(ANKARA) – Anayasa Mahkemesi, trafik cezasına karşı, “Aracı ben kullanmıyordum” savunması yapan ve “MOBESE kaydı incelenmesini ve tanık dinlenmesini” talep eden başvurucunun itirazının yerel mahkemelerce reddedilmesi nedeniyle ihlal kararı verdi. Yüksek Mahkeme, “İtirazların Hakimlikçe değerlendirmeye bile alınmaması sebebiyle somut olaydaki uygulanma tarzı itibarıyla karinenin başvurucuyu otomatik olarak kabahatli hale getirdiği anlaşılmıştır” tespitini yaptı.
Denizli’de trafik kurallarını ihlal gerekçesiyle toplam 5 bin 489 TL idari para cezası uygulanan bir kişi, alkolmetreye üflemeyi reddettiği iddiasıyla de iki yıl süreyle ehliyetinin geçici olarak alınması işlemiyle karşı karşıya kaldı.
Olay sırasında “aracı kendisinin kullanmadığını, polis denetiminden kaçan sürücünün başkası olduğunu, kendisinin aracın arka koltuğunda oturduğunu” öne süren kişi, “MOBESE kayıtlarının incelenmesini ve tanıkların dinlenmesini” isteyerek cezaya itiraz etti. Taleplerinin dikkate alınmadığını ifade ederek cezaların iptalini isteyen başvurucunun itirazı, Denizli 1. Sulh Ceza Hakimliği’nce reddedildi. Ret kararına yaptığı itiraz da Denizli 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kabul edilmeyen kişi, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
Trafik cezası yargılamasında “silahların eşitliği” ihlal edildi
Sonuç olarak kamu görevlilerince düzenlenen tutanağın gerçekliği karinesi aksi ispat edilebilir nitelikte olsa da başvurucunun bunun aksini ispatlamak için ileri sürdüğü iddia ve itirazların Hakimlikçe değerlendirmeye bile alınmaması sebebiyle somut olaydaki uygulanma tarzı itibarıyla karinenin, başvurucuyu otomatik olarak kabahatli hale getirdiği anlaşılmıştır.
“Hakimliğin kamu görevlilerince düzenlenen tutanağa üstünlük tanıyan yaklaşımı…”
Başvurucuya savunma imkanı tanınmış ise de Hakimliğin kamu görevlilerince düzenlenen tutanağa üstünlük tanıyan yaklaşımı başvurucunun savunma yapmasını anlamsız hale getirmiş ve başvurucuyu kamu otoritesi karşısında dezavantajlı konuma düşürmüştür. Bu durumda başvurucunun itirazının kamu görevlilerince düzenlenen tutanakların gerçekliği karinesine dayalı olarak değerlendirmeye alınmamasının -başvurucunun savunmalarının hiç irdelenmediği gözetildiğinde- silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerini ihlal ettiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”

