(ANKARA) – Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrailli eski futbolcu ve televizyon sunucusu Eyal Berkovitch’in “Çeyrek finalde Hamas’ı penaltılarla, yarı finalde İran’ı yendik, şimdi sırada Türkiye var” sözlerine sert tepki gösterdi. Davutoğlu, “Final yakındır, sizin gideceğiniz, bizim kalacağımız Kudüs’te buluşacağımız günler yakındır” dedi. İktidarı İsrail’e karşı caydırıcı ve somut tedbirler almaya davet eden Davutoğlu, “Her zaman gururla desteklediğimiz Baykar’ın, İsrail’in ölüm makinelerinin tedarikçisi Leonardo ile bu ortamda bir anlaşma imzalaması, hamaset ile işbirlikçi arasında gidip gelen riyakar politikanın bir yansımasıdır. Baykar’ın yaptığı her doğru işi destekleriz. Ama bir Türk savunma şirketinin İsrail’e silah tedariki sağlayan bir şirketle işbirliği yapmasını asla kabul etmiyoruz” ifadesini kullandı.
TBMM’deki Yeni Yol Grup Toplantısı’nda konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırılara ilişkin yaptığı değerlendirmede, dünyanın kritik bir eşikten geçtiğini söyledi. Aklıselim her liderin bu durumu ciddiyetle düşünmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, insanlığın ya yeni bir değerler sistemiyle düzen kuracağını ya da zorbaların elinde büyük yıkımlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.
Uluslararası düzenin büyük bir sarsıntı içinde olduğunu belirten Davutoğlu, 2017’de kaleme aldığı ve 2020’de kitaplaştırılan bir makalesine atıfla, bu süreci “sistemik deprem” olarak tanımladı. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kurumların çöktüğünü, bölgesel yapılar ve ulusal düzenlerin sarsıldığını söyledi. Bu sistemik depremin tetikleyicisinin İsrail olduğunu dile getiren Davutoğlu, ABD’nin ise bu yıkım üzerinden yeni bir sömürge düzeni kurma arayışında olduğunu, diğer büyük güçlerin ise yalnızca kendi çıkarlarını gözettiğini kaydetti.
Konuşmasında küresel sistemde yaşanan çöküşe dikkati çeken Davutoğlu, “Bu sistemik depremin enkazının altında mazlum halklar kalıyor” dedi. Gazze, Arakan, Doğu Türkistan gibi baskı altındaki Müslüman toplumların, açlıkla mücadele eden Afrika ülkelerinin, uyuşturucu kartellerinin kıskacındaki Latin Amerika halklarının ve Batı’da vicdan sahibi kitlelerin ortak bir ses beklediğini ifade eden Davutoğlu, “İnsanlık, ‘Ey mazlum halklar, birleşin ve ayağa kalkın’ diyecek bir sese muhtaç” diye konuştu.
“Bu savaş insanlık ile İsrail arasındadır”
7 Ekim sonrası yaptığı açıklamalara da değinen Davutoğlu, “Bu savaşın Hamas ile İsrail, Gazze ile İsrail, Filistin ile İsrail, Araplarla İsrail, Müslümanlarla İsrail arasında değil insanlık ile İsrail arasında olduğunu söylemiştim. İsrail’in sözcülüğüne soyunan troller ve sözde aydınlar Hamas’ı terörizm ile suçlayarak bana artık alışageldiğim saldırılarla yüklenmişlerdi. Bakın aradan yirmi ay geçti. Netanyahu beni hiç yanıltmadı. Gazze’deki soykırımdan sonra Batı Şeria’ya cehennem ablukası uyguladı, Lübnan’a ve Suriye’ye saldırdı; geçtiğimiz hafta da ABD destekli olarak İran’a üçüncü dünya savaşını tetikleyecek nitelikte bir saldırı başlattı! Bu saldırıdan bir gün önce de Osmanlı üzerinden Türkiye’yi hedef gösterdi. Bunlar bir tesadüf mü” ifadelerini kullandı.
“Final yakındır, sizin gideceğiniz, bizim kalacağımız Kudüs’te buluşacağımız günler yakındır”
Ahmet Davutoğlu, konuşmasında İsrailli eski futbolcu ve televizyon sunucusu Eyal Berkovitch’in “Çeyrek finalde Hamas’ı penaltılarla, yarı finalde İran’ı yendik, şimdi sırada Türkiye var” sözlerine sert tepki gösterdi. Davutoğlu, “Ey arkasına aldıkları sömürgeci güçlerin şımarık çocukları! Osmanlı’yı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımak isterseniz 1492’de bugün sizi şımartan Avrupa’nın engizisyonundan Osmanlı güçlü ve şefkatli kollarına sığınan büyük dedelerinize, Hitler’den kaçarak Türkiye Cumhuriyeti’nin merhametine sığınan yakın dedelerinize sorun. Final yakındır, sizin gideceğiniz, bizim kalacağımız Kudüs’te buluşacağımız günler yakındır. Açık konuşmanın ve neşteri doğru yere atmanın vakti gelmiştir. İsrail’in karşısında kim dimdik durursa onun yanındayız. Dün Hamas’ın, Filistin’in bugünde İran’ın yanındayız” dedi.
“İsrail’e karşı caydırıcı ve somut tedbirler alma vaktidir”
Bölgedeki liderlere uyarılarda bulunan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Aklınızı başınıza alın. Bu sistemik depremin enkazı altında kalmamak için tez zamanda bir bölgesel platformda bir araya gelin. Peki, Ankara ne yapmalı? Sorumlu muhalefet anlayışı ile onu da söyleyelim, şimdiye kadar uyarılarımıza kulak asmadılar ama belki bu kez bir ders alırlar. Her şeyden önce hakkaniyet adına şunu söylemeliyim. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Ukrayna-Rusya geriliminden sonra İran-ABD geriliminde de İstanbul’u bir arabuluculuk mekanı haline getirmek üzere yaptığı telefon diplomasisi doğrudur ve sürdürülmelidir.
Ancak, savaş Türkiye’nin kapısındadır ve yumuşak güç unsuru olan arabuluculuk yanında sert güç unsurları ile İran’dan sonra bizi de hedef alacağını açıkça ifade eden İsrail’e karşı caydırıcı ve somut tedbirler alma vaktidir. Bırakın birkaç yılı, birkaç ay hatta birkaç hafta önce dahi İsrail’in İran’a bu çapta bir saldırı yapma ihtimali kimsenin öngörebilmesi mümkün değildi. Bu doğmatik fundametalist siyonizmden akılcı bir tutum beklenemez. Devlet tedbir demektir, gerekli tedbirler bir an bile gecikmeden alınmalıdır.”
Davutoğlu, “Her zaman gururla desteklediğimiz Baykar’ın, İsrail’in ölüm makinelerinin tedarikçisi Leonardo ile bu ortamda bir anlaşma imzalaması, hamaset ile işbirlikçi arasında gidip gelen riyakar politikanın bir yansımasıdır. Baykar’ın yaptığı her doğru işi destekleriz. Ama bir Türk savunma şirketinin İsrail’e silah tedariki sağlayan bir şirketle işbirliği yapmasını asla kabul etmiyoruz” dedi.
“Bütün asgari ücretlileri, emeklileri ve çalışanları bu soygun düzenine karşı direnmeye çağırıyorum”
Davutoğlu, konuşmasının devamında ekonomiye ilişkin eleştirilerde de bulundu. Davutoğlu, açlık sınırının 25 bin lirayı aştığını, yoksulluk sınırının ise asgari ücretin dört katına dayandığını belirterek, “Asgari ücret yılın ilk üç ayında 4 bin lira eridi. Bekar bir çalışanın yaşam maliyeti bile asgari ücretin üzerinde” dedi.
Hükümeti, Temmuz ayında asgari ücret güncellemesi yapmayarak “ayak sürmekle” suçlayan Davutoğlu, emekli ve çalışan maaşlarında “yalan, dolan ve açıkça hırsızlık düzeni” kurulduğunu savundu ve “Enflasyon oranları maaş zamlarının belirlendiği aylardan önce düşük gösteriliyor, bu vatandaşların aldatılmasıdır” ifadelerini kullandı. Davutoğlu, asgari ücretlileri, emeklileri ve çalışanları bu “soygun düzeni”ne karşı direnmeye çağırırken, sendikalara da gerçek enflasyona göre ücret artışı için harekete geçme çağrısı yaptı ve “Bugün üzerinde oynadığınız matematik gün gelir sizi çarpar” uyarısında bulundu.
“Orta sınıf yok oluyor, işsizlik rekor kırıyor”
Davutoğlu, işsizlik ve ekonomik krizle ilgili sert eleştirilerde bulundu. Davutoğlu, pandemi dönemindeki işsizlik rakamlarının katlanarak arttığını ve Nisan 2025 itibarıyla işsiz sayısının 13 milyona ulaştığını söyledi. Gençlerin iş aramaktan vazgeçtiğine dikkat çeken Davutoğlu, geniş tanımlı işsizliğin yüzde 32’ye yükselerek tarihi bir rekor kırdığını vurguladı. Davutoğlu, 18 milyon gençten 5 milyonunun evde ve ailesine bağımlı hale geldiğine işaret etti.
Davutoğlu, 30 binden fazla esnafın kepenk kapattığını, halkın bankalara toplam 4 trilyon liradan fazla borcu bulunduğunu söyledi. Batık çeklerin ise son bir ayda iki kat arttığını kaydetti. Konkordato başvurularındaki hızlı artışa dikkat çeken Davutoğlu, bölgesel krizlerin enerji maliyetlerini artırarak enflasyonu daha da yükseltebileceği uyarısında bulundu. Hürmüz Boğazı’nın kapanması halinde petrol fiyatlarının varil başına 120-130 dolara çıkabileceğini ifade etti.
Borsa İstanbul’un (BİST 100) dünyanın en çok değer kaybeden borsası olduğunu vurgulayan Davutoğlu, yatırımcı güveninin sarsıldığını belirtti. İktidara çağrıda bulunan Davutoğlu, “Gün hayal üzerinden ‘Türkiye Yüzyılı’ hamaseti yapma günü değil, ekonomiyi akılcı ve adil politikalarla tahkim etme günüdür” dedi.
Ahmet Davutoğlu, uyuşturucu, kumar ve sanal bahis gibi bağımlılıklara karşı “milli seferberlik” başlatacaklarını duyurdu. Davutoğlu, “Hem dünyada hem bölgemizde hem de ülkemizde şartlar çetin, sorunlar derindir. Bu şartlarda dahi en büyük gücümüz sarsılmaz irademiz, yıkılmaz umudumuz, derin tecrübe birikimimiz, aklımız ve irfanımız olmalıdır. ‘Biz’ bilincimiz varsa yeni bir yol, yeni bir çözüm vardır” dedi.