(TBMM) – CHP’nin sahte resmi belge üretilmesinden kaynaklanan kamusal zararın araştırılması ve sorumlu bulunanların tespit edilerek alınması gerekilen önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği araştırma önergesinin gündemin önüne alınarak bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda reddedildi. CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, “E-imzanın kullanımından da kaçamayız ama bu önlemleri almak ve bu konunun yarattığı hasarı araştırmak bizim Meclisimizin de görevidir. Devletin en kritik kurumlarında kullanılan yazılımların güvenliği ve doğruluğunun da testleri bağımsız bir şekilde yapılmak zorundadır” diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin bazı kişilerce sahte resmi belge üretiminden kaynaklanan kamusal zararın araştırılması ve sorumlu bulunanların tespit edilerek alınması gerekilen önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği araştırma önergesinin gündemin önüne alınarak bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
“Tüm kişisel verilerimiz Telegram gibi dijital ortamlarda parayı verene satılabiliyor ve hala satılık”
Önerinin gerekçesini açıklamak üzere söz alan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, şöyle konuştu:
“Ülkemizde sahte diplomalar yaratılıyorsa e-imzalar kopyalanıyor ve bu imza sahipleri bundan haberdar olmuyorsa e-devletin çelik kapısı herkese açıksa ortada artık hiçbir veri, hiçbir belge, hiçbir vatandaş güvende diyemeyiz. Biz tam da bu noktada olan bir ülkeyiz. Kamu kurumlarının sistemlerine girilerek sahte diplomalar düzenlendiği, birçok insanın emeğinin çalındığı, lise mezunlarının bir günde üniversite mezunu yapıldığı büyük bir skandalı hep birlikte izledik ve izlemeye devam ediyoruz. Devletin kalbine sızılmış hem de hiç kimse fark etmeden mi sorusunu da sormamız gerekiyor. Birileri sistemlere girmiş, devletin dijital mührünü taklit etmiş, hiç sınava girmeyen insanlara ehliyet vermiş, yetkili e-imzalar üzerinde sahte belgeler düzenlenmiş. Tüm kişisel verilerimiz Telegram gibi dijital ortamlarda parayı verene satılabiliyor ve hala satılık. Verilerin çalındığı iddiası kamuoyuna yayıldığında bakanlıkta bazı verilerin çalındığını doğruladı. Bence Bakan’ın, ‘verilerin çalınmasını maalesef önlenemedi’ diye ifade etmesi de işi ciddiye almamız gerektiğini gösteren en önemli noktadır. Sayın Bakan’ın da bilmesi gereken, bizim de bilmemiz gereken en önemli konu şu. Evimize hırsız girer, parayı çalar ama bu çalınan para ve hırsızı bulur, çalınan parayı geri koyabilirsiniz.
“Sonuç e-devlette bir gün önce lise mezunu olan, bir gün sonra üniversite mezunu oldu ve bunun da kimse farkına varmadı”
Dijital veri, dijital dünyada eğer devlete bir el, bir hırsız girer ve bu dijital veriyi çalarsa hırsızı bulsanız da artık veriyi geri koyamazsınız. Dolayısıyla bu verinin önemi, bu verinin yaratabileceği sıkıntı, o veri önemli olduğu sürece bizim karşımızdaki büyük bir sorundur. Dijital güvenliği sağlamanın yolu veriyi çaldırmamaktır. Yüzde 100 güvenli sistemleri yaratmaktır ama bunu sağlayamadınız. Her kurum kendi bilgi işlem odalarında, her bakanlık kendi yetkinliğiyle bir şeyler yapmaya çalıştı. Ortak bir sistem, merkezi bir koruma, kamu yazılımlarının standartları ve güvenliğinin belirlenmesi ile ilgili bir politika ve bir yapı kurulamadı. Sonuç e-devlette bir gün önce lise mezunu olan, bir gün sonra üniversite mezunu oldu ve bunun da kimse farkına varmadı. SİBER Güvenlik Başkanlığı çok daha önce oluşturulması gerekirken daha yeni buralarda bu kurum oluşturuldu. Başına Ümit Onal diye birisi atandı. CV’sine baktığımızda kişinin siber güvenlikle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Televizyoncu, hayatı reklam pazarlama üzerine geçmiş. Bu ülkenin dijital güvenliğini bir televizyon yöneticisine emanet ediyoruz. Devlete olanı güveni bitirdik, dijital devlete olan güveni de bitirmemeliyiz.”
“Sahte diplomaların kullanıldığı her noktada bize yaratacağı tehlikenin ne kadar büyük olduğu açıktır”
Dijital veri sıkıntısının yanında diploma konusunun da çok önemli olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Dijitalleşmeden kaçamayız. E-imzanın kullanımından da kaçamayız ama bu önlemleri almak ve bu konunun yarattığı hasarı araştırmak bizim Meclisimizin de görevidir. Devletin en kritik kurumlarında kullanılan yazılımların güvenliği ve doğruluğunun da testleri bağımsız bir şekilde yapılmak zorundadır. Bunlar sadece bireysel mağduriyetler doğurmaz. Günün sonunda vatandaşımız üzerinde toplumsal ölçekte de ciddi bir güven sorunu yaratmıştır” dedi.
Öztürk, bilgi güvenliği zafiyetlerinin vatandaşların kişisel verilerinin kötüye kullanması, resmi belgelerin sahteliğini üretilmesi ve kamu düzeninin zedelenmesine yol açtığını belirterek “Sahte diplomaların eğitimde, sağlıkta, adalet ve kamu yönetiminde veya o diplomanın kullanıldığı her noktada bize yaratacağı tehlikenin de ne kadar büyük olduğu açıktır” ifadelerini kullandı.

