Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Van’da İnsan Hakları Haftası mesajı: “Anayasa’nın açık yasağına rağmen işkence en temel insan hakları sorunu olmaya devam etmiştir”

İnsan Hakları Derneği Van Şubesi öncülüğünde sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 77. yıl dönümünde bir araya geldi. Yapılan ortak açıklamada eşitsizlik, adaletsizlik, yoksulluk, ayrımcılık ve savaşa karşı durulmasının sürdürüleceği belirtildi.

İnsan Hakları Derneği Van Şubesi öncülüğünde sivil toplum kuruluşları ve

Haber: İshak KARA

(VAN) – İnsan Hakları Derneği Van Şubesi öncülüğünde sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 77. yıl dönümünde bir araya geldi. Yapılan ortak açıklamada eşitsizlik, adaletsizlik, yoksulluk, ayrımcılık ve savaşa karşı durulmasının sürdürüleceği belirtildi.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 77. yıl dönümü dolayısıyla Van’da basın açıklaması yapıldı. Sanat Sokağı’ndaki açıklamaya İHD Van Şubesi, Van Barosu İnsan Hakları Merkezi, ÖHD, TİHV Van Temsilciliği, KESK Van Şubeler Platformu, TMMOB Van İl Koordinasyonu, Van-Hakkari Tabip Odası ve çeşitli siyasi parti temsilcileri katıldı.

Açıklamayı kurumlar adına okuyan TİHV Van Temsilcisi Ayfer Şahin Bilici şunları kaydetti:

“10 Aralık 1948’de kabul edilen ve Türkiye’nin de 1949’da yürürlüğe koyduğu 30 maddelik Evrensel Bildirge, savaş sonrası kurulan uluslararası sistemin temelidir. Ancak bugün bu ideallerin oldukça gerisindeyiz. Hak ve özgürlüklere dayalı bir uluslararası düzen hâlâ tesis edilememiştir. Birleşmiş Milletler küresel ölçekte ayrımcılık, eşitsizlik ve adaletsizliği önlemede yetersiz kalmaktadır. Güçlü devletlerin çıkar temelli askeri ve ekonomik politikaları ise başta Orta Doğu ve Ukrayna olmak üzere ciddi insani krizlere yol açmaktadır.”

“4 bin ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsünün salıverilme umudundan yoksun bırakılması insan onuruna aykırıdır”

“Türkiye’de de insan hakları krizinin tüm yoğunluğuyla yaşandığının görüldüğünü” ifade eden Bilici, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülke, 2016’dan bu yana fiilen kalıcı bir OHAL rejimiyle yönetilmektedir. Hukukun üstünlüğü terk edilmiş, kuralsızlık ve keyfilik yaygınlaşmıştır. 2025 boyunca yaşam hakkı ihlalleri artmış, Anayasa’nın açık yasağına rağmen işkence en temel insan hakları sorunu olmaya devam etmiştir. Van Belediyesi’ne kayyım atanması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın tutuklanması sonrası yaşananlar bunun somut örnekleridir. Hapishaneler tıka basa dolmuş, ağır ihlallerin yaşandığı yerler hâline gelmiştir. Yaklaşık 4 bin ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsünün salıverilme umudundan tamamen yoksun bırakılması ise insan onuruna aykırıdır.”

“Gazeteciler haberlerini hapishanelerden iletmek zorunda kalmaktadır”

Bilici açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:

“İmralı Hapishanesi başta olmak üzere tecrit uygulamaları hâlâ çözülemeyen ağır bir sorundur. ‘Kuyu tipi’ olarak bilinen yüksek güvenlikli S ve Y tipi cezaevlerinin kapatılmasını talep ediyoruz. Siyasal iktidarın düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları, özellikle basın mensupları ve insan hakları savunucuları üzerindeki artan baskılar kabul edilemez. Bugün gazeteciler haberlerini hapishanelerden iletmek zorunda kalmaktadır. 1 Ekim 2024’ten bu yana yaşanan süreç, Kürt meselesinin ancak demokrasiyi esas alan bir anlayışla çözülebileceğini göstermektedir. Barışçıl ve demokratik çözüm, çatışma ve şiddetin sona ermesi için hayati önem taşımaktadır.”