(TBMM) – TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti’nin Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yargılanmasını da kapsayan araştırma önerisi görüşmelerinde AK Parti ile DEM Parti arasında gerginlik yaşandı. AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven’in, “Şu anda ülkemizde ‘Terörsüz Türkiye’ dediğimiz ve bu süreç de başlatılmış oldu. Bu aşamada, bu durumdayken bu işlemler hızlı bir şekilde devam ederken böyle bir önerge verilmiş olmasını anlamak mümkün olmadı maalesef” sözlerine DEM Parti’liler tepki gösterdi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Bize yaptığınız kumpaslarla biz yargılandık. İnsan hiç olmazsa hiçbir şey bilmiyorsa sözleşmeyi okur, Anayasa maddesini okur, öyle çıkar buraya; ayıptır” sözleriyle karşılık verdi.
DEM Parti tarafından “4 Kasım 2016’da HDP’ye yönelik yapılan siyasi operasyonların demokratik siyasette yarattığı tahribatların araştırılması” amacıyla verdiği öneri reddedildi. DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, şunları söyledi:
“4 Kasım 2016’da bu Meclis’in Anayasa’ya aykırı bir kararla dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından sevgili Eş Genel Başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ başta olmak üzere arkadaşlarımız kumpasla gözaltına alındı, ardından tutuklandılar. Devamında Kobani kumpas davasının yargılanmasına başlandı. Bu yargılamada aslında muktedirler bizim arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı yargılamak istediler ancak mahkemede gördük ki yoldaşlarımız mahkeme kürsüsünü bir Meclis kürsüsüne çevirdiler ve siyasi ithamların tamamını mahkûmlaştırdılar.
Düşünmez: Siyaset elini taşın altına koymalıdır
Kobani kumpas davasının hukuki meşruiyetinden bahsetmeye gerek dahi duymuyoruz. Biliyorsunuz, dokuz yıldır gerek bu kürsüde gerek sokakta gerek alanlarda gerek cezaevlerinde, zindanlarda, her yerde bu kumpas davası mahkûm edildi. Biz bugünlerde hukuk devletini inşa etmeye çalışırken hukuka uygunluk denetimi yapma görevini elinde bulunduran sayın Mecliste vicdanlara seslenmek istiyorum; bugün bir önergeyi oylamayacağız; bugün bu ülkenin aydınlık geleceğini, hukuka olan inançla hukuk devleti miyiz, değil miyiz, bunu oylayacağız. Eğer bizler bugün oy birliğiyle burada Türkiye’deki bütün kumpas yargılamalarını mahkûmlaştırmayı becerebilirsek bütün halka umut dağıtacağız, bütün halkımız ümitvar olacak, ‘Türkiye hukuk devleti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor’ diyecek ve içinden geçtiğimiz barış ve demokratik toplumun inşası çok daha muhtemel hâle gelecektir.
Bugün, burada, derdest olan bir yargılama hakkında bir konuşma yapmıyoruz, derdest olan yargılamada AİHM kararıyla da sabit olduğu üzere siyasi bir yargılamayı siyasetin kalbinden eleştiriyoruz. Mademki bu dava siyasi bir davadır, bu, AİHM kararıyla da resmîleşmiştir, o zaman siyaset elini taşın altına koymalıdır ve bu hukuksuzluğu bir an önce ortadan kaldırmalıdır.”
Kavuncu: Herkese ‘terörist’ denilen bir yerde gerçek terörist kim?
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu ise şunları söyledi:
“Bir ya da iki yıl önce o günün muktedirleri muhalefet partisine şöyle sesleniyor; ‘iktidar olduğunuzda terörist Demirtaş’ı Sorosçu Osman Kavala’yı serbest bırakacağınızı ifade etmişsiniz. Soruyoruz; Öcalan canisini de serbest bırakacak mısınız?’ Mart 2022, herkes bu sözün sahibini biliyor. Mayıs 2023 ‘Selo’yu kurtarmak istiyorsanız oyunuzu bana verin’ diyor muhalefet. Aferin sana. Bu Selo kim? Benim, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimin ölümüne sebep olan kişi değil mi? 2023 Mayıs, o günkü iktidarın söylediği cümleler. Bunların hiçbiri çok uzak bir tarih değil daha bir yıl üzerinde ancak olmuş. Ya, mesele o kadar absürt, hukuk o kadar siyasi gündeme uygun hâle getirildi ki çok haklı bir tartışma konusu da elbette buradan çıkıyor. Ama bunu tartışırken cezaevindeki seçilmiş belediye başkanları MS hastası Tayfun Kahraman’ı, sağlık durumu her gün kötüye giden Mehmet Murat Çalık’ı, seçilmiş Milletvekili Can Atalay’ı konuşamıyoruz.
Siyasi hesaplar uğruna herkese ‘terörist’ denilen bir yerde gerçek terörist kim, sıradan vatandaş kim, siyasetçi kim? Ülkeyi getirdiğiniz nokta bu. Her şey birbirine girmiş durumda, her şey birbirine karışmış durumda. İşine gelmeyince ‘Teröristsin, git’ işine gelince ‘Canım cicim, gel’ işine gelmeyince ‘Hapse gir’, işine gelince ‘Hapisten çık’. Böyle bir siyaset anlayışı olabilir mi, böyle bir hukuk düzeni olabilir mi? Bir insana ‘terörist’ demenin ağırlığı ortadayken herkesi terörist ilan edip sonra da bambaşka bir tavır takınmak kabul edilebilir mi? Sizleri artık gerçeklerle yüzleşmeye davet ediyorum.”
Tanrıkulu: Özeleştiri yapılmazsa barış inşa edilemez
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu şu ifadelere yer verdi:
“Bu Parlamentonun Anayasa’ya uygun davranmaması ve kendi milletvekillerinin hukukuna saygı göstermemesi; 4 Kasım’da bu olmuştur. İlk önce 20 Mayıs 2016 tarihinde bu Parlamento, Anayasa’ya aykırı bir biçimde milletvekillerinin tümünün dokunulmazlığını geçici bir anayasa maddesiyle kaldırmıştır Anayasa’ya aykırı olarak. Yani, bu Parlamento, bu Anayasa’yı koruyacağına Anayasa’ya aykırı davranmıştır ve sonrasında da 4 Kasım 2016 tarihinde, bu Parlamentoda 3’üncü büyük partinin genel başkanlarına, eş başkanlarına operasyon yapmıştır; eş zamanlı yapmıştır, farklı illerde yapmıştır, aynı zamanda yapmıştır aynı zamanda ve bunun da Ankara’dan siyasi talimatla yapıldığı çok açık bir biçimde göstere göstere, herkesin gözünün içine sokulmuştur.
Anayasa Mahkemesi kararları var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var ve sonuçta sizlerin siyasi lideri, o Anayasa Mahkemesi kararlarının ve AİHM kararlarının uygulamayacağını söylemiş ve insanları kendi ortamlarından, kendi aile ortamlarından, kendi siyasi ortamlarından hapsetmişiz. Ben biraz sonra konuşacak Adalet ve Kalkınma Partisinin temsilcisinin burada bir öz eleştiri yapmasını ve en azından kendi adına, kendi partisi adına burada özür dilemesini beklerim bu ağır durum karşısında. Gerçekten önemli bir süreçten geçiyoruz. Eğer bu öz eleştiri mekanizmalarını birlikte kullanmasak, burada kullanmasak, bu kürsüyü aynı zamanda bir yüzleşme, geçmişle hesaplaşma kürsüsü olarak kullanmasak gerçek barışı da inşa edemeyiz.”
Yurdunuseven: Böyle bir önerge verilmiş olmasını anlamak mümkün olmadı
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde ve Cumhur İttifakı’yla birlikte bir sürece girildi. Şu anda ülkemizde ‘Terörsüz Türkiye’ dediğimiz ve bu süreç de başlatılmış oldu. Burada amaç terörü sona erdirmek, annelerin ağlamasını durdurmak ve ülkemizde tam anlamıyla bir barışı sağlamaktır. Bu aşamada, bu durumdayken bu işlemler hızlı bir şekilde devam ederken böyle bir önerge verilmiş olmasını anlamak mümkün olmadı maalesef” dedi.
Temelli: Bize yaptığınız kumpaslarla biz yargılandık
Yurdunuseven’in sözleri DEM Parti tarafından tepki ile karşılandı. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nden bir hukukçu kürsüye gelse, hukuk adına ne kadar ihlal edilecek bir şey varsa onu ihlal ediyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı kesinleşti, sizin dokuz yıllık hukukunuzu tescilledi, bu hukuksuzluğa yanıt vereceğiniz yerde kalkmışsınız bize ‘dokunulmazlık öyle mi, dokunulmazlık böyle mi’. Bize yaptığınız kumpaslarla biz yargılandık. İnsan hiç olmazsa hiçbir şey bilmiyorsa sözleşmeyi okur, Anayasa maddesini okur, öyle çıkar buraya; ayıptır” dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise Temelli’ye, “Kendileri beğenmeyebilir, onların önergelerini de biz beğenmiyoruz” şeklinde yanıt verdi.

