(ANKARA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Dünyanın pek çok bölgesinde vaka sayıları azalırken Türkiye’nin hâlâ artış gösteren az sayıda ülkeden biri olması, politik bir tercihin sonucudur. Yakın dönemde çocuk yaşta HIV/AIDS nedeniyle kaybettiğimiz vakalar, tanının geç konulduğunu, tedaviye erişimin geciktiğini ve çocukların istismar dahil pek çok riskle baş başa bırakıldığını gösteriyor” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında yazılı açıklama yaptı.
1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde, Türkiye’de yıllardır görmezden gelinen, bütçesi kısılmış, önleme programları zayıflatılmış bir halk sağlığı gerçeğini hatırlatmak zorunda olduğunu belirterek, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verilerine göre, 1985’ten 7 Kasım 2024’e kadar bildirilen 45 bin 835 HIV pozitif ve 2 bin 438 AIDS vakası bulunduğunu, bu kişilerin yüzde 81,8’inin erkek, yüzde 18,2’sinin kadın olduğunu bildirdi.
Sadece 2024 yılında ise bin 527 yeni HIV pozitif, 40 yeni AIDS vakasının kaydedildiğini aktaran Şahbaz, şunları kaydetti:
“Bu tablo, Türkiye’de HIV ile yaşayanların görünmezleştirildiğini; koruyucu sağlık hizmetlerinin, cinsel sağlık eğitiminin ve erken tanının yıllardır ihmal edildiğini gösteriyor. Oysa HIV, erken tanı ve tedaviye erişim sağlandığında kontrol altına alınabilir; insanlar sağlıklı, üretken bir yaşam sürebilir. Ancak ülkemizde yıllardır süren yoksulluk, yoğun göç, artan madde kullanımı ve kapsayıcı olmayan sağlık politikaları, yeni HIV vakalarının artmasında belirleyici olmaya devam ediyor. Dünyanın pek çok bölgesinde vaka sayıları azalırken Türkiye’nin hâlâ artış gösteren az sayıda ülkeden biri olması, politik bir tercihin sonucudur. Yakın dönemde çocuk yaşta HIV/AIDS nedeniyle kaybettiğimiz vakalar, tanının geç konulduğunu, tedaviye erişimin geciktiğini ve çocukların istismar dahil pek çok riskle baş başa bırakıldığını gösteriyor. Bu durum, hem çocuk koruma sisteminin hem de cinsel sağlık politikalarının ne kadar zayıf olduğunun acı bir göstergesidir.
“HIV bir ahlak meselesi değil, bir sağlık hakkı meselesidir”
HIV bir ahlak meselesi değil, bir sağlık hakkı meselesidir. Toplumu suçlayan değil, riskleri azaltan; ayrımcılığa kapı açan değil, hak temelli politikalarla güçlendiren bir yaklaşım zorunludur. Bu nedenle, damgalamayı ve ayrımcılığı önleyen ulusal kampanyalar yürütülmeli,
ASM’lerde ve kamusal alanlarda ücretsiz kondom ulaşılabilir olmalı, gebelikte HIV taraması yaygınlaştırılmalı, tüm sağlık kurumlarında anonim ve ücretsiz test hizmeti sağlanmalı, risk grupları için özel koruyucu sağlık programları uygulanmalı, HIV ile yaşayanlara psikososyal destek ve hukuki koruma sağlanmalıdır.
“Bilimden yana, kamucu ve hak temelli politikalarla HIV/AIDS ile mücadele mümkündür”
HIV pozitif bireyler, erken tanı ve düzenli tedavi ile normal yaşamlarını sürdürebilir; virüs baskılanarak bulaşıcılık sıfıra yakın seviyeye indirilebilir. Bunun önündeki en büyük engel ise toplumsal damgalama ve sağlık sistemindeki yetersiz politik tercihlerdir. Dünya AIDS Günü’nde bir kez daha söylüyoruz; Hiç kimse kaderine terk edilemez. Hiç kimse ayrımcılığa mahkûm edilemez. Bilimden yana, kamucu ve hak temelli politikalarla HIV/AIDS ile mücadele mümkündür.”

