Haber: Seyfi ÇELİKKAYA
(YOZGAT) – Yozgat’ta “Türk dünyası ve Pir-i Türkistan, Yesevi yolu ve mirası Yozgat-Emirce Sultan” başlıklı panelde, Anadolu’da Yeseviliğin tarihi bakımından önem taşıyan Emirce Sultan, farklı yönleriyle anlatıldı.
Yozgat Valiliği, Yozgat Bozok Üniversitesi ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından Yozgat Belediyesi Büyük Sinema ve Kültür Merkezi Salonu’nda “Türk dünyası ve Pir-i Türkistan, Yesevi yolu ve mirası Yozgat-Emirce Sultan” konulu panel düzenlendi. Panele, akademisyenler, üniversite öğrencileri, vatandaşlar, il yöneticileri katıldı.
Panel için Yozgat’a gelen akademisyenler, Osmanpaşa köyünde bulunan Osmanpaşa Cami bitişiğindeki Emirci Sultan türbesini ziyaret ederek, dua etti. Emirci Sultan türbesi içerisindeki sandukalardan birisinin 1239-1240 tarihli Emir Sultan Şerefüddin İsmail Bin Muhammed’e ait olduğu, buna dayanılarak türbenin 1239 veya 1240 yıllarında yapıldığı belirtiliyor. Türbe ve cami avlusunda Bizans ve farklı dönemlere ait işlemeli taş örnekleri de sergileniyor.
Panelin açılışında konuşan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sadullah Gülten, Türk dünyasının manevi liderlerinden, ön plana çıkmış olan kişilerin başında Hoca Ahmet Yesevi’nin geldiğini vurgulayarak, “Hoca Ahmet Yesevi doğduğu topraklardan bütün Türk dünyasını etkileyebilecek halifeler yetiştirmiş ve onları dünyanın dört bir tarafına göndermiştir. Hem Türkistan’da, Kazakistan’da, Kırgızistan’da, Azerbaycan’da ve diğer Türk dünyasında olduğu gibi, aynı şekilde Anadolu’nun bağrında da kendisine bağlı halifeler bulunmaktadır. Bugün burada olmamızın sebebi de esasen budur” dedi.
“Bu topraklarda böyle bir değerin yaşadığını bu akademik çalışmayla ortaya koymak istedik”
Prof. Dr. Sadullah Gülten, şöyle konuştu:
“Çok az bilinse bile, literatüre çok az girse bile bugün Yozgat’ta Osmanpaşa köyünde ‘Emirci, Emirçe’ ya da ‘Emir-i Çin’ olarak bilinen Emirci Sultan esasen menkıbesinde ve geleneksel rivayetler üzerinden Hoca Ahmet Yesevi’ye bağlanmakta ve onun dergahında yetiştikten sonra Anadolu’ya gelip hem Anadolu’nun Türkleşmesini hem İslamlaşmasını sağlayan bir gönül eri olarak ortaya çıkmaktadır. Bugün burada bulunmamızın sebebi esasen Hoca Ahmet Yesevi geleneğini Anadolu’ya taşıyan ve Yozgat’ta kurmuş olduğu zaviyesi ile bu geleneği bizlere aşılayan Emirci Sultan’la ilgili olarak elimizdeki malzemeleri sizlerle paylaşmak ve Emirci Sultan gibi bir değere sahip olduğumuzu, bu topraklarda böyle bir değerin yaşadığını bu akademik çalışmayla ortaya koymak istedik.”
“Ehlibeyt soyundan gelen Türkler Anadolu’yu İslamlaştırdı”
Alevi İnanç Birliği Vakfı Başkanı Faruk Ali Yıldırım, Ehlibeyt soyundan gelen Türklerin Anadolu’yu İslamlaştırdığına vurgu yaptı, şunları söyledi:
“Bu tür organizasyonlar birbirimize daha kenetlenmemizi, daha birbirimize karşı hoşgörüyü ve sevgiyi artıracağına inanıyorum. Yozgat gerçekten hem sosyal yönüyle hem de birçok yönüyle gelişiyor. Bu da bizi onura ediyor. Yozgat’ta doğmuş, yurt dışına gitmiş oralarda hayatını kazanmış bireyler olarak bizler onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz. Erenlerden olan velilerden olan başta Hünkar Hacı Bektaşi Veli gibi, Hacı Bayram Veli gibi, Yunus gibi birçok erenler Anadolu’da Türkleşme ve İslamlaşma yürüttüğü sıralarda o dönemlerde Anadolu’da hem Bizans hakimdi hem Moğol hakimdi. Yani ne zor şartlarda İslamiyet’i buralara yaydıklarını, getirdiklerini düşündüğümüz zaman onlara minnet borçlu olduğumuzu bir kere daha buradan haykırmak istiyorum. Bizler hazıra konduk. Hazreti Muhammed Mustafa’nın İslamiyet’i 1400 sene önce bütün dünyaya kabul ettirmesiyle ve bizler de Hoca Ahmet Yesevi gibi pirlerimiz Ehlibeyt soyundan gelen Türkler Anadolu’yu İslamlaştırdı. Bugün Anadolu’da saf ve temiz İslam yaşanıyorsa o erenlerin evliyalarının sayesinde yaşanıyor. Bugün Anadolu’da Türkler birbiri ile mezhep nedeniyle kavga etmiyorlarsa onların getirdiği hoşgörü ve güzel ahlaktan ileri geldiğini düşünüyorum.”
“Zaman zaman yanarak, yakılarak da karşılıyor zaman zaman bu acılara da katlanıyoruz”
Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, Türk milletinin dünyanın birçok coğrafyasında, kimi yerinde yurtlukta, kimi yerini yurt yaparak vatanında maziden güne, günden mahşere doğru tarihte muhikim bir şekilde yol almaya, yol yürümeye, Albayrağ’ın gölgesinde, Anadolu coğrafyasında, etrafına, eşrafına ümit olarak bir meşale gibi ışıldamaya devam ettiğini kaydetti. Vali Özkan, şunları kaydetti:
“Türk milletini tarih sayfasında Türk milletini dünya coğrafyasında muhikim kılan özelliği, imanını, vatanını, bayrağını ve namusunu bir denklem içinde eşitlemesi ve bu eşitliğiyle, canıyla bir araya getirmesi ve canı binmesi bu süreçte, bu yolda canı üzerine yol yürümesidir. Türk milleti İslam’la şereflendiğinde peygamberinin izninde, ermişlerinin erenlerinin yolunda bu denklemi aynı zamanda şehadette şehadetin yolunda yürüme ile de birleştirmiş vatanını yurdunu, milletini ve mevcudiyetini tarih coğrafyası üzerinde, bu denklem üzerinde tekrar tekrar ispatlayarak mukim kılmıştır. 230’a yakın erili ufaklı devlet kurduğumuz dünya coğrafyasında bugün de gerek Türkistan’da gerek Anadolu coğrafyasında Türk milleti söz yerinde ise erlerin, ermişlerin izinde Alplerinin, şehitlerinin, şühedalarının yolunda maziden güne, günden de mahşere doğru yol almaya devam ediyor. Bu yürüyüşte zaman zaman zorlandığımız, zaman zaman yanıldığımız, zaman zaman istikametten ayrıldığımız günlerde olmuyor değil. Bunların karşılığında acı olarak savrularak, zaman zaman yanarak, yakılarak da karşılıyor zaman zaman bu acılara da katlanıyoruz. Ancak Türk milleti özüyle, ancak Türk milleti gönlüyle, ermişinden ereninden gelen izinden yürüyüşüyle yol aldığında da dünyada devleşiyor. Dünyada adaletin, dünyada merhametin, dünyada söz yerindeyse garibanın gözünde cesaret ışığı olarak yoluna devam ediyor.”

