Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

BABACAN: “SEÇİMİ KAZANMAK YETMEYECEK. SEÇİMİ KAZANDIKTAN SONRA TÜRKİYE’Yİ DE KAZANMALIYIZ”

İzmir’de iş insanları ile buluşan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 6 partinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ üzerinde mutabık kalması ve sonrasında yaşanabilecek süreçle ilgili, “Cumhurbaşkanı adayının bugünden bu ortak çalışmalarla ilgili taahhüdü alınmazsa Türkiye kaotik bir dönem yaşayabilir. Seçimi kazanırız ama Türkiye’yi kaybedebiliriz. Seçimi kazanmak yetmeyecek. Seçimi kazandıktan sonra Türkiye’yi de kazanmalıyız” dedi.

İzmir'de iş insanları ile

İzmir’de iş insanları ile buluşan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 6 partinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ üzerinde mutabık kalması ve sonrasında yaşanabilecek süreçle ilgili, “Cumhurbaşkanı adayının bugünden bu ortak çalışmalarla ilgili taahhüdü alınmazsa Türkiye kaotik bir dönem yaşayabilir. Seçimi kazanırız ama Türkiye’yi kaybedebiliriz. Seçimi kazanmak yetmeyecek. Seçimi kazandıktan sonra Türkiye’yi de kazanmalıyız” dedi.

İzmir Swisotel’de bugün düzenlenen Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Liderler Buluşması’na, DEVA Partisi’nin genel merkez ve İzmir il yöneticilerinin yanı sıra Çiğli Belediye Başkanı CHP’li Utku Gümrükçü de katıldı.

Gündeme dair değerlendirmeler yapan Ali Babacan, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakçı ve ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı ile birlikte iş insanlarının sorularını yanıtladı.

“EKONOMİDEKİ ASIL SORUN HUKUK DEVLETİ NİTELİĞİNİN KAYBOLMASI”

Türkiye’nin her açıdan çok büyük sıkıntılar yaşadığını belirten Babacan, şöyle konuştu:

“Türkiye’de şu anda, her açıdan sıkıntıların büyük olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Ağırlıklı ekonomik sorunlardan bahsediyoruz. Hayat pahalılığı, yoksulluk, işsizlik… Kök sebebine baktığımızda ise Türkiye’nin artan bir şekilde hukuk devleti niteliğinin kaybolmasını görüyoruz. Ekonomi aslında bir zemine oturuyor. O temelde hukuk, adalet, özgülükler, insan hakları ve demokrasi var. Onu sağlamadan üzerine sağlam bir ekonomi inşa etmek mümkün değil. Hele Türkiye gibi doğal gaz ve petrol kaynakları olmayan bir ülkeyseniz. Demek ki Türkiye, ekmeğini taştan çıkarmalı. Son yıllarda artan bir şekilde demokrasimizin zafiyet içerisinde olması, basın özgürlüğünün kısıtlanmış olması, hukukun işlememesi, şu andaki ekonomik sorunlarımızın temelindeki en önemli sorunlardır. Biz, bunu erken aşamada fark ettiğimiz için yeni bir siyasi partinin elzem olduğunu düşündük. Vatandaşlarımız hala şu anki iktidar partisine destek veriyorsa sadece korku için. ‘Ya daha kötüsü olursa’ diye düşünüyorlar. Muhalefet partilerimize destek verenlere baktık. Onlarda ‘yapamaz ama bunlardan yeter ki kurtulalım’ düşüncesi var. Bunları gördük. Çok büyük alternatif gerektiği için yeni bir siyasi hareket başlattık.”

“ÇALIŞILMAZ VE MUTABIK KALINMAZSA RİSKLİ BİR ALAN”

Altı siyasi partinin bir araya gelerek mutabık kaldığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ hedefiyle ilgili konuşan Babacan, şöyle devam etti:

“Yoğun bir mutfak çalışması içerisindeyiz. Parti olarak ilk yaptığımız, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ çalışmalarıydı. 74 maddelik bir anayasa metniyle ne yapmak istediğimizi hazırladık. Anayasa değişikliği demek, Meclis’te en az 360 milletvekili hedeflemek anlamına geliyor ki o zaman değiştirme imkanına sahip olalım. Yakın siyasi tarihte bir ilktir. Hiçbir zaman 6 siyasi parti, noktasına kadar mutabık kalmamıştır. 6 parti olarak, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ dokümanını kamuoyu ile paylaştık. Bu, demokrasimiz açısından önemli kazanım ancak tek başını yeterli değildir. Bu sadece bir hedeftir. Bu hedefe nasıl ulaşılacağı, o geçiş sürecinin yol haritası ile ilgili bir şey yok. Bunun için çalışılması gerekiyor. İlk seçimler mevcut Anayasa’ya, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin öngörüldüğü Anayasa’ya göre yapılacak. Seçilecek cumhurbaşkanı ve oluşacak Meclis, mevcut sisteme göre seçilecek. Peki bu seçilmiş cumhurbaşkanı ve Meclis ülkeyi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e hangi takvimde ve nasıl götürecek? Biz, buna ‘geçiş süreci’ diyoruz. Geçiş sürecinin yol haritası çok önemli bir konu. Bu konuda bugünden çalışılmaz ve mutabık kalınmazsa yarın her türlü ihtilafa gebe bir konu olarak görüyoruz. Riskli bir alan olarak görüyoruz.

“DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR. ÇUVALLIYORLAR, YÖNETEMİYORLAR”

Bütün siyasi partilerle bunun çalışılması gereken bir alan olduğu konusunda mutabık kaldık. Yeni bir çalışma süreci başlatıyoruz. 5 siyasi partinin genel başkanlarını ziyaret edeceğim. Gelecek hafta pazar akşamı da yuvarlak masa toplantımızın ikincisini gerçekleştireceğiz. Bundan sonraki süreci belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanı adayının bugünden bu ortak çalışmalarla ilgili taahhüdü alınmazsa Türkiye kaotik bir dönem yaşayabilir. Seçimi kazanırız ama Türkiye’yi kaybedebiliriz. Seçimi kazanmak yetmeyecek. Seçimi kazandıktan sonra Türkiye’yi de kazanmalıyız. Dünyada örnekleri var. Otoriter rejimlerde seçimler oluyor, demokrasiyi savunanlar iş başına gelebiliyor. Çoğunda, demokrasiyi savunanlar iş başına geldiğinde, ellerinde bir hazırlık olmadığı için çuvallıyorlar, yönetemiyorlar. Bu kez insanlar bakıyor, ‘Biz yine güçlü bir insan arayalım, bütün yetkiyi verelim, o düzeltsin’ diyor. Seçmen için daha kolay bir seçim. Bu da bazen cazip olabiliyor insanlar için. Dikkat etmemiz gerekiyor. Seçimi kazanıp Türkiye’yi kaybetmek; seçimi kazanıp demokrasiyi savunanların yönetememesi ve becerememesi benim gördüğüm en büyük tehlike.”

“İKTİDAR ELİ AYAĞI DOLAŞIR ŞEKİLDE KURALLARI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR”

Cumhur İttifakı’nın seçim mevzuatında değişik öngören kanunu teklifini de değinen Babacan, şunları söyledi:

“Hükümetin Meclis’e sunduğu yasa teklifi henüz son şeklini almış değil. Komisyon ve genel kurul aşamasında değişikliklere uğramasını bekleyebiliriz. Nihai değerlendirmemizi bu teklif yasalaştıktan sonra yapacağız. Bu tür değişiklikler, yapıldıktan bir sene sonra uygulanabiliyor. İşin püf noktası da bu. Teklife baktığımızda; 2018’in seçim sonuçlarına bakılmış, ‘2018 seçimlerinde kurallar başka şekilde uygulansaydı şu kadar milletvekili iktidar partisi daha fazla kazanacaktı, şu kadar milletvekili iktidarın küçük ortağı daha fazla kazanacaktı’ gibi bir hesap yapılmış. Siyaset dinamik bir süreç. 2018’deki seçim sonuçlarını alıp en erken 2023’te uygulanacak seçimlere doğru bir projeksiyon yaptığınızda hesabın kitabın tutacağını zor görüyoruz. Sürekli düşüş trendinde olan iktidar partilerini o gün geldiğinde bu düzenlemeler olumsuz etkileyecek. Bu hesabı yapmamış olmaları büyük bir garabet. Trendler böyle gidiyor. Biz yükseliyoruz, iktidar düşüyor. Dönüp dolaşıp kendi ayaklarına dolaşacağını hesap etmemeleri büyük bir garabet. Bu değişikliklerin, iktidarların güç kaybettiklerini, seçimi kaybedeceklerini anladıkları dönem yapıldığını görüyoruz. İktidar, seçimi kaybedeceğini anladığı anda eli ayağı dolaşır şekilde kuralı değiştirmeye çalışıyor.”

“AVRUPA BİRLİĞİ HEDEFİ KONULMALI”

Türkiye ekonomisine dair değerlendirmeler yapan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ekonomide pek çok konu eş zamanlı ele alınırsa sorunlar çözülür. Türkiye, yeniden bir hukuk devleti vizyonu ortaya koymadan ekonomideki sorunlarını çözemez. Tren yaylanıyor sadece, raydan çıkan bir şey yok. Bunun tekrar yoluna girmesi tamamen siyasi irade ile ilgili. Ne zaman Türkiye, Avrupa Birliği tarafından ‘yük olacak’ değil de ‘yük alacak’ diye değerlendirilirse düzelecek. Avrupa Birliği’nin standartlarına ulaşma hedefi koymamız gerekiyor. O hedefi koyalım yürüyelim, zaten arkasından gelir.”

KARABAĞLI: “SANAYİCİ İSTİKRAR VE GÜVEN BEKLİYOR”

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı ise pandemi ve Rusya-Ukrayna krizinin ekonomiye etkilerini anlattı. Karabağlı, “Ekonomide istikrar ve güven sanayicinin en büyük beklentisi. Savaş hali nedeniyle kendi kendine yetebilmenin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. 2021 yılında ülkemizde tarım sektörü yüzde 2,2 küçüldü” dedi.