Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu Adam Türkiye’nin Soros’uydu, Gezi Olaylarının Perde Arkası Koordinatörüydü. Kusura Bakmasınlar, Bu Ülkede Hukuk Var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “En son malum bir zat ile ilgili verilen karar bazı çevreleri çok rahatsız etti. Kimdi bu adam? Bu adam Türkiye’nin Soros’uydu ve bu adam Gezi olaylarının perde arkası koordinatörüydü. Yargımız onunla ilgili nihai kararını verdi ve bu karar da belli çevreleri, ciddi manada rahatsız etti. Kusura bakmasınlar, bu ülkede hukuk var, bu ülkede yargı var” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “En son malum bir zat ile ilgili verilen karar bazı çevreleri çok rahatsız etti. Kimdi bu adam? Bu adam Türkiye’nin Soros’uydu ve bu adam Gezi olaylarının perde arkası koordinatörüydü. Yargımız onunla ilgili nihai kararını verdi ve bu karar da belli çevreleri, ciddi manada rahatsız etti. Kusura bakmasınlar, bu ülkede hukuk var, bu ülkede yargı var” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile iftar programında bir araya geldi. Erdoğan’ın konuşması özetle şöyle:

“ÖMRÜMÜZÜ ADADIĞIMIZ DAVA ŞAHIS DEĞİL, BEŞER DEĞİL, NEFİS DEĞİL HAK VE HAKİKAT DAVASIDIR”

“Ne terör örgütlerinin kalleş eylemleri ne de siyasetteki uzantılarının hedef göstermeleri bizleri gençlerimiz başta olmak üzere milletimize hizmet etmekten alıkoymayacaktır. Milli İrade Platformu’nda güç birliği yapan sivil toplum kuruluşlarımız korkuyu korkutan bir cesaretle çalışmalarına devam edecektir. Türkiye’nin yakın tarihinin kendisini sizlerle beraber yazdık. Bu uzun ve meşakkatli yolculuk sırasında kimin nefesi yetmediği için, kimi istikametini kaybettiği için, kimi nefsine yenik düştüğü için ayrı düştüklerimiz oldu. Onlara da teşekkür ediyorum. Ömrümüzü adadığımız dava şahıs değil, beşer değil, nefis değil; hak ve hakikat davasıdır. Hakka ve hakikate yönelen herkese bu davanın kapıları daima açıktır, açık kalacaktır.

“2002 SEÇİMLERİ İLE ADETA BİR ANADOLU İHTİLALİ BAŞLATTIK”

Türkiye’nin son 20 yılı cumhuriyetin kuruluşundan sonraki en büyük demokrasi ve kalkınma hamlelerinin yaşandığı dönemdir. Büyük bir siyasi ve ekonomik bunalımın ardından gelen 3 Kasım 2002 seçimleri ile adeta bir Anadolu ihtilali başlattık. Eski Türkiye güzellemesi yapanlar ya o dönemi bilmeyenlerdir ya o dönemi yaşayanların müsebbipleridir ya da o karanlık dönemden nemalan vesayet artıklarıdır.

“BU ADAM TÜRKİYE’NİN SOROS’UYDU VE BU ADAM GEZİ OLAYLARININ GEZİ DAVASININ KOORDİNATÖRÜYDÜ”

Güvenlikte terör örgütlerinin başlarını sınırlarımız içinde ve dışında kendilerini en dokunulmaz hissettikleri yerde ezme kapasitesine ulaştık. Hukukta adalete güvenin yeniden tesis ederek adalet hizmetlerinin kaliteli, hızlı ve erişebilir olmasını sağladık. Öyle ki, herkes dünyada biz hukuk devletiyiz derken onlara biz guguk devleti değiliz, biz de hukuk devletiyiz…

En son malum, bir zat ile ilgili verilen karar bazı çevreleri çok rahatsız etti. Kimdi bu adam? Bu adam Türkiye’nin Soros’uydu ve bu adam Gezi olaylarının perde arkası koordinatörüydü. Yargımız onunla ilgili nihai kararını verdi ve bu karar da belli çevreleri, ciddi manada rahatsız etti. Kusura bakmasınlar, bu ülkede hukuk var, bu ülkede yargı var ve bu yargı da kendi inandıklarını, bildiklerini hakkın egemen olması için bu kararı verdiler, vereceklerdir.

 “BU KARAR VERİLDİKTEN SONRA ARTIK ATILAN ADIMLARA TABİ OLACAKSINIZ”

Birçok yerden arayanlar var. Yurt dışına gittiğimizde de bizleri bazı telkinde bulunanlar oldu. Bizde onlara dedik ki, ‘kusura bakmayın, bizim ülkemiz bir hukuk devletidir.’ Siz Avrupa’nın değişik ülkelerinde hukuk devleti olduğunuzu iddia ederek terör örgütünün sokaklarınızda, caddelerinizde boy göstermesine evet diyorsunuz. PKK kendi paçavraları ile caddelerinde boy gösteriyor, herhangi bir şey söylemiyorsunuz. Onlara ses çıkarmıyorsunuz, Türkiye’de ise; atılan adımlar sizleri rahatsız ediyor. En son AİHM ne dedi? AİHM dedi ki, ilk derece mahkeme veya üst derece kararını vermediği sürece biz bu noktada adım atamayız dedi. E buyurun şimdi karar da verildi. Bu karar verildikten sonra artık atılan adıma tabi olacaksınız.  Olsanız da olmasanız da yargının bu kararı uygulamaya girecektir.

 “HERKESİN FİKRİNİN SERBESTÇE İFADE EDEBİLDİĞİ ÖZGÜVEN SAHİBİ BİR TÜRKİYE’YE ULAŞTIK”

Hak ve özgürlüklerde yasakların hüküm sürdüğü bir Türkiye’den terörü övmediği, şiddeti savunmadığı sürece herkesin fikrinin serbestçe ifade edebildiği özgüven sahibi bir Türkiye’ye ulaştık. Kızlarımızın baş örtüleri ile okula giremediği veya baş örtülü olan kızlarımızın üniversite kapılarında sürüklendiği, polislerin maalesef kızların baş örtülerini başlarından çekip aldığı dönemden şimdi artık tüm güvenlik güçlerimizin onları teminat altına aldığı bir döneme geldik.

 “CAMİNİN İÇİNDE O OTURAN MÜPTEZELLER LODERLER VASITASI İLE MAKAMIMIZA KADAR KANALLAR AÇMAK SURETİ İLE GELDİLER”

Elbette tüm başarı hikayelerini yazarken pek çok zorlukla sınama ile de karşılaştık. Türkiye bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, adeta akrebin kıskacında yoğrularak geldik. Vesayet güçlerinden devlet içine çöreklenmiş çetelere, pek çok yapının devrede olduğu sokak olaylarından terör örgütlerinin saldırılarına kadar sayısız badireler atlattık. İşte Dolmabahçe camii. Hatırlayın o camiyi bira kutuları ile caminin içinde o oturan müptezeller loderler vasıtası ile camiden ta buradaki makamımıza kadar kanallar açmak sürati ile geldiler ondan sonra da Geziciler ile buradan Taksim Meydanı’na yürüdüler ve onları özgürlükçü olarak savundular. Bu nasıl bir özgürlükçülük ki, oradaki devlete ait otobüsleri yakıp yıkmaktan tutunuz da, benim vatandaşlarımın tüm dükkanlarına varıncaya kadar onları yakıp yıktılar. Bunlar mı özgürlükçü?

Çevrenin bu ülkede destanını biz yazdık ve bizler 5 milyon civarında fidan ağaç dikerek bunu yaptık. Orada 12 tane ağacın bir yerden bir başka yere naklini, ‘Bunlar ağaçları söküyorlar.’ Bunların hayatı bu. Akşam yalan, sabah yalan. Cumhuriyet mitingleri ile adeta darbe çığırtkanlığı yaptılar. 27 Nisan bildirisi ile milli iradeyi zapturapt altına almak istediler.

“YARGIMIZ SADECE VİCDANLARI RAHATLATMAKLA KALMAMIŞ AYNI ZAMANDA BENZER NİYETLERİ TAŞIYANLARI DA HUKUK VE ADALET DERSİ VERMİŞTİR”

Gezi olayları ile ilgili yargımız sadece vicdanları rahatlatmakla kalmamış aynı zamanda benzer niyetleri taşıyanları da hukuk ve adalet dersi vermiştir. İşte şu anda Taksim Meydanı’nda o Gezi olaylarının malum olduğu yerlerde bir tarafta artık camimiz diğer taraftan da Atatürk Kültür Merkezi’miz yepyeni, farklı bir hali şu anda icrada. İnşallah o plan içerisinde daha başka projelerimiz de olacak.”