Haber: İshak Kara
(VAN) – Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın kuraklık açısından son derece hassas olduğunu belirterek, komşu ülke İran’da yaşanan su krizinin Türkiye için önemli bir uyarı niteliği taşıdığını söyledi.
Akkuş, su krizine ilişkin yaptığı açıklamada, İran’ın Sistan bölgesinde milyonlarca çiftçinin kuraklık nedeniyle işsiz kaldığını ve büyük bir göç dalgası yaşandığını ifade ederek, “Urumiye Gölü kuraklık nedeniyle ikiye ayrılmış durumda. İran’da su kaynaklarının tükenmesi nedeniyle sürekli ‘Bir haftalık su kaldı, bir aylık su kaldı’ açıklamaları yapılıyor. Bizim de yanı başımızdaki bu tablodan mutlaka ders çıkarmamız gerekiyor” dedi.
Suyun yanlış yönetilmesi halinde en su zengini ülkelerin bile kısa süre içinde su fakiri hâline gelebileceğini vurgulayan Akkuş, “Eğer suyu etkin ve akılcı bir şekilde yönetemezsek, suyumuz ne kadar çok olursa olsun su kıtlığı kaçınılmaz olur” değerlendirmesinde bulundu.
“Göller sadece su kütlesi değil, bölge kültürünün bir parçası”
Göllerin yalnızca birer su kaynağı değil, bulundukları bölgenin kültürel yapısının ve sosyal yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyleyen Dr. Akkuş, Van Gölü çevresindeki yaşam biçimini örnek gösterdi. Akkuş, “Bugün Van Gölü’nde balıkçılar sabahın erken saatlerinde limanda bir araya geliyor, sohbet ediyor. Buralar birer sosyalleşme alanı. İnci kefalinin göç dönemi ya da göçmen kuşların geliş-gidiş tarihleri bile bölgede kültürel bir değer hâline gelmiş durumda. Hatta birçok kişi doğum tarihini ‘balık zamanı’ ya da ‘balıklar geri dönerken’ diye ifade ediyor” diye konuştu.
“Erçek Gölü, bölgenin ruhunu oluşturan sulak alanlardan biridir”
Van Havzası’ndaki en büyük sulak alanlardan biri olan Erçek Gölü’nün ekolojik açıdan kritik önemde olduğunu belirten Akkuş, gölün yaklaşık yüzde 30’unun bir metreden daha sığ olması nedeniyle su kuşları için önemli bir beslenme alanı sunduğunu söyledi.
Ancak iklim değişikliği ve artan sıcaklıklarla birlikte buharlaşmanın sığ gölleri çok daha olumsuz etkilediğini vurgulayan Akkuş, “Derinliği az olan bölgeler çok daha hızlı su kaybediyor. Son yıllardaki sıcaklık artışlarıyla Erçek Gölü’nün özellikle su kuşlarının beslendiği kıyı alanlarının tamamen çekildiğini gözlemliyoruz. Umudumuz, 2026 kışının bol yağışlı geçmesi. Kar ve yağmur yağışlarının artması hâlinde Erçek Gölü ve Van Gölü’nün yeniden eski seviyelerine kavuşmasını bekliyoruz” diye konuştu.
“Eskiden göl olan alanlarda bugün tarım yapılıyor”
Karasu Çayı’nın Van Gölü’ne döküldüğü bölgede incelemelerde bulunan Akkuş, çekilmenin boyutlarını şu sözlerle anlattı:
“Çitören Mahallesi, Van Gölü çevresindeki en büyük balıkçı köylerinden biriydi ve tam anlamıyla göl kıyısındaydı. Bugün ise balıkçıların teknelerini bağladıkları yer, göle yaklaşık 2-3 kilometre uzaklaşmış durumda. Bu durum 20-25 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşti. Eskiden göl olan yerlerde şimdi tarımsal faaliyetlerin yapıldığını ve yeni yerleşimlerin kurulduğunu görüyoruz.”
“Su, bir gün mutlaka eski yatağını geri alır”
Göl tabanlarının yerleşime ve tarıma açılmasının büyük risk taşıdığına dikkati çeken Dr. Akkuş, “Suyun hafızası güçlüdür. Su, bir gün mutlaka eski yatağına geri döner. Bugün tarım yapılan ya da yapılaşan alanların birçoğu geçmişte göldü. Su, verdiği yerleri gün gelir geri alır. Bu gerçeği unutmak büyük bir tehlike oluşturuyor” uyarısında bulundu.

