(TBMM) – TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, maaşlarını ve diğer haklarını 28 Mart’tan bu yana alamadıkları için “iş görmekten kaçınma” hakkını kullanan KRT TV çalışanlarının yazdığı metni TBMM’de düzenlenen basın toplantısında okudu. Metinde, “Maaşları ödenmediği için mağduriyet yaşayanların mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyoruz. Öte yandan devletin yetkili birimlerinden söz konusu sürece müdahil olmalarını ve emekçilerin haklarının verilmesi konusunda gereken neyse yapmalarını istiyoruz” ifadeleri yer aldı.
KRT TV emekçileri, 28 Mart’tan bu yana ödenmeyen maaş ve yemek ücretleri için başlattıkları eylemi sürdürüyor. TBMM’de basın toplantısında TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ve CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ortak basın toplantısı düzenleyerek KRT emekçilerine destek verdi.
“Kimimiz ise kirasını yatıramadığı için evinden atıldı”
KRT çalışanlarının yazdığı metni okuyan Ahmet Şık, şu ifadeleri kullandı:
“Bizler KRT çalışanları olarak 28 Mart’tan bu yana maaş alamıyoruz. Yani 81 gündür hesaplarımıza para girişi olmuyor. Benzer şekilde en temel ihtiyaçlarımızdan biri olan yemek kartlarımızı da iki ayı aşkın bir süredir kullanamıyoruz. Nisan ayının ortasında yemek kartlarımız bloke edildi. Türkiye’nin mevcut ekonomik şartlarında, bu imkansızlıklar içinde ayakta kalmaya çalışıyoruz. Ancak bu hiç kolay değil. Kimimiz, faturasını ödeyemediği için evinde susuz kaldı, kimimiz ise kirasını yatıramadığı için evinden atıldı. Pek çoğumuzun kredi kartları bloke edildi. Şimdi bu blokajı kaldırmak için hem borçları hem de borç faizlerini ödemek zorundayız. KRT işçileri olarak çok zor günler yaşıyoruz. Süreç bizim için çok yıpratıcı oldu. Daha önce ekim ve mart aylarında da maaşlarımız geç yatırıldı. Ancak o gecikmeler bu denli uzun olmamıştı. Hem o dönemde hem de mevcut süreçte durumu yöneticilere sık sık sorduk. Fakat tatmin edici yanıtlar alamadık. Bitmeyen oyalama süreçlerine maruz kaldık. Özellikle Mayıs ayında, neredeyse her hafta, ‘Maaşlar cuma günü ödenecek’ dendi. Fakat cuma günü geliyor, maaşlar ödenmiyordu. Cuma akşamına doğru ise, ‘Pazartesi bu işi halledeceğiz’ vaadi veriliyordu. Ancak bu da gerçekleşmiyordu.
“Ay sonuna doğru dayanmamız zorlaştı”
KRT çalışanları olarak Mayıs ayı boyunca her sabah işimize geliyor, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyor ancak bir yandan sürekli olarak banka hesaplarımızı kontrol ediyor ve telefonlarımıza düşen her banka bildirimine umutla bakıyorduk. Ay sonuna doğru dayanmamız zorlaştı. Yemek kartlarımızın da olmamasıyla bazılarımız evlerinden yemek getirmek zorunda kalıyor, bazılarımız ise günü yemek yemeden geçiriyordu. Bu süreçte olası bir iş yavaşlatma meselesine ise tehditle yaklaşılıyordu. Sıkıntılarımızı yöneticilerimize bildirdiğimiz zaman, ‘başka bir iş bulabilirsin’ şeklinde yanıtlar aldık. Mayıs ayının son günleri bu şekilde geldi. Kanalda haber koordinatörü konumunda bulunan Recep Eser isimli yönetici bize, patron Fırat Bozfırat ile konuştuğunu, ekonomik sıkıntılar yaşandığını söyledi. Ancak bu sıkıntıların kanalın yeni reklam anlaşmalarıyla çözüleceğinin, ve maaşların bayramdan önce yatırılacağının sözünü verdi. Fakat bayram öncesi geldi ve bu söz tutulmadı. 4 Haziran’da, maaşlarımız yatmadığında karşımızda muhatap olarak patron Fırat Bozfırat’ın vekili avukatı bulduk. Avukat bize, herhangi bir ödeme planı çıkaramayacaklarını söyledi. Üstelik isteyenleri işten kovabileceklerini ve bu sayede kovulanların ‘işsizlik maaşı’ alabileceğini ifade etti. Avukat ayrıca, ‘Ben sizi daha fazla kandıramam’ cümlesini de kurdu. Bayram öncesinde karşı karşıya kaldığımız tablo buydu.
“Böyle olunca, hep birlikte iş bırakmaya karar verdik”
Böyle olunca, hep birlikte iş bırakmaya karar verdik. Aynı akşam Fırat Bozfırat ile de görüştük. Bozfırat 27 Haziran tarihine kadar herhangi bir ödeme yapamayacağını, ancak bayram için her çalışana 10-15 bin lira verebileceğini söyledi. Söz konusu ‘harçlık’ teklifine yanaşmadık. İş Kanunu’nun bize sağladığı ‘işten kaçınma’ hakkını kullanmaya karar verdik. Kanalda bir direniş başlattık. Gece-gündüz nöbet tuttuk. Masaların üzerinde uyuduk. Bu nöbet hâlâ, 14. gününde sürüyor. KRT’de 14 gündür bant yayın dönüyor. 5 Haziran’da kanalın sosyal medya hesabından, bize yönelik acil ödeme planı oluşturulduğu duyurulmuştu. Aradan geçen 12 günde tek bir kuruş dahi ödenmedi. Gelinen son aşamada ise patron Fırat Bozfırat, geçtiğimiz hafta sonu bizimle görüşmeyi kabul etmişti. Fakat ilk olarak bunu pazartesi gününe, yani düne erteledi. Pazartesi 14.00’te kanala geleceğinin sözünü verdi. Ancak saatler 14.00’ü geçtiğinde Bozfırat, görüşmeye gelmeyeceğini, yine yönetici Recep Eser aracılığıyla iletti. Bir sözünü daha tutmadı.
“Hem Ankara hem de İstanbul bürosunda direnişimizi sürdürüyoruz”
Bunun üzerine bir açıklama yaptık. ‘Fırat Bozfırat masadan kaçtı’ dedik. Ve direnişi yeni bir safhaya geçirmeye karar verdik. Bozfırat’a iki soru sorduk. Fırat Bozfırat iki ay önce Beykoz ilçesi sınırlarında ultra lüks, çok üst düzey gelir grubunda insanların oturduğu bir villa satın aldı mı? Çalışanların maliyeti aylık 5 milyon lirayken Fırat Bozfırat’ın yaklaşık 15 milyon lira değerinde bir arabaya sahip olduğu doğru mu? Öte yandan yaptığımız açıklamada Çalışma Bakanlığı yetkililerinin kanalı incelemeye geldiğini ve daha detaylı bir teftiş yapacağını da duyurduk. Fırat Bozfırat 2023 yılının kasım ayında kanalı satın aldığında, bize, ‘Size piyango vurdu, farkında değilsiniz’ demişti. Gelinen noktada hem biz emekçilerin maaşları ödenmiyor, hem de kanalın yayın politikasında yaşanan savrulma bitmiyor. 81 gündür maaşların ödenmemesinin yanında editoryal bağımsızlığın olmamasından, patronun ya da CEO olarak adlandırılan kişinin haberlere müdahale etmesinden şikayetçiyiz. Tüm bunlara karşı KRT’nin hem Ankara hem de İstanbul bürosunda direnişimizi sürdürüyoruz.
Bu süreçte çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve sendika onlara ziyaretimize geldi. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Fırat Bozfırat’tan bir an önce maaş ve yemek kartı ödemelerini yapmasını istiyoruz. Maaşları ödenmediği için mağduriyet yaşayanların mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyoruz. Öte yandan devletin yetkili birimlerinden söz konusu sürece müdahil olmalarını ve emekçilerin haklarının verilmesi konusunda gereken neyse yapmalarını istiyoruz.”
“Demokrasinin olmazsa olmazı basın özgürlüğüdür”
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, “Bu kadar keyfi bir biçimde aylarca maaş ödememek, aylarca yemek kartlarının kullanımını sağlamamak gösteriyor ki çekingenlik aslında hiçkiseye bir güvence sağlamıyor. Dolayısıyla bu hak arayışları son derece meşrudur, vazgeçilmemelidir. Biz de her fırsatta yanınızda olacağız. Umuyorum ki bu hak arayışı sizin lehinize sonuçlanır” dedi.
EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “KRT emekçileri basın tarihinde çok önemli bir şeye imza attılar. Bu ülkede basın işine giren patronlar, aslında yaptıkları pek çok işe meşruiyet kazandırmak için bu alanı kullanırlar. O arada olan basın emekçisi arkadaşlarımıza olur. Bu ülkede gerçekleri yazmak, halkın haber alma hakkını savunmak, basın özgürlüğünü ortaya koymak, bu ülkenin gerçeklerini olduğu gibi aktaranlar hep böyle bir patronajla karşı karşıya kalırlar” diye konuştu.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, “Demokrasinin olmazsa olmazı basın özgürlüğüdür. Bunu yapacak olan basın mensubu meslektaşlarımızın özgürlükleri kadar hukuki haklarının korunması kadar özlük haklarının, ekonomik bağımsızlıklarının korunması da hepimizin haber alma hakkı açısından hayatidir. Bu sadeca KRT’nin bireysel meselesi deği Türkiye’nin haber alma hakkı bağlamında ortak meselesidir” ifadelerini kullandı.