GAZETEKALEM – (ÖZEL)
Bütün hayatını ve kariyerini hak aramaya adamış kadın hakları savunucusu ve 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Av. Şenal Sarıhan ile kadın hakları ve son günlerin değişmeyen gündemi genelde kadına karşı uygulanan aile içi şiddeti konuştuk.
Çeşitli sebeplerden ötürü meydana gelen ve insanlık tarihi boyunca önlenemeyen kadına yönelik aile içi şiddet son günlerde yine gündemde yer almaya devam ediyor. En büyük sebeplerinden birisi eğitimsizlik, yoksulluk ve cinsiyet eşitsizliği olarak görülen kadına ve aile içi şiddet gündemdeki tazeliğini korur iken 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Av. Şenal Sarıhan gazetemize verdiği söyleşide birçok konuya dikkat çeker iken şiddetin asıl sebebinin yoksulluk ve toplumsal eşitsizlik olduğunun altını çizdi.
Öğretmen kökenli bir avukat olan Şenal Sarıhan, “Öğretmenlik yaparken İstanbul’a atandım ve üniversiteye devam edip hukuk fakültesini bitirdim. Daha sonra Ankara’ya geldim. Stajyer avukat olarak çalıştıktan sonra 8 yıl Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanlığını sürdürdüm. O dönemlerde şunu gördük meslek örgütleri kadınları barındırıyor ama kadınların özel bir derneğe ihtiyaçları var. Yeni bir kadın derneği kuralım diye düşündük ve Cumhuriyet Kadınları Derneğini kurduk. Bu dernekte 17 yıl genel başkanlık görevi yaptım ve derneğin önemli çalışmaları oldu. O olaydan sonra CHP’nin çeşitli kollarında seçilerek görev yaptım. 2005 yılı seçimlerinde CHP’den Milletvekili oldum. Kısa bir dönem Milletvekili oldum. Ardından seçimlere girmedim” diyerek kısaca hayatını anlattıktan sonra derneği kurma amaçlarını ve gündemden bir türlü düşmeyen ve son günlerde birçok kadının hayatını kaybetmesine sebep olan aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddetin sebeplerini şöyle sıraladı.
‘Şube sayısının 80’e doğru artmasını bekliyoruz’
Avukat Şenal Sarıhan; “Pandeminin başlarında 29 Ekim Kadınları Derneğini 90 arkadaşımız ile beraber kurduk. Pandemi fazlasıyla işimizi zorlaştırdı ama biz heyecanla çalışıp derneği hayata geçirdik. Pandemiye rağmen dışarı çıkarak çalışmalara başladık. Fakat genel kurul yapamadığımızdan dolayı şubelerimiz kurulmamıştı. 22 Haziran’da genel kurulumuzu yaparak şube açılma yetkisi verdik ve Türkiye çapında 44 şubemiz oldu. Şube sayısının 80’e doğru artmasını bekliyoruz. Derneğimizin isminin 29 Ekim Kadınları Derneğinin olmasının sebebi daha önce alınan Cumhuriyet Kadınları ismine arkadaşlarımızın yaşadığı Cumhuriyet değerlerine olan tutkusu ve aynı isimde iki dernek olamayacağından 29 Ekim Kadınları Derneği olarak isimlendirdik” dedi.
Başkan Sarıhan; “Dünya ve ülkemiz kadın hareketinin Cumhuriyet devrimlerinin kadının toplumsal yaşama eşit katılımı için açtığı yolu izleyerek genelde insan hakları özelde kadın haklarını savunmak geliştirmek. Toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci yaratmak, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin gereklerine uygun olarak yasal planda ve yaşamın içinde ev, okul, iş ve toplumsal siyasal alanda kadınların statüsünü yükseltmek. Kadın ve çocukların her türlü şiddetten korunması için çalışmaktır.”
‘Halide Edip Gibi İsimlerin Verdiği Bu Mücadeleler Bizim İçin Kadınlara Hak Aramada Bir Örnek Oldu’
Sarıhan; “Türkiye’de kadın hareketinin bir geçmişi var. Kadın hareketleri ta Osmanlı döneminden başlıyor. Hiçbir şey yoktan var edilmiyor. Kadınların toplumsal yaşama girebilmek için verdikleri bir mücadele var. Ama Osmanlı döneminde koşulları sınırlı bir şekilde yazamıyorlar kendileri ifade edemiyorlar. Onların çeşitli mücadeleleri var daha çok düşünce ve yazmak anlamında. Derneklerde kuruyorlar ama daha çok yardım dernekleri. Ne zamanki Kurtuluş savaşı başlıyor savaşta Kurtuluş mücadelesine destek için doğrudan dernekler kurmaya başlıyorlar. Savaş bitince de siyasi hayatın içinde var olma amacı ile dernekler kuruyorlar. Türk Kadınlar Birliğinin var oluş sebebi bu aslında. O zamanlar Mustafa Kemal ve arkadaşları ataerkil bir toplum olduğu için parlamentodan bir kadın partisi geçemeyeceğini görerek kadınları bu talepleri geçer görmüyor ve kadınlar Türk Kadınlar Birliğini kuruyor bu birlik esas siyasi alanda mücadele ediyor. Tarihte Halide Edip gibi isimlerin verdiği bu mücadeleler bizim için kadınlara hak aramada bir örnek oldu. Hem dünya kadın hareketlerinden hem ülkemiz kadın hareketlerinden aldığımız ışıkla hareket ederek o deneyimlerden yararlanarak hareket etmek. Bunu yaparken de kadının sosyal statüsünü yükselmeye çalışıyoruz. Hukuki yollarla tarihten bugüne kadar hak arama mücadelesinde yoğun çalışmalarımız var” diyerek 29 Ekim Kadınları Derneği’nin kuruluş sebebine kısaca değindi ve hayatımızın her alanın da maruz kaldığımız şiddetin nedenlerini ve sonuçlarını açıklayan değerlendirmelerde bulundu.
‘Şiddet Ailede En Yakın Olana Eşler Arasına Doğru Yöneliyor’
Yıllarını hak sunuculuğuna veren Av. Şenal Sarıhan son günlerde artan şiddet olayları hakkında şu cümleleri kurdu; “Yaşanan ekonomik olaylar ve halkın yoksullaşması şiddetin yoğunlaşmasına sebep oluyor ve bu şiddet ailede en yakın olana eşler arasına doğru yöneliyor. Bu durumun önüne geçmek için çalışmalar yapılıyor. Hakkı o hakkı gasp edilen hakkın sahipleri savunur. Kadınlarda kendi sorunlarını çok iyi biliyorlar. Biz kadın ve erkek insan olarak ortak bir etkileşim içindeyiz ülkede yaşanan olaylar karşısında. Ama kadınların özel alanı var ve bu alanda kadınları hak arama noktasında daha çok birbirine bağlıyor. Bunu nasıl yaparız derneklerle birleşerek bir bütün olarak yapabiliriz. Bu sebepten 29 Ekim Kadınları Derneği yeniden bir araya geldi ve çalışmalarımız devam ediyor.
Dernek olarak eğitim çalışmaları yaptık. En son hafta toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine yönetim ve üyeler olarak eğitim almaya başladık. 29 Ekim’de birinci yıl dönümüzdü Çağdaş Sanatlar Merkezinde kadın derneklerini toplayarak laiklik konusunda kadınların üzerine düşen görev ne ve ne yapabilirler bunun üzerine konuştuk. Burs verme çalışmalarına başladık. Broşür yaparak onların dağılımını yaptık.”
‘Ev İşçisi Kadınlarla Alakalı Çalışmalara Başladık’
29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Sarıhan dernek çalışmaları hakkında konuşurken şöyle devam etti; “Ev işçisi kadınlarla alakalı çalışmalara başladık. Bu bahsettiğimiz kadınlar ev hanımları değil evlerde hizmet gören kadınlar bu kadınlarımızla alakalı broşürlerimiz oldu. Bu konuda bir çalışma başlatıyoruz çünkü kadınların en dokunulmamış yönü olarak düşünüyoruz. Evlerde çalışan kadınlara ufak tefek haklar tanıdılar sigorta gibi ama kimsenin sigorta yaptığı yok. Ancak arada firmalar varsa sözde onlar yapıyor. Bunu da çok düşük ücretlerle yapıyorlar. Birçok kadın evde iş yapıyor ama sosyal güvencesi yok. Ayrıca da biz kadınların evlerinde bu tür işçi olarak çalışan kadınlara karşıda tutumlarımızda biraz olumsuz yanlar olur. Onların işçi olarak haklara sahip olduklarını ve insan olduklarını unutan ve ihmal eden tutumlar oluyor. Böyle bir eğitimi de yapmaya çalışıyoruz. Yani ben çalışıyorum evde de benim işimi yapacak bir arkadaş var. Ben bir kadın olarak çalışıyorum o kadın arkadaşımla eşitiz benim avukatlık işim neyse onun işi de o. Bu sebep den sömürüye haksızlığa saygısızlığa izin vermemek gerektiğini düşünüyoruz. Bu eğitimlerin bilinç yaratacağına inanıyoruz.”
‘Pandemi Şiddeti Arttırdı’
Başkan Sarıhan; “Şiddet şu an fazlaca yaşanıyor ve kadınların yaşam hakkını elinden alıyor. Bu konuda çalışmalarımız oluyor. Pandemi şiddeti arttırdı çünkü; evlere kapanıldı ve evlere kapanma insanların birbirine daha çok dokunmasına sebep oldu. Ama esas mesele oda değil esas mesele pandemi yoksullukta getirdi. Çok sayıda insan işten çıkarıldı. İşsiz kaldı bunların yarattığı çok önemli problemler ortaya çıktı. Maddi sosun yoksa daha rahat olursunuz ama maddi sorunlar ortaya çıkınca dışarıya veremediğiniz tepkiyi yakınınıza yöneltmeye başlıyorsunuz. Kadınlarda çocuklarını döver dövmemesi lazım bu neden olur gücü gücüne yeten durumu oluyor aslında hepimizin gücü ortak gücümüzdür. Bu şekilde bakmak gerekiyor. Görülen öğretim de kadın erkek ilişkilerinde eşitlikçi bir anlayış taşımıyor üniversite mezunu olup da eşine şiddet gösterende var. Çünkü bizim milliği eğitim sisteminin temelinden bu konuda düzenlenmesi gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kaynağı nedir. Ataerkil gelenek ve görenekler ve bu anlayıştır. Kadını ikinci ve yok sayan anlayışlarla öğretilenler şiddetin temelini hazırlıyor. Verilen eğitim ve öğretimlerin kadın erkek eşitliği ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çocuklarımızı yetiştirmemiz gerekli” diyerek devam etti.
“Bir şeyin yasaya konulmasından çok uygulanması önemli yasaların uygulanması gerekli yasaların sokağa uyarlanması ve hayata geçmesi gerekli 6284 nolu yasaya çok daha geniş donanımlı bir yasa kadınları sadece şiddetten koruyan değil şiddete uğrayan kadınların şiddetten bundan sonra da korunmasını sağlayan onlara güvenceler getiren bir yasa olarak yürürlüğe girdi uygulanmaya çalışılıyordu. Şu an da birdenbire İstanbul sözleşmesi kaldırılırdı. Buna karşın yürütme durdurma davası açtık dernek olarak ilk icraatımız bu oldu. Aileyi barış içinde bir ortam geliştirir. Aile kötülük varsa yoksulluk adaletsizlik varsa çöker”.
‘Erk
en Yaşta Bilinçsiz Bir Şekilde Evlendirilmelerde Aile İçi Şiddeti Çoğaltıyor’
29 Ekim Kadınları Dernek Başkanı Avukat Şenal Sarıhan yaşanan aile içi şiddet kadınların aile içinde sokakta iş yerlerinde maruz kaldıkları şiddet ile ilgili yaptığımız söyleşimizi şu sözlerle bitirdi; “Aile sevgi ve saygıya dayandırılarak oluşur siz çocuk yaşta insanlara bu bilinci veremezsiniz. Maalesef kadına uygulanan şiddet doruk noktada bunların sebepleri arasında eğitimsizlik toplumsal eşitliğin olmaması ve yoksulluk vardır. Eskiden boşanmaların az olmasının iki sebebi vardır bakış açısı ve çaresizlik. Evlendiğinde kız çocuklarına gelinliğinle geldin kefenle git deniliyordu ve sanki arada bir boşanma olsa kadın bir yanlış yapmış olduğu empoze ediliyordu ve ne olursa olsun kadın tahammül ediyordu. İkinci sebep ise kadınların ekonomik dayanakları yoktu boşandığında aile evine geri dönemediğinden ve bir geliri olmadığından şiddete ve geçimsizliğe tahammül ediliyordu. Ama ben şunu söylerim bir tokat atılırsa devamı gelir şiddetin ilk başlangıcında bireylerin ne yapıyorsun demesi ve önlemini alması gerekir. Kadın örgütlerinin çoğalma sebeplerinden biriside budur kadınlara hak arama yollarını gösteriyor ve en önemlisi yalnız değilsin diyebiliyor. Kadının kendi insan hakları arayışı mücadelesinin kadın bir yurttaş olarak bir ülkenin demokrasi mücadelesine de katkı sağlayacağına inanıyorum. Derneğimize bizim tüzüğümüzü amaç maddesini kabul eden bütün arkadaşlarımız üye olabilir. Herhangi bir şart yok. Yıllık 30 lira ve giriş aidatımızın 10 lira gibi çok küçük bir aidat sistemi var. Bizde o aidatlarla ayakta duruyoruz ama şuna inanıyorum derneğimiz büyüyecek ve güçlenecek.”
