Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ: Türkiye’de düşman ceza hukuku uygulanıyor

İzmir Kitap Fuarı’nda düzenlenen söyleşiye katılan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Türkiye’nin ekonomik gidişatından göçmen politikalarına, adalet sisteminden dış ticaret sorunlarına kadar birçok başlıkta açıklamalarda bulundu. Mattia Ahmet Minguzzi davasına dair verilen ceza hakkında konuşan Özdağ, “Hem ceza sistemi hem de infaz sistemi ciddi şekilde gözden geçirilmeye muhtaç” dedi.

İzmir Kitap Fuarı’nda düzenlenen söyleşiye katılan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit

Haber: Berfin BAYSAN – Kamera: Akın KÜÇÜKKURT

(İZMİR) – İzmir Kitap Fuarı’nda düzenlenen söyleşiye katılan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Türkiye’nin ekonomik gidişatından göçmen politikalarına, adalet sisteminden dış ticaret sorunlarına kadar birçok başlıkta açıklamalarda bulundu. Mattia Ahmet Minguzzi davasına dair verilen ceza hakkında konuşan Özdağ, “Hem ceza sistemi hem de infaz sistemi ciddi şekilde gözden geçirilmeye muhtaç” dedi.

İzmir Kitap Fuarı’ndaki söyleşide gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, ekonomi, göçmen politikaları, dış ticaret, adalet sistemi ve siyasal ayrımcılığa dair açıklamalar yaptı.

Artan hayat pahalılığına değinen Özdağ, “Ekonomik krizin bu kadar ağır bir şekilde toplumun üzerine çöktüğü bir dönemde, insanların açlıkla sınandığı, emekli, dul ve yetim toplam 16 milyon insanın pazara gidip 1 kilo patatesi, domatesi almakta zorlandığı bir süreçte kitap almak adeta devrimci bir eylem haline geliyor. Geçen sene verdikleri enflasyon tahminlerini revize ettiler; bu yıl sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 34 – 34,5 civarında olacağı öngörülüyor. 16 milyon emekli, dul ve yetim, açlıkla mücadele ediyor. Buraya esnaf ve sanatkârlar odasından geldim; her yerde olduğu gibi burada da esnaf ve sanatkârlar, Maliye Bakanlığı’nın insafsız cezalarından yılmış olduklarını ifade ettiler. Çiftçi, yüksek girdi maliyetleri karşısında ezilmiş, adeta bir afetzede haline gelmiş durumda. İş adamlarının mallarına, mülklerine el konuluyor ve birçoğu servetlerini yurt dışına transfer etme çabasında ya da çoktan transfer etmiş durumda. Tekstilcilerimiz, Sisi’nin Mısır’ına 200 firma ve 5 milyar dolar götürdü. Üstelik, tüm bunların üzerine Suriye’deyiz; savaş bittikten sonra dönecek denilmişti ama dönen çok az, yeni gelenler var. Afganlardan dönen hiç yok, yenileri gelmeye devam ediyor. Bugün itibarıyla dünyanın çeşitli yerlerinden gelen toplam 2 milyon 600 bin yabancıya vatandaşlık verilmiş durumda. Bu sayı 250 bin falan değil; daha fazlası var, yalan söylüyorlar” diye konuştu.

Özdağ konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Türkiye, yılda 7 milyar dolar insani yardım yapıyor; “dünyanın en çok insani yardım yapan ülkesi” diyorlar ve bu doğru. Türkiye, gayrisafi milli hasılasına oranla dünyanın en fazla yardım yapan ülkesi konumunda ya da ABD’den sonra ikinci sırada. Düşünün, Almanya’dan, Fransa’dan, İsviçre’den, İsveç’ten daha fazla insani yardım yapıyoruz dünyanın dört bir yanına. Kendimiz burada inşa edilen köprülerden geçmek için para ödüyoruz ama Afrika’da Afrikalılar bedava geçsin diye köprü yapıyoruz. Nasıl bir mantık bu? Sonra bakın, ilginçtir, Türk tekstilcisi Mısır’a gidiyor yatırım yapıyor. Neden? Mısır’da iş gücü ucuz diyorlar. Bu doğru mu? Evet, doğru. Ama sadece bunun için mi gidiyorlar? Hayır. Sorun yalnızca Türkiye’de üretim maliyetlerinin yüksek olması değil. Türkiye’den ihracat yaparsanız bazı ülkelere yüzde 50’ye yakın vergi ödüyorsunuz ama Mısır’dan yaparsanız bu oran sıfır. Mısır’dan Afrika ülkelerine yapılan ihracatta vergi oranı yüzde 5 ila yüzde 7,5 arasında; Türkiye’den ise yüzde 35’e çıkabiliyor.

“Düşman ceza hukuku uygulanıyor”

Erdoğan Amerika’ya giderken Amerikalı çiftçilere iyilik yaptı ve Amerikan tarım ürünlerindeki gümrük vergisini kaldırdı. Oysa Trump döneminde, Türk tekstil ürünlerine zaten yüzde 25 vergi uygulanıyordu, üstüne bir de yüzde 15 daha eklendi. Şimdi Türk tekstilcisi Amerika’ya yüzde 40 gümrükle mal satmak zorunda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu oran sadece yüzde 15. Böyle kötü bir ekonomik yönetim var ve bunun üstüne bir de “düşman ceza hukuku” uygulanıyor. Anayasaya göre, 10. madde gereği hepimiz yasalar önünde eşitiz; siyasi görüşümüz, mezhebimiz, dilimiz ne olursa olsun. Peki gerçekten öyle mi? Hayır. Uygulamada muhalefet düşman olarak görülüyor ve ona farklı bir ceza hukuku uygulanıyor. Eğer Kızılay Genel Müdürü’nün kızıysanız, bir trafik kazasında birinin ölümüne sebep olsanız bile tutuksuz yargılanıyorsunuz. Ama aynı kazayı Atatürkçü Düşünce Derneği’nin başkanının kızı yapsa hapisten çıkması mümkün değil.”

“Türkiye’nin cehennemi yaşamasını istemiyoruz”

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın göçmenler konusundaki tavrını değerlendiren Özdağ, “Trump çok akıllı bir adam. Deli dedikleri adam çok akıllı bir adam olmasa böyle bir imparatorluk kuramazdı. Çok zengin bir iş adamı oldu. Dahası, Amerikan tarihinde ender bir başarıya imza attı; seçilmedi, sonra tekrar seçildi. Kolay bir iş mi bu? Hayır, çok zor. Amerika Birleşik Devletleri yüzde yüz göçmen ülkesidir. Ama bu göçmen ülkesi göçe yasak koydu. Meksika ile arasına duvar ördü. Sonra Birleşmiş Milletler’de konuşurken dünya liderlerine “Cehennemi yaşayacaksınız” dedi. “Biz durdurduk, biz cehennemi yaşamayacağız” dedi. Biz de Türkiye’nin cehennemi yaşamasını istemiyoruz. Sokaklarda herkesin güven içinde dolaşabildiği bir Türkiye istiyoruz. Geçen sene İzmir’e geldim, dolaşıyordum. Bir Suriyeli tezgâh kurmuş, üzerine muz koymuş. Muzun üstüne “yerli muz” diye yazmış. Dedim ki: Muz yerli ama satıcı yabancı. Bu muz da yerli olmalı, satıcı da yerli olmalı.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının ardından ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan Özdağ, Mattia Ahmet Minguzzi davasına dair verilen cezanın kamu vicdanını yaraladığını ifade ederek şunları söyledi:

“Hem ceza sistemi hem de infaz sistemi ciddi şekilde gözden geçirilmeye muhtaç”

“Bu, kamuoyunun vicdanını, milletin vicdanını yaralayan bir hüküm oldu. Savcılık da zaten itiraz etti. Üst mahkeme tarafından kararın bozulacağını ve daha adil bir cezanın çıkacağını düşünüyorum. Ancak tabii, yasa da yeniden gözden geçirilmeli. 18 yaş altındaki bireylerin ne ölçüde çocuk sayılacağı, çocuk olmanın ne anlama geldiği konularının ciddi şekilde yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç var.

Burada dördüncü kişinin de suça karıştığına dair ciddi tespitler var. İddianamede bu durum açıkça belirtilmiş. Görüntülerde de yer alıyor. Pişmanlık da söz konusu değil. Ve şimdi… Yani 24 yıl ceza aldılar ama bunun 9 yılı kapalı cezaevinde, 6 yılı ise açık cezaevinde geçecek. Bu açık-cezaevi, kapalı-cezaevi sürecini Türkiye yakın zamanda Balıkesir’de yaşanan bir cinayetle birlikte tekrar gündemine aldı. Özetle, hem ceza sistemi hem de infaz sistemi ciddi şekilde gözden geçirilmeye muhtaç”

Aydın’da partinin standına MHP’li olduğu iddia edilen bir grubun saldırısı

Aydın’da Zafer Partisi tarafından kurulan stant, MHP’li olduğu iddia edilen bir grubun saldırısına uğramasıyla ilgili Özdağ, “Oradaki saldırıyla ilgili olarak da arkadaşlarımız gerekli suç duyurularında bulundular. Aydın Emniyeti soruşturmayı yürütüyor. Aslında çok da soruşturulacak bir durum yok; her şey kameraların önünde gerçekleşmiş. Suçlu olanların da cezalarını çekeceklerini umuyorum” dedi.

Söyleşinin ardından düzenlenen imza gününde gençlerle bir araya gelen Özdağ, kitabını imzaladı. Fuarda uzun imza kuyrukları oluştu.