Haber: Tuba KARA / Kamera: Altuğ EKEN
(İSTANBUL) Sabah erken saatlerde gözaltına alınan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın avukatı Bilgütay Hakkı Durna, İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde ANKA’ya yaptığı açıklamada, müvekkiline yöneltilen “casusluk” suçlamasının temelsiz olduğunu söyledi. Durna, “Bu iddia, başka bir zamanda olsa gülüp geçeceğimiz bir iddia olurdu ama ülkenin içinden geçtiği koşullarda ciddiye alıyoruz. Biz de şu an savcılığın yaptığı açıklamalarla süreci takip ediyoruz. Bu kadar sık açıklama yapılmasını anlamış değiliz. Savcılığın görevi kamuoyu oluşturmak değil ama neden peş peşe açıklama yaptıklarını bilmiyoruz” dedi.
Gazeteci Merdan Yanardağ’ın “casusluk” iddiasıyla gözaltına alınmasının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde açıklama yapan avukatı Bilgütay Hakkı Durna, soruşturma sürecine dair bilgi verdi. Durna, savcılığın yaptığı açıklamaların ardından suçlamaları öğrendiklerini belirterek, “Deliller nedir bilmiyoruz, şu anda sadece kamuoyuna yapılan açıklamalar üzerinden bilgi sahibi oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Savcılık kamuoyu oluşturmak için peş peşe açıklama yapıyor”
Durna, sabah saatlerinde TELE1’den gelen telefonla operasyonu öğrendiğini belirterek şunları söyledi:
“Sabah 7’ye on kala kanaldan aradılar, polislerin geldiğini ve Merdan Yanardağ’ın odasında arama yapıldığını söylediler. Sonrasında Merdan Yanardağ’ı ve ailesini aradım ama ulaşamadım. Kanalla sürekli irtibat halindeydik. Aramalar bir saat kadar sürdü. Biz de şu an savcılığın yaptığı açıklamalarla süreci takip ediyoruz. Bu kadar sık açıklama yapılmasını anlamış değiliz. Savcılığın görevi kamuoyu oluşturmak değil ama neden peş peşe açıklama yaptıklarını bilmiyoruz.”
“Casusluk suçlaması akıl dışı”
Yanardağ’a yöneltilen iddiaların “casusluk” kapsamında olduğunu belirten Durna, suçlamaların içeriğinin somut delillerle desteklenmediğini ifade etti:
“Savcılığın açıklamasında Merdan Yanardağ’la ilgili bir paragraflık bir iddia var. Casusluk iddiası, Ekrem İmamoğlu ile bağlantılı olarak 2019 seçimlerini manipüle ettiğine yönelik. Ama bu iddiaların delilleri nedir, hiçbir açıklama yok. Biz de dosyayı inceledikten sonra hukuken değerlendireceğiz. Ama Merdan Yanardağ’a casusluk isnadında bulunmak, bizim açımızdan kabul edilemez. Başka bir zamanda olsaydı gülüp geçeceğimiz bir iddia olurdu ama ülkenin bugünkü koşullarında ciddiye almak zorundayız.”
“Müvekkilim yurtsever ve solcu bir gazeteci”
Durna, Yanardağ’ın gazetecilik geçmişine ve siyasi duruşuna dikkat çekerek, suçlamaların mantık dışı olduğunu vurguladı:
“Ben Merdan Yanardağ’ın çok uzun zamandır avukatlığını yapıyorum. TELE1’in de avukatıyım. Merdan Yanardağ hakkında açılmış çok sayıda dava var, hemen hepsinde savunmanlığını yaptım. Yıllardır söylediği, yazdığı, düşündüğü her şey ortada. Merdan Yanardağ yurtsever, solcu bir kimliğe sahip. Ona yönelik ‘İsrail casusluğu’ iddiası ise akıl dışı. Filistin halkıyla dayanışması, İsrail devletinin politikalarına yönelik eleştirileri herkesin önünde. Bu nedenle böyle bir iddia ne mantıken ne hukuken kabul edilebilir.”
“Hukuki sürecin sağlıklı yürümesini istiyoruz”
Merdan Yanardağ ile henüz görüşemediklerini belirten Durna, bürokratik işlemler tamamlandıktan sonra ilk görüşmeyi yapacaklarını söyledi. Soruşturmanın, Temmuz ayında tutuklanan ve kamuoyunda tanınmayan bir kişi üzerinden genişletildiğini aktaran Durna, sürecin şeffaf ve adil yürütülmesi gerektiğini vurguladı ve “Şu anda tek temennimiz hukuki sürecin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi. Ama 2025 Türkiye’sinde bunun ne kadar mümkün olacağını bilemiyorum açıkçası.” dedi.
“Seçim bölgelerine ilişkin analiz yaparak seçmen profili çıkardıkları ve strateji belirledikleri…”
“Casusluk soruşturmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere de yer verilmişti:
“… Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturmak olduğu, Suç Örgütü yöneticilerinden şüpheli Hüseyin Gün’ün şüpheli Necati Özkan ile örgütün bu amacı doğrultusunda 2019 Yerel Seçim Kampanyasında işbirliği yapmak ve özellikle seçmenlere ait gizli bilgilerin sızdırılması suretiyle bu amaç doğrultusunda eylemde bulundukları, seçim bölgelerine ilişkin analiz yaparak seçmen profili çıkardıkları ve strateji belirledikleri, bu çalışmayı gerçekleştirirken de seçmenlere ait bilgilerin yabancı istihbarat servisleri ile paylaşıldığı ve eylemin casusluk faaliyeti kapsamında olduğu, ayrıca şüpheli Hüseyin Gün’ün suç örgütünün kurucusu diğer şüphelilerden Ekrem İmamoğlu’yla irtibatı ve ortak buluşmalarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine soruşturma kapsamında elde olunan delilere göre medya mensubu şüpheli Merdan Yanardağ’ın Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı Suç Örgütü yöneticilerinden şüpheli Hüseyin Gün ile casusluk faaliyetlerine ilişkin çok sayıda irtibat ve yazışmasının tespit edildiği, tanık beyanı ile de doğrulandığı üzere şüpheli Merdan Yanardağ’ın şüpheli Hüseyin Gün’den menfaat temin etmek suretiyle seçim sürecinin basın ayağını organize ettiği ve 2019 yerel seçimlerinde yabancı istihbarat servisleri ile iştirak halinde seçimlerin manipüle edilmesi noktasında faaliyette bulunduğu ve bu şekilde casusluk suçunu işlediği anlaşılmıştır.”

