“AHLAKİ SORUMLULUK TEK TARAFLI OLAMAZ”
Teoman Mutlu, Türkiye genelindeki bütün camilerde okunan hutbede “Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda bulunmak asgari ahlâk kurallarına aykırıdır” ifadelerine yer verilmesine ve “Buna sessiz kalan herkes vebal altındadır” denilmesine karşı çıktı. Mutlu, “Ey Diyanet; ihale oyunları yapanlara, sahte diploma düzenleyenlere, yolsuzluk yapanlara, nüfuz suistimali yapanlara, rüşvet alanlara neden her cuma bir şey söylemiyorsunuz? Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yemek en büyük vebal değil midir” diye sordu.
“TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNE EŞİT MESAFEDE DURULMALI”
Mutlu, Diyanet’in, toplumsal değerleri temsil eden bir kurum olarak yalnızca şekilsel konulara değil, adalet ve ahlâkın bütün boyutlarına değinmesi gerektiğini belirtti. “Hangi kıyafetin ‘uygunsuz’ olduğuna kim, neye göre karar verecek? Toplumu kutuplaştıracak değil, birleştirecek hutbeler verilmeli” diyen Mutlu, kurumun asli görevinin her kesime eşit mesafede durmak, adaleti öncelemek ve halkın ortak vicdanını güçlendirmek olduğunu ifade etti.
Teoman Mutlu, açıklamasının sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, tutarlı, bütünleştirici ve toplumun tamamının saygısını kazanacak bir çizgiye dönmeye davet etti.

