Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TTB: “Eşit, özgür, onurlu, tüm haklarını dilediği gibi kullanan insanların yaşadığı bir toplum olmanın yolu her insanın birlikte mücadele etmesinden geçer”

Türk Tabipleri Birliği’nden 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle yapılan açıklamada, “Eşit, özgür, onurlu, tüm haklarını dilediği gibi kullanan insanların yaşadığı bir toplum olmanın yolu bütün meslek örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlık bilinci gelişmiş her insanın birlikte mücadele etmesinden geçer. Bunu başarmak zor değil. Yeter ki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kılavuzumuz, bizim de her zaman mücadele etme gücümüz olsun” denildi.

Türk Tabipleri Birliği'nden 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle yapılan

(ANKARA) – Türk Tabipleri Birliği’nden 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle yapılan açıklamada, “Eşit, özgür, onurlu, tüm haklarını dilediği gibi kullanan insanların yaşadığı bir toplum olmanın yolu bütün meslek örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlık bilinci gelişmiş her insanın birlikte mücadele etmesinden geçer. Bunu başarmak zor değil. Yeter ki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kılavuzumuz, bizim de her zaman mücadele etme gücümüz olsun” denildi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, TTB İnsan Hakları Kolu tarafından İnsan Hakları Günü kapsamında yapılan yazılı açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin tarihsel önemine ve günümüzde süren hak ihlallerine dikkati çekti.

Açıklamada, 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu’nda kabul edilen bildirgenin, II. Dünya Savaşı sonrasında insan yaşamının önemini vurgulayan evrensel bir belge olarak tarihte yerini aldığı belirtildi. Savaşların yarattığı acı ve yıkımların bildirgede “bütün insanların eşit, özgür, onur ve hakları yönünden eşit doğdukları” ifadesinin öne çıkmasına neden olduğu vurgulandı.

Metinde, savaşların insanları eşit görmediği, bu nedenle savaşlarda en çok siviller, çocuklar, kadınlar ve yaşlıların yaşamını yitirdiği ifade edilerek, Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşanan soykırım politikalarını meşrulaştırmak adına İsrail yetkilisi Yoav Gallant’ın Filistinliler için kullandığı “insan hayvan” ifadesinin tesadüf olmadığı kaydedildi.

Bildirgedeki “hukukun üstünlüğü” kavramının uluslararası hukukta ilk kez yer almasının önemine işaret edilen açıklamada; bildirgenin yaşam hakkına yönelik saldırıları, kölelik ve işkenceyi yasakladığı, özel ve aile yaşamını koruduğu, düşünce ve ifade özgürlüğü ile eğitim, çalışma hayatı, barınma ve seyahat haklarını güvence altına aldığı aktarıldı. Hak ve özgürlüklerin bütünlüklü bir bakış açısıyla ele alındığı vurgulandı.

Dünyanın farklı bölgelerinde süren savaşlar, silahlı çatışmalar ve otoriter siyasal iktidarların yol açtığı ağır hak ihlallerinin, bildirgedeki ilkelere uyulmadığını gösterdiği ifade edildi.

Türkiye’de 2016’da başlayan ve 2025 yılı içinde yaygınlaşan kayyum atamaları, seçilmişlerin tutuklanması ve halk iradesinin gaspının ardından; düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanan başta üniversite öğrencileri olmak üzere birçok kişinin gözaltı ve tutuklamalara maruz kaldığı, sosyal medya paylaşımlarının kriminalize edildiği, gazetecilerin hedef haline getirilerek tutuklandığı, medya üzerinde sansür ve erişim engellerinin uygulandığı belirtildi.

Açıklamada, barışçıl eylemlerde orantısız güç kullanımı, ters kelepçe ve çıplak arama gibi uygulamalar, gözaltında, tutuklu ve hükümlü kişilerin sağlık hakkına erişimde yaşanan engeller, hasta mahpusların infaz ertelemelerine ilişkin sorunlar ve infazını tamamlamış olmasına rağmen tahliye edilmeyen mahpuslara ilişkin uygulamaların da insan hakkı ihlallerinin sürdüğünü gösterdiği kaydedildi.

Açıklamada, Türkiye’de insan hakları mücadelesinin yalnızca bu alanda çalışan örgütlere bırakılamayacağı belirtilerek, “Eşit, özgür, onurlu, tüm haklarını dilediği gibi kullanan insanların yaşadığı bir toplum olmanın yolu bütün meslek örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlık bilinci gelişmiş her insanın birlikte mücadele etmesinden geçer. Bunu başarmak zor değil. Yeter ki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kılavuzumuz, bizim de her zaman mücadele etme gücümüz olsun” ifadelerine yer verildi.