Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
GÜNDEM

Veliler alım gücü, esnaf zincir marketlerden dertli

İzmir’de okul sezonunun başlamasına sayılı günler kalmasına karşın durgunluk yaşayan kırtasiye esnafı, zincir marketlerden; veliler ise alım gücünün düşmesi nedeniyle zorlandıklarını belirtti. İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Hulusi, birçok esnaf iflasın eşiğinde olduğunu belirterek, “Esnafın morali bozuk. Tüketicinin de alım gücüyle ilgili, nakit para ya da diğer gelirleriyle ilgili ters giden bir durumu olduğu için herkes beklemede” dedi. Bir veli ise “Bu yıl okul alışverişi için 3 bin TL’lik bir bütçe ayırdık. Ancak geçen seneye göre bu tutar yetmedi” diye dert yandı.

HABER: BERFİN BAYSAN – KAMERA: ÖZGÜR ŞENGÜL

(İZMİR) – İzmir’de okul sezonunun başlamasına sayılı günler kalmasına karşın durgunluk yaşayan kırtasiye esnafı, zincir marketlerden; veliler ise alım gücünün düşmesi nedeniyle zorlandıklarını belirtti. İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Hulusi, birçok esnaf iflasın eşiğinde olduğunu belirterek, “Esnafın morali bozuk. Tüketicinin de alım gücüyle ilgili, nakit para ya da diğer gelirleriyle ilgili ters giden bir durumu olduğu için herkes beklemede” dedi. Bir veli ise “Bu yıl okul alışverişi için 3 bin TL’lik bir bütçe ayırdık. Ancak geçen seneye göre bu tutar yetmedi” diye dert yandı.

Okulların açılmasına sayılı günler kala İzmir’de kırtasiye esnafı, beklenmedik ölçüde bir durgunluk yaşıyor. İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Hulusi Demir, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada hem esnaf hem de tüketicinin psikolojik ve ekonomik bir çıkmazda olduğunu belirtti. Demir, şunları söyledi:

“Beklemediğimiz oranda bir durgunlukla gidiyoruz. Şu anda, önümüzdeki hafta ayın 1’inde ilkokul 1’inci sınıflar ve anaokulları açılacak. 8’inde diğer ilkokul, ortaokul ve liseler açılacak. Hiçbir hareket yok. Bir çaba da yok insanlarda. Herkesin morali bozuk. Esnafın morali bozuk. Tüketicinin de alım gücüyle ilgili, nakit para ya da diğer gelirleriyle ilgili ters giden bir durumu olduğu için herkes beklemede. Biz de hep beraber göreceğiz ne olacağını. Geçmiş yıllara göre fiyatlarda çok afaki bir fiyat artışı yok. Zaten durgunluktan kaynaklı, fiyat artışı olsa bile esnafımız bunları fiyatlara doğrudan yansıtamıyor. Çünkü müşteride o fiyatları kaldıracak bir güç yok, alım gücü yok. Türkiye’de ne olduysa oldu. Türkiye’deki enflasyonun psikolojisi, Türkiye’deki fiyat artışları, işte nakliye, akaryakıt ve enerji giderleri doğrudan fiyatlarımızı etkiliyor. Reel artış ne olduysa, bize de onlar oldu. Zincir marketlerde satılan ve fiyata deklare edilen ürünlerin büyük bir bölümü, bir tek ürünün fiyatı düşük tutularak tüm ürünlerin fiyatları düşükmüş gibi bir algı oluşturuluyor. Tüketiciyi biraz daha yanlış yönlendiren bir durum bu. Her haliyle, merdiven altı üreticilerin üretmiş olduğu ürünlerin satıldığı bir arena haline geldi. Satıldığı bir pazar haline geldi. Nihai tüketicilere, öğrenci velilerine ve öğrencilerimize şunu söylüyoruz: Oradaki ürünün kalitesine mutlaka baksınlar. Oradaki fiyatı karşılaştırmadan önce. Ondan sonra karar versinler.”

“Esnafımızın önünü tıkayan, önünü kapatan çok ciddi bir sorun”

Kırtasiye esnafının yeni mal almaktan kaçındığını ifade eden Demir, şöyle devam etti:

“Artık esnafımız eskisi gibi değil. Elindeki ürünleri elinden çıkarabilmek için, paraya çevirebilmek için bu sene, fiyatlarda çok ciddi bir artışa gidilmedi. Devletin kırtasiye esnafına doğrudan bir desteği yok. Devletin doğrudan desteği ancak sadece kırtasiye esnafına değil, bütün esnafa esnaf kefalet kooperatifleri aracılığıyla verilen esnaf kredileri var. Bunlar düşük faizliydi. Faiz oranları çok yükseldi tabii ekonomide. Ancak finansman olmadığı için, ödenek gelmediği için şu anda esnaf kredileri iyice düştü. Çok sırada bekleyen var, para yok. Ödenek gelirse bu biraz nefes aldırıyor esnafımıza. Bu sistem biraz daha geliştirilebilir. O rakamlar artırılabilir. Bugün 1 milyon lira ama 1 milyon lirayla çok bir şey alamıyorsunuz. Eskiden 1 milyonla büyük bir dükkân açıyordunuz. Şimdi 1 milyon lirayla 4 koli mal alıyorsunuz, 5 koli mal alıyorsunuz. Bu destek geliştirilebilir. Belediyelerle yaptığımız projeler, Millî Eğitim Bakanlığı’yla yapılabilir. Devletin doğrudan desteği olabilir. Bakanlığın doğrudan desteği olabilir. Bizim esnafımızın en ciddi sorunlarından birisi de geçtiğimiz yıllarda özel okullarda kırtasiye ihtiyaçlarının topluca bir paket halinde ve fahiş fiyatlarla satılmasıydı. Hem veliler huzursuzdu hem bizim meslektaşlarımız, kırtasiye esnafı huzursuzdu. Çünkü rekabet serbest. Siz bırakın orada yüksek fiyatlarla ürün satmayı; zaten eğitimin giderlerini karşılayan bir bedel alıyorsunuz, ama kırtasiyeyi de bırakın, kırtasiyeci satsın. Esnafımızın önünü tıkayan, önünü kapatan çok ciddi bir sorun.”

“Ağustos’un 20’sini geçmesine rağmen hâlâ bir kıvılcım, bir hareket başlamadı”

Kırtasiyelerdeki genel durgunluğa dikkat çeken kırtasiye esnafı Demet Tuna Özbey, “Kırtasiye gerçekten çok durgun. Geçen sene de aynıydı. Bu sene daha da durgun olduğunu düşünüyorum çünkü Ağustos’un 20’sini geçmesine rağmen hâlâ bir kıvılcım, bir hareket başlamadı. Daha önceki yıllarda çanta satışlarım, suluk satışlarım, defter satışlarım çoktan başlardı. Ama şu ana kadar okul kayıtlarında, şimdi birkaç kağıt bir iki bir şey dışında hiçbir satış başlamadı. Gerçekten biraz sıkıntılı bir durum. Şu anda ben hiçbir ürünüme zam yapmadım. Çünkü geçen sene aldığım bütün ürünler… Bunlar hep geçen senenin ürünleri. Hâlâ zam yapmadım. Çünkü elimde kalacağından korktuğum için üzerine daha fiyat koyup da satmak istemiyorum. Kaldığı her sene bana çok büyük zarar. O yüzden ben üstüne hiçbir şey koymadım. Yeni gelen fiyatları da bilmiyorum açıkçası. Önce bunlar satılsın, sonra alacağım. Kendimi bu şekilde korumaya çalışıyorum açıkçası” şeklinde konuştu.

“En büyük kâbusumuz zincir marketler”

Gelen müşterilerin fiyatlara bakarak alışveriş yaptığını ifade eden Özbey, “Artık fiyatlara bakıyorlar. Çünkü inanılmaz yüksek fiyatlar var. Fiyatlar çok cep yaktığı için önce kendi bütçelerini ayarlamaya çalışıyorlar. Yani kalite artık ikinci, üçüncü plana düşmeye başladı. Önce alabilecekleri durumda, listelerindekileri alabilecek paraları var mı, ona bakıyorlar. Artık biz çok pahalı ürünler almıyoruz, orta derece ürünler alıyoruz. Satılsın, insanlar da alabilsinler diye. Ama yine onu bile alamıyorlar açıkçası. En büyük kâbusumuz zincir marketler, açıkçası. Diğer arkadaşlarla da konuştuğumda en büyük sıkıntıyı oradan yaşıyoruz. Bizlerden çok daha önce mallarını getiriyorlar ve hakikaten bizden daha ucuza veriyorlar. Biz tabii küçük esnaf olarak ayakta durmak için çok çaba sarf ediyoruz fakat onlarla baş edebilecek durumda değiliz. Ciddi oranda bizden daha ucuza veriyorlar. Aslında sadece kırtasiyeciler kırtasiyeyi satmalı diye düşünüyorum. Çünkü ben 25 senedir bu işi yapıyorum. Önceki yıllarda böyle bir şey yoktu, bundan 10 sene öncesine kadar. 10 senedir gerçekten büyük çaba sarf ediyoruz. Çünkü insanlar oraya gidiyorlar. Aslında onlar bedavaya vermiyorlar ama kredi kartıdır, bilmem ne… İşte bu tarz şeylerden dolayı orayı tercih ediyorlar. Orada bulamadıkları bir şey için bize geliyorlar. El işi kâğıdıdır, kartondur… Bu tarz şeyler için bize gelmeye başladılar. Ben de gidip bakıyorum, hani neden biz tercih edilmiyoruz diye. Hakikaten bizden ucuza veriyorlar. Yani bunun önlemini de alamadı hükümetimiz ya da kim bakıyorsa. Onlarla yarışmak mümkün değil maalesef” ifadelerini kullandı.

Yaşadıkları maddi sıkıntılar nedeniyle daha fazla kırtasiyecilik yapamayacağını belirten Özbey, “Yani benim zannediyorum bu sene son senem. Çünkü baş edemiyorum artık, maalesef. Öğretmenliğimi zaten yapmadım. Başka bir mesleğe girebilmem için çok para gerekiyor. Yeni bir yer açmak kolay değil. Gerçekten göründüğü gibi değil hiçbir şey. Ödememiz gereken, yapmamız gereken çok şey var. Yeni bir yer açmak çok zor. Başka birinin yanında çalışmak daha kolay geliyor açıkçası. Herhalde başka bir meslektaşımla aynı işi yapabilirim ya da ortaklaşa… Bilmiyorum. Daha iki sene var çünkü emekli olmama. Şu anda düşünme aşamasındayım. Ocak ayı miladım olacak belki de. Ocak ayında da kapatabilirim. Benim gibi birçok insan da aynı şeyi düşünüyor. Baş edemiyorum açıkçası” dedi.

“Mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor çünkü bu şekilde sürdüremiyoruz. Bütçemizi ayıramıyoruz”

Artan masraflar nedeniyle kaliteden ödün vermek zorunda kaldıklarını ifade eden 1 çocuk babası Hüseyin Işık, “Bu yıl okul alışverişi için 3 bin TL’lik bir bütçe ayırdık. Ancak geçen seneye göre bu tutar yetmedi. Asgari ücret çok düşük olduğu için, çok alt seviyede kaldık. Kiralara bile yetişemiyoruz. Çocuklarımızın üst baş ve kıyafetlerini alamıyoruz. Sadece okul kıyafetini alabildik, onun dışında meyve, beslenme gibi ihtiyaçlarını hiçbir şekilde karşılayamıyoruz. Çocuklar okulda mağdur oluyor. Zaten kantin alışverişlerini karşılamamız mümkün değil. Geçen yıl çocuklar için günlük 50 TL bütçe ayırıyorduk, bu yıl bu miktar 100 TL’ye çıktı. Asgari ücretle bu mümkün değil. Ev kiraları 25 bin liraya ulaştı. Bu konuları Sayın Cumhurbaşkanımıza iletiyoruz. Mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor çünkü bu şekilde sürdüremiyoruz. Bütçemizi ayıramıyoruz. Genelde artık kaliteye bakmıyoruz. Kalite bizim için en son aşamada kaldı. Yetişemediğimiz için en düşük bütçeli, en ucuz ürün neyse ona yöneliyoruz. Ona adapte olmaya çalışıyoruz, onu almaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“6 bin liraya yakın bir masraf çıkıyor”

Fiyatların çok yüksek olmasından dert yakınan Işık, “Bu yıl geçen seneye göre fiyatlar çok daha yüksek. Önümüzdeki sene için artık çocukları okula bile gönderemeyecek duruma geldik. Özel okulları zaten bıraktık. Artık devlet okulları bile ücret talep ediyor. İlk kayıt aşamasında bile kırtasiye ürünlerini biz karşılıyoruz. Neymiş? A4 kağıdı, fotoğraf parası, fotokopi ücreti… Devlet okuluna yazdırıyoruz ama yine ücret ödüyoruz. 6 bin liraya yakın bir masraf çıkıyor. Okul müdürleri bu ücretleri neden istiyor, bilmiyoruz. Öğretmenler bile devletin verdiği kitapları yeterli bulmuyor, farklı kitaplar istiyor. Madem farklı kitaplar istiyorsunuz, devletin verdiği kitapları kaldırın. Devletin bastığı kitaplar ve defterler hiçbir işe yaramıyor. Onun yerine, öğrenci okutan ailelere doğrudan maddi destek verilmesini istiyoruz. Devlet, o kitap ve defterleri basmak yerine, o parayı ailelere versin. Bu şekilde bizim için çok daha iyi olur” şeklinde konuştu.

Geçen yıla oranla fiyatlarda yüksek bir artış olduğunu dile getiren veli Gurbet Yıldırım, “Büyük ihtimalle 4 bin TL gider diye düşünüyorum ama liste elimize geçince öyle olmuyor tabii ki. Bence 3 katı, hatta 4 katı fark var. Çünkü bir kalemtıraş bile 100 lira artık. Şimdi çocuklarımız Z kuşağı oldukları için daha farklı şeyler dikkatlerini çekiyor. Bu sefer ne oluyor? Kırtasiye ürünlerinde de fiyat artışı oluyor. Örneğin, oyuncak figürlü bir ürün oluyor; dikkat çekiyor. Bu da maliyeti artırıyor. Tabii ki önceliğimiz sağlık. Kalite tabii ki önemli ama en önemlisi sağlık. Ucuza satılan ürünlerde neler yaşanıyor görüyoruz; kantinlerde bile bazı ürünler satılıyor ve bu durum zehirlenmelere kadar gidebiliyor. Sağlık her şeyden önemli” dedi.

“Artık limon satmaya kadar gidiyor bu işler”

Birden fazla çocuğu olanlar için durumun daha zor olduğunu aktaran Yıldırım, “Onlar için durum çok daha zor tabii ki. Allah yardımcıları olsun. Bu bütçeyle, bu enflasyonla gerçekten çok zor. Asgari ücretle geçinen bir ailenin çocuğuna rahatça kırtasiye ürünü alması mümkün değil. Ancak ek iş yaparsa belki… Artık limon satmaya kadar gidiyor bu işler. Yani mendil satacak, limon satacak… Öyle bir noktaya geldik maalesef. Yoksa asla zannetmiyorum ki bir aile tek maaşla bu süreci rahat atlatabilsin. Zor, gerçekten çok zor. Allah yardımcımız olsun” ifadelerini kullandı.

Sistemin değişmesi gerekiyor

2 çocuk annesi Medine Özer, “Şu an güncel olarak kırtasiye malzemeleri pahalı. Daha yeni başladık almaya ama gerçekten fiyatlar çok yüksek. 2 çocuğum var. Evet, 2 çocuk olunca her şey çarpı iki oluyor, daha da pahalıya geliyor. Defter de aynı, kalem de aynı, kırtasiye ürünleri de aynı şekilde zamlı. Geçen seneye oranla her şey katlanıyor gibi. Her yıl artıyor. Bir de markalı ürün almaya çalışırsanız, çocuğun kullanması için, bu sefer maliyet daha da artıyor. Öncelik kalite. Çocuğun güvenliği açısından önemli ama fiyatlar gerçekten bizi bu sene çok zorlayacak. Biz de yapamıyoruz. Bir de kirada olduğumuzu düşünürsek, çok daha zor. Gerçekten zor olacak bu sene. Elimizden geldiğince yapmaya çalışacağız ama her şeyi dört dörtlük yapamayacağız maalesef. Komple sistemin değişmesi gerekiyor. Bu şekilde çok zor” ifadelerini kullandı.

DİĞER VİDEOLAR