Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği: “Meme kanseri ile mücadele toplumsal bir sorumluluktur”

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, “Meme kanseri ile mücadele, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Sağlık kurumları, sivil toplum kuruluşları ve tüm paydaşlar, ‘Pembe Kurdele’ hareketi ile toplumun her kesimine ulaşmayı hedeflemektedir. Tüm kadınlarımızı düzenli sağlık kontrollerini aksatmamaya ve toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamaya davet ediyoruz” açıklamasını yaptı. 

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, "Meme kanseri ile mücadele, yalnızca bireysel

(ANKARA) – Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, “Meme kanseri ile mücadele, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Sağlık kurumları, sivil toplum kuruluşları ve tüm paydaşlar, ‘Pembe Kurdele’ hareketi ile toplumun her kesimine ulaşmayı hedeflemektedir. Tüm kadınlarımızı düzenli sağlık kontrollerini aksatmamaya ve toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamaya davet ediyoruz” açıklamasını yaptı.

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş ve Derneğin YK Üyesi Doç. Dr. Gökşen İnanç İmamoğlu, 15 Ekim “Dünya Meme Sağlığı Günü” ve “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” dolayısıyla açıklama yaptı.

Açıklamada, ekim ayının “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul edildiği, ayrıca 15 Ekim’in “Dünya Meme Sağlığı Günü” olarak anıldığı belirtilerek, meme kanseri konusunda toplumsal bilinç oluşturmak, erken tanının hayati önemini vurgulamak ve kadınları düzenli sağlık kontrollerine teşvik etmek amacıyla bu dönemde çeşitli etkinlikler ve bilgilendirme çalışmaları yapıldığı aktarıldı.

Meme kanserinin, kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğu, günümüzde her 8 kadından 1’inin yaşamı boyunca bu hastalıkla karşılaşma riski bulunduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Erken evrede tespit edilen meme kanseri, yüksek oranda tedavi edilebilmekte ve hastaların yaşam kalitesi büyük ölçüde korunabilmektedir. Bu nedenle, her kadının sağlığını güvence altına alması için şu üç temel adımı atması büyük önem taşımaktadır: Kendi kendine meme muayenesi yapmak, düzenli aralıklarla hekim kontrolünden geçmek, 40 yaşından itibaren mamografi taramalarını kesinlikle ihmal etmemek. Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının benimsenmesi, kanserle mücadelede en etkili ilk adımdır. Hayatınızda yapacağınız küçük ama sürekli değişiklikler, meme kanseri riskinizi de önemli ölçüde azaltabilir. Sağlıklı beslenme, hareketli yaşam, tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durma ve düzenli sağlık kontrolleriyle, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için daha uzun ve sağlıklı bir yaşam mümkündür.

“Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır”

Meme kanseri ile mücadele, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Sağlık kurumları, sivil toplum kuruluşları ve tüm paydaşlar, ‘Pembe Kurdele’ hareketi ile toplumun her kesimine ulaşmayı hedeflemektedir. Erken tanının yanı sıra, hastaların motivasyonunu artırarak tedavi süreçlerini olumlu yönde etkileyen psikososyal desteğin sağlanması da hayati önem taşımaktadır. Tüm kadınlarımızı düzenli sağlık kontrollerini aksatmamaya ve toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki: Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır.”

Meme kanserinde belirtilerin göz ardı edilmemesinin önemine işaret edilen açıklamada, meme kanserinin en sık görülen belirtileri, “memede veya koltuk altında ele gelen, genellikle ağrısız sert kitle veya şişlik, memede asimetri, boyut veya şekil farklılığı, meme başında içe çekilme veya çökme, meme cildinde kızarıklık, tahriş, yara görünümü veya kabuklanma, portakal kabuğu görünümü (gözeneklerin belirginleşmesi, deride kalınlaşma), ciltte çekinti, çukurlaşma ya da düzensizlik, meme ucundan berrak, kanlı veya anormal nitelikte akıntı, meme ucu ve çevresinde kızarıklık, döküntü veya pullanma, memede veya koltuk altında geçmeyen ağrı (her zaman kansere bağlı olmayabilir ancak değerlendirilmelidir)” şeklinde sıralandı.