(TBMM) – TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Kasapoğlu, “Biz tüm alanların engelsiz olmasından yanayız, tüm yapılan hizmetlerin engelsiz olmasından yanayız. Biz, bir tesise özellikle engelsiz tanımlaması yapıyorsak diğer tesisisin engelli bir hizmet sunduğunu bize gösteriyor. O yüzden bu algıyı hep birlikte değiştirmemiz gerekiyor. Esas olan kamusal yapıların baştan itibaren engelli, engelsiz ayırmadan, toplumun tüm fertlerini kuşatacak, kucaklayacak şekilde tasarlanması” dedi.
TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İstanbul, Ankara, İzmir, Konya ve Erzurum Büyükşehir Belediyelerinin temsilcileri sunum yaparak komisyon üyelerini bilgilendirdi. Komisyon Başkanı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu şunları söyledi:
“Komisyon olarak güçlü önerilerin, masa başında değil hayatın içinden, vatandaşla bire bir temasla üretilebileceğine inanan bir komisyonuz. Yereli önceleyen, yerel odaklı bir anlayışla çalışıyoruz ve o yüzden bugünkü toplantımızı da çok kıymetli buluyoruz. Tabii, komisyon toplantılarımız her bir toplantıyla daha da derinleşiyor, sahadan daha da güçlü beslenerek yoluna devam ediyor.
Bazen sunumlarda sıklıkla duyuyoruz, engelsiz park, engelsiz bina, engelsiz kültür merkezi, engelsiz spor salonu, bu tür tanımlamalar var. Bu tür tanımlamalarda engelsiz ifadesi özellikle kullanılıyor. Açıkçası, bu ifadeye çok sıcak bakmadığımızı ifade etmek istiyorum. Biz tüm alanların engelsiz olmasından yanayız, tüm yapılan hizmetlerin engelsiz olmasından yanayız. Biz, bir tesise özellikle engelsiz tanımlaması yapıyorsak diğer tesisisin engelli bir hizmet sunduğunu bize gösteriyor. O yüzden bu algıyı hep birlikte değiştirmemiz gerekiyor. Esas olan kamusal yapıların baştan itibaren engelli, engelsiz ayırmadan, toplumun tüm fertlerini kuşatacak, kucaklayacak şekilde tasarlanması. İşte kapsayıcı şehircilik, kapsayıcı yöneticilik, kapsayıcı belediyecilik anlayışının bu olduğuna inanıyoruz. Parkta, kaldırımda, otobüste, durakta, metro istasyonunda, kültür merkezinde, spor tesisinde, statta herkes için doğru tasarlanmış bir standarttan yanayız. Bunun için teknik imkânlarımız var, bilgi birikimimiz var, mevzuat altyapımız buna elverecek düzeyde, uygun ve pek çok başlıkta da Avrupa’nın ötesindeyiz. O yüzden, varsa hatalı uygulamalar bunları birlikte tespit edeceğiz, varsa eksikler bunları hep birlikte gidereceğiz ve bu süreçleri birlikte daha iyi noktaya taşıyacağız, buna mecburuz.
“Belediye hizmetlerinin önemini bir kez daha en güçlü şekilde hissediyoruz”
Belediyeler yerelde erişilebilirlik konusunu pratik olarak ortaya koyan kurumlarımız ve onların bu anlamdaki motivasyonunu çok önemsiyoruz. Yaptığımız saha ziyaretleri, sivil toplum görüşmelerimiz, bireylerle, ailelerle görüşmelerimiz ve bunların pek çoğunda belediye hizmetlerinin önemini bir kez daha en güçlü şekilde hissediyoruz. Çalışmayan bir metro asansörü, toplu taşıma hizmeti veren otobüsün çalışmayan merdiven asansörü, aylarca onarılmayan bir yerel yönetime bağlı yürüyen merdiven, bozuk, dar ya da işgal edilmiş bir kaldırım, engelli bireye ayrılan park yerinin engelli birey değil de bir başkası tarafından kullanılması ve bunun etkin denetlenememesi, kamu binalarının engelliye uygun olmaması; tüm bunlar belki kâğıt üzerinde küçük detaylar gibi görünse de vatandaşlarımızın hayat akışını, konforunu, mutluluğunu etkileyen çok kritik unsurlar. Bunları hep birlikte masaya yatırıp bunların hep birlikte üstüne gitmemiz lazım ve elbette mevzuat olarak, planlama olarak güçlü bir altyapımız var ama bununla ilgili de yeni gereksinimler elbette doğuyor, bunları da birlikte sizlerin rehberliğiyle her zaman ifade ettiğimiz katılımcı, ortak akıl anlayışıyla ne yapacağız? Daha yüksek seviyelere taşıyacağız, daha kapsayıcı hâle getireceğiz.”

