Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: “GÖREV, ŞULE YÜKSEL ŞENLER’İN AZİZ HATIRASINA SAHİP ÇIKMAK, GENÇLERİMİZİN ONUN ÖRNEK HAYATINDAN NASİPLENMESİNİ SAĞLAMAKTIR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Vakfı Tanıtım Programı’nda “Hayatın dağdağası içinde bir nebze olsun esenlik arayanların yolu, huzur sokağına bir gün mutlaka düşecek, dün olduğu gibi yarın da gençler, ıstıraplarına cevapları yine onun kitaplarında bulacaktır. Bu süreçte bizim gibi onu bizzat tanımakla şerefyap olanlara düşen görev, Şule Yüksel Şenler’in aziz hatırasına sahip çıkmak, gençlerimizin onun örnek hayatından nasiplenmesini sağlamaktır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Vakfı Tanıtım Programı’nda

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Vakfı Tanıtım Programı’nda “Hayatın dağdağası içinde bir nebze olsun esenlik arayanların yolu, huzur sokağına bir gün mutlaka düşecek, dün olduğu gibi yarın da gençler, ıstıraplarına cevapları yine onun kitaplarında bulacaktır. Bu süreçte bizim gibi onu bizzat tanımakla şerefyap olanlara düşen görev, Şule Yüksel Şenler’in aziz hatırasına sahip çıkmak, gençlerimizin onun örnek hayatından nasiplenmesini sağlamaktır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da; Şule Yüksel Şenler Vakfı Tanıtım Programı’nda konuştu. Erdoğan, şunları söyledi:

“Milletin ve memleketin daha ağır bedeller ödememesi için gayret gösteren isimsiz kahramanlara teşekkür ediyorum. Ülkemizin bağımsızlığı, milletimizin inancının korunması, medeniyet değerlerimizin ihyası yolunda emek veren, acı çeken, fedakârlık yapan tüm büyüklerimizi şükranla yad ediyorum.

Milletimiz o meşum günlerde dik duranlarla, darbeye ve darbecilere alkış tutanları asla unutmamıştır, unutmayacaktır. Bu millet, darbecileri ve darbeye destek verenleri önce sandıkta ardından da maşeri vicdanda mahkum etmiştir.

“HESABINI MİLLETİN VİCDANI YANINDA TARİHTE İLK KEZ HUKUK ÖNÜNDE DE VERMEK ZORUNDA KALMIŞLARDIR”

Biz bugün burada fikrin, inancın, düşüncenin mücadelesini verenlerin ardından gidenlerle bu toplantıyı yaparken bir diğer tarafta da başkaları başka tür toplantılar yapıyorlar. Fakat bizler, siyaset kurumunun ne anlama geldiğini gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz. Az önce işte Şule belgeselinde de izlediğimiz gibi değerli kardeşlerim, bu ülkede demek ki bu bağımsızlık mücadelesini fikrin, düşüncenin, inancın verenler olduğu gibi maalesef bunun tam aksinin mücadelesini verenler var. Kıyamete kadar da olacak bunu da bilelim. Fakat, bunlar böyledir diye biz, yolumuzdan hiçbir zaman geri duramayız. Aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz.

Unutmayalım, siyaset kurumu 12 Eylül ve 28 Şubat müdahalesinin aktörlerinin hak ettikleri cezalara çarptırılması için bizim dönemimizde üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmiştir. Millet iradesine kastedenler, işledikleri suçların hesabını milletin vicdanı yanında tarihte ilk kez hukuk önünde de vermek zorunda kalmışlardır. Böylece Türk demokrasisi, rüşdi ispat ederken siyaset müessesesi de 1960’tan beri süre gelen bir burukluğundan kendini kurtarmıştır.

“KALEMİ VE KELAMIYLA VERDİĞİ MÜCADELEYLE BİZLERE REHBERLİK ETTİ”

Ülkemizdeki hak ve adalet mücadelesinin anıt isimlerinden birisi, hiç şüphesiz merhum Şule Yüksel Şenlerdir. Bundan iki buçuk yıl önce 28 Ağustos 2019 tarihinde ebediyete irtihal eden Şule Yüksel Şenler’i bir kez daha rahmetle tazimle yad ediyorum. Rabbim mekanını cennet, makamını ali, ruhunu şad eylesin. Biraz önce Şule belgeselinin kısa tanıtım videosunu hep birlikte izledik. Şule Yüksel hanımın tabi kendisine özellikle Şule abla diye ifade ettiğim için burada da herhalde müsaadenizle bunu aynen kullanabilirim. Çileli, çetin ve örnek hayatının bazı kesitlerine hep beraberce şahitlik ettik. Merhum Şule Yüksel hanımın şahsımın ve eşimin özel hayatında çok müstesna bire yeri bulunuyordu. Evliliğimize vesile olmasının yanı sıra ülkemizin en karanlık dönemlerinde kalemi ve kelamıyla verdiği mücadeleyle bizlere rehberlik etti. Çok genç yaşlarda tanıma ve birlikte yol yürüme bahtiyarlığına eriştiğimiz Şule Yüksel ablamızın aynı zamanda aile büyüklerimiz arasında da yeri vardı. Fikir ve gönül dünyamızın yıldızlarından olan Şule Yüksel hanım, eserleriyle konferanslarıyla, yazılarıyla kendini öz yurdunda garip, öz vatanında parya hisseden milyonlarca gence cesaret ve umut aşıladı. Onun tavizsiz dik duruşu, azimli ve kararlı yürüyüşü, kadını ve erkeğiyle yıllardır bu ülkede hor görülen Anadolu insanına özgüven kazandırdı. Kendisi, ülkesi, milleti ve davası söz konusu olduğunda üstadın ifadesiyle sağına soluna bakmadan ben varım diyebilen bir cesaret timsaliydi. 81 yıllık ömrü boyunca defalarca tehdit edildi. Evi kundaklanarak hayatına kastedildi. Konferanslarına bomba ihbarı yapıldı. Kimi sözde kadın kuruluşları tarafından alenen hedef gösterildi. Kitapları ve yazıları dolayısıyla pek çok kez tahkikata uğradı. Mahkeme kararlarıyla susturulmak istendi. Çarşafçı konferansçı, kara çarşaflı yazar denilerek medya organları eliyle itibar suikastına maruz bırakıldı. Ama o asla geri adım atmadı. Büyük bir cesaret ve metanetle zorluklara göğüs gerdi, inancı ve davası uğrunda bedel ödemekten çekinmedi. Din düşmanlığını bayraklaştıranlara karşı İslam’ın çağları aşan kutlu mesajlarını açık yüreklilikle haykırmaya devam etti. Gittiği her şehirde salonların hınca hınç dolduğu konferanslarıyla özellikle genç kızlarımızın bilinçlenmesine çok büyük katkılar sağladı. Merhum Şule Yüksel Şenler ablamız o günlerdeki haleti ruhiyesini şöyle anlatıyor, ‘Aşıktım. Hem ölesiye, öyle bir davanın göz kamaştıran nurlu ufuklarına açmıştım ki gözlerimi bu ebedi mana güzelliğine meftun olmamak mümkün değildi. Sevdalıydım sevdalı. Uğruna can verilecek gerçek sevgiliyi ve o sevgilinin ebedi saadetle noktalanan nurlu yolunu bulmuştum.’ Şule Yüksel hanımı aldığı ölüm tehditlerine rağmen Türkiye’yi bir uçtan diğerine 3 kez dolaştıran inanç ve aşk işte buydu. O sadece seçkin bir münevver değil aynı zamanda örnek bir davetçi, samimi bir mürşit, ömrünü hak davaya adamış gerçek bir mücahideydi. Merhum Şule Yüksel Şenler, yaşantısıyla şahsiyetiyle, asaletiyle, nezaketiyle, eserleriyle gözünü budaktan esirgemeyen dik duruşuyla güçlü kalemi ve güçlü hitabetiyle milyonlarca insanın gönlünde taht kurmuş, milyonlarca gencin hayatına damga vurmuştur.

“ASLİ KİMLİKLERİYLE SOSYAL HAYATTA VAR OLAN HERKESİN ŞULE YÜKSEL HANIMA MİNNET VE ŞÜKRAN BORCU VARDIR”

Bizim kuşağımız başta olmak üzere bugün asli kimlikleriyle sosyal hayatta var olan herkesin Şule Yüksel hanıma minnet ve Şükran borcu vardır. Şayet onun gayreti, emeği ve cesareti olmasaydı Türkiye’de başörtü mücadelesi bugünkü seviyesine gelemezdi. Aynı şekilde bugün kadınlarımız, akademiden siyasete, sivil toplumdan iş dünyasına, medyadan kültür ve sanata kadar her yerde özgürce varsa bu başarıda da Şule Yüksel hanımın katkısı büyüktür.

“GENÇLER, ISTIRAPLARINA CEVAPLARI YİNE ONUN KİTAPLARINDA BULACAKTIR”

Unutmayın, her canlı fanidir. Vakti, saati gelince mutlaka ölümü tadacak, fani dünyadan ukba alemine göç edecektir. Fakat, geride hayırla yad edilecek eserler bırakan insanlar, vefatlarının üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin yaşamaya devam edecektir. Merhum Şule Yüksel Şenler ablamız da hayatına dokunduğu, yetişmesine vesile olduğu insanlarla, geride bıraktığı pek çok kitapla inşallah daha nice seneler boyunca gönül dünyamızda kandiller yakmaya devam edecektir. Biz, peygamber efendimizin müjdesine uygun şekilde, onun amel defterinin inşallah kıyamete kadar kapanmayacağına yürekten inanıyoruz. Hayatın dağdağsı içinde bir nebze olsun esenlik arayanların yolu, huzur sokağına bir gün mutlaka düşecek, dün olduğu gibi yarın da gençler, ıstıraplarına cevapları yine onun kitaplarında bulacaktır. Bu süreçte bizim gibi onu bizzat tanımakla şerefyap olanlara düşen görev, Şule Yüksel Şenler’in aziz hatırasına sahip çıkmak, gençlerimizin onun örnek hayatından nasiplenmesini sağlamaktır.”