabul edilemez. Bu; millet iradesine, egemenliğine ve devletimizin itibarına yapılmış bir saygısızlıktır. Bu süreçte yardım filosunda yer alarak insanlık onurunun yanında duran kıymetli isimleri burada bir kez daha anmak boynumuzun borcudur: Sayın Sema Silkin Ün’ü, Sayın Mehmet Atmaca’yı, Sayın Necmettin Çalışkan’ı saygıyla selamlıyorum.
Buradan bir kez daha açık ve net bir çağrıda bulunuyorum: Gazze ablukası derhâl kaldırılmalıdır, uluslararası hukuk işletilmeli, bu hukuksuz müdahalenin sorumluları yargı önünde hesap vermelidir. Özgürlük Filosunun taşıdığı yardım engellenmiş olabilir ama taşıdığı vicdan, direniş ruhu ve adalet meşalesi yoluna devam etmektedir.”

