(TBMM) – TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, kira gelirlerinden vergi alınması, SGK borçlarının maaşlardan kesilmesi, işverene devlet desteğinin düşürülmesini öngören 36 maddelik kanun teklifi görüşülüyor. DEM Parti Komisyon Sözcüsü Saruhan Oluç, “Sinekten yağ çıkarmaya çalışan bir teklifle karşı karşıyayız. Bu vergi adaletsizliğini giderecek, gerçekten vergi sistemindeki yapısal sorunları çözme doğrultusunda adım attıracak bir teklif değil. Çünkü vergi sisteminin çok büyük yapısal sorunları var. Vergi harcamaları kalemi altında çok ciddi bir adaletsizlik yaratılıyor” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyon, AK Parti’nin geçen cuma günü TBMM’ye sunduğu 36 maddeden oluşan “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni görüşüyor.
Komisyonda konuşan CHP Komisyon Sözcüsü Veli Ağbaba, 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgedeki en büyük problemlerden birinin kira sorunu olduğuna dikkati çekerek teklifteki düzenlemelere ilişkin şunları söyledi:
“Bu teklifte emekliler dışındakilerin kira gelirlerine uygulanan istisnayı kaldırıyorsunuz. Asgari ücretli, işsiz var, bunlar ne yapacak? Kiraların uzaya çıktığı bir dönemde kiraları daha da artıracak işler yapıyorsunuz. Deprem bölgesindeki en büyük problemlerden birisi kira problemi. Malatya’da bir asgari ücretlinin tek maaşla bir ev tutması mümkün değil.
Hazine’nin borçlanma limitini artırmayı teklif ediyorsunuz. ‘Bütçe açığından daha çok borçlanacağız, rezerv biriktireceğiz’ diyorsunuz. 2026 yılında enflasyon yüzde 26, 2027 yılında yüzde 9, 2028 yılında yüzde 8’e düşeceğini iddia ediyorsunuz ancak bu halkı 10 yıl vadeli olarak yüzde 40 faizle borçlandırıyorsunuz. Bu bir silahsız soygundur. Dünyanın en yüksek faiziyle bütçe açığından fazla borçlanarak para biriktirecekmişsiniz. 19 Mart darbesi sonrasında kaybettiğiniz para 60 milyar dolar. Hukukun olmadığı yerde ekonomi düzelir mi?
SGK’ya borçlanmak isteyen sigortalının prim oranını yüzde 45’e çıkarıyorsunuz. Vatandaşın zaten taşınmaz olan vergi yükünü ağırlaştıracak, işverenin çalıştırdığı işçiyi kapının önüne koyup istihdamı azaltacak. Bu teklif her yönüyle AKP politikalarının Türkiye ekonomisini ittiği bir uçurumun göstergesidir. Burada zenginden alınan bir şey yok. Düzenlemede dar gelirli, küçük mal sahibini hedef yapıyorsunuz. Evini kiraya verip geçimini sağlayan vatandaşa ‘Sen de zenginsin muamelesi’ yapıyorsun. Siz iktidara geldiğinizde Türkiye, yolsuzluk endeksinde 50. sıradayken şu anda 115. sırada. Yolsuzluk, uyuşturucu, çeteler Türkiye’nin gerçeği. Merkez Bankası’nı teslim ettiğiniz adam kasayı soydu.”
Oluç: “Vergi sistemindeki yapısal sorunları çözme doğrultusunda adım attıracak bir teklif değil”
Vergi adaletsizliğinin iktidarın politik tercihleri sonucu ortaya çıktığını belirten DEM Parti Komisyon Sözcüsü Saruhan Oluç, şöyle konuştu:
“Bu vergi meselesi gündeme geldiğinde her seferinde Türkiye’nin ki vergi adaletsizliğini konuşuyoruz ve esas itibariyle de emekçiler, dar gelirler, yoksullar üzerindeki vergi yükünün azaltılması meselesini, bu iktidarın gündeme almamasını eleştiriyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması ilkesini uygulamadığını konuşuyoruz. Dolayısıyla anayasaya aykırı davranışlar içinde olduğunu konuşuyoruz ama herhangi bir değişiklik olmuyor. Neden olmuyor? Çünkü iktidarın politik tercihleri bu doğrultuda.
Sinekten yağ çıkarmak diye bir kavram var. Sinekten yağ çıkarmaya çalışan bir teklifle karşı karşıyayız. Bu vergi adaletsizliğini giderecek, gerçekten vergi sistemindeki yapısal sorunları çözme doğrultusunda adım attıracak bir teklif değil. Çünkü vergi sisteminin çok büyük yapısal sorunları var. Asıl vergiyi almanın teriyle geçinmeye çalışan emekçilerden, dar gelirlerden alan bir vergi yapısı olduğunu siz de biliyorsunuz ve bunu değiştirmek zorunluluğunda da adım atmıyorsunuz. Vergi harcamaları kalemi altında çok ciddi bir adaletsizlik yaratılıyor. Her bütçede bunu konuşuyoruz. Yüksek karlılığa sahip sektör, kurum ve kişilere tanınan teşvikler söz konusu ama ücretiyle çalışan, kendi geçimini alın teriyle karşılamaya çalışanlar için bu geçerli değil. Şeffaflık da yok bu konuda. Bu vergi harcamaları kaleminde hangi sektörlerin hangi ölçütlerle ve hangi firmaların ne oranda faydalandığını görmek de mümkün değil.”
Usta: “Kamu harcamalarını kısmadan hiçbir şey yapamazsınız”
Kamu harcamalarında şatafattan tasarruf olmadığını ifade eden İYİ Parti Komisyon Sözcüsü Erhan Usta, bütçedeki faiz yükünün azaltılması gerekitğini belirterek şunları ifade etti:
“Kamu harcamaları, cari harcamalar, mal ve hizmet giderleri yani o daha çok böyle kamunun saltanatı, şatafatı dediğimiz türden harcamalardan herhangi bir kesinti yok. Bütçe geçmişten Bakan Nebati döneminden beri çok kötü yönetildi. Kamu açıkları arttı. Şimdi Mehmet Şimşek yeniden geliyor, eski defterleri karıştırıyor.
Eskiden kaldırdığımız ne varsa şimdi geri geliyor. 2002’de kaldırdığımız ikinci el taşıtlara verginin tekrar geri gelmesi gibi eskide olanları böyle karıştırıp karıştırıp tekrar önümüze getiriliyor. Halbuki olması gereken şey bir an evvel hem faiz oranlarını aşağı çekmek ve bütçenin faiz yükünü azaltmak olmalı. Onu karşılamak için habire milletin üzerine vergi bindiriyoruz. Bu doğru bir şey değil. Devletin harcamalarında beş kuruş kesinti yok. En tepeden başlayarak söylüyorum. Seyahatlere on, on beş uçakla gidiliyor. Çıkın buradaki yetkili makam sahibi arkadaşların araçlarına bakın dışarıda ya. Her biri çalışır vaziyette yani. Bu bir anlayış meselesidir.
Biz Türkiye’de tedbirler uygulanırken şu A4 kağıtlarının arkasına yazılma zorunluluğu getirdik ya kamuda. Kamu harcamalarını kısmadan hiçbir şey yapamazsınız. 2024 yılına bakın işte, ‘Mal hizmet giderleri bütçe dönemi 70 milyar lira üzerinde olup altında olması gerek’ diyor. Bu yıl yine tasarruf yılı diyoruz. Üzerinde değil şu andaki tahminimiz. Yıl sonu ne olacak bilmiyorum ama bir kesinti yok. Maalesef bu biz söylüyoruz söylüyoruz kendimiz işitiyoruz.”
Kısacık: “İktidar, beceriksiz yönetimi sonrasında oluşan faturayı yine halka kesiyor”
Yeni Yol Partisi Komisyon Sözcüsü Sadullah Kısacık da teklifi eleştirerek şunları söyledi:
“28. dönemde geçirdiğimiz kanunların hepsinde vatandaş yük olacak şeyler yapıyoruz. Ya vergi artırıyoruz ya harç artırıyoruz ya hayatı kolaylaştırıcı bazı istisnaları kaldırıyoruz. Bir kendimize gelelim, biz ne yapıyoruz? İktidar, beceriksiz yönetimi sonrasında oluşan faturayı yine halka kesiyor. Torba kanun teklifinde araç alım-satımından harç alınmasından mesken kiralanmasında istisnanın kaldırılması, sosyal güvenlikte istihdam özendirici bazı indirim istisnalarının kaldırılması başta olmak üzere yaşam maliyetini artırıcı düzenlemeler var. Bu torba yasaya ad koyacak olsanız ‘Yük torbası’ koyabilirsiniz. Artık bizim maliyet politikamız tahsilat politikasına döndü. Maliye politikasının vergiye, harca, haraca, cezaya dayalı bir maliye politikasına dönüştüğünün göstergesi.
Mesken kira gelirleri istisnasının daraltılması söz konusu. Kira enflasyonu yüksek. Bu kira enflasyonunu artırıcı bir olgu. Halkın yaşam maliyeti düşsün diyoruz; emekliye, asgari ücrete, memura düşük zam yapılıyor ama iktidara gelince vergi, harç, ceza, köprü geçiş ücretleri artıyor. Araç satışlarından harç alınması komedi. Zaten vatandaş ÖTV ödüyor, ÖTV ekli fiyatın KDV’sin ödüyor, MTV de ödüyor. Noterde de ‘Bir harç alacağım şimdi’ diyorsunuz. Zaten vatandaş arabaya binmiyor ki vergiye biniyor.”

