(ANKARA) – Uzman Diyanet-Sen Papa 14’üncü Leo’nun ziyaretine ilişkin, “Türkiye, diplomasiye önem veren bir devlettir. Ancak diplomatik misafirperverlik, milletimizin değerlerinin ve tarih bilincinin göz ardı edilmesi anlamına gelmemelidir. Bu sebeple ilgili kurumları tarihsel ve kültürel hassasiyetleri gözetmeye, dini ve milli sembollerimizin yanlış kullanılmasına izin vermemeye, milletimizin onurunu ve beklentilerini önceleyen bir diplomasi yürütmeye davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Birleşik Kamu-iş Konfederasyonumuza bağlı Uzman Diyanet-Sen’den yapılan açıklamada, Vatikan Devlet Başkanı ve Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyaretinin, programın içeriği ve sembolik tercihler nedeniyle millette haklı bir hassasiyet doğurduğu ifade edildi.
Özellikle ziyaretin, Papa 2. Urbanus’un Birinci Haçlı Seferi çağrısının 930. yılına denk gelmesinin tarihsel hafıza açısından dikkatle ele alınması gereken bir durum olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Haçlı Seferleri milletimizin hafızasında büyük acılarla anılan bir dönemdir. Bu çerçevede, ziyarette bu tarihe dair herhangi bir öz eleştiri veya hassasiyet gösterilmemesi düşündürücüdür.
“Ülkemizin egemenlik hakları açısından titizlikle takip edilmelidir”
Papa’nın barış ve diyalog vurgularına rağmen, Gazze’deki insanlık dramına ilişkin açık ve net bir tavır ortaya koymaması, evrensel adalet söylemleriyle çelişmektedir.
İznik’te gerçekleştirilen dini törenler ve Patrikhane’ye verilen dolaylı destek niteliğindeki mesajlar, sadece dini değil, siyasi-teolojik bir stratejinin parçası olarak görülmektedir. Bu durum ülkemizin egemenlik hakları açısından titizlikle takip edilmelidir.
Papa’nın karşılanması sırasında ‘Taleal-Bedru Aleyna’ ilahisinin tercih edilmesi ve Papa’nın kıyafetlerini çağrıştıran kostümlerin kullanılması, milletimizin dini ve kültürel değerleriyle bağdaşmamaktadır.
“Türkiye, diplomasiye önem veren bir devlettir”
Gerçek bir diyalog, Papalık kurumunun tarihteki rolüyle yüzleşmesini ve adalet temelinde bir yaklaşım geliştirmesini gerektirir. Türkiye ise her zaman farklı inançların güven içinde yaşadığı bir medeniyet merkezidir.
Türkiye, diplomasiye önem veren bir devlettir. Ancak diplomatik misafirperverlik, milletimizin değerlerinin ve tarih bilincinin göz ardı edilmesi anlamına gelmemelidir. Bu sebeple ilgili kurumları tarihsel ve kültürel hassasiyetleri gözetmeye, dini ve milli sembollerimizin yanlış kullanılmasına izin vermemeye, milletimizin onurunu ve beklentilerini önceleyen bir diplomasi yürütmeye davet ediyoruz.”

