Haber: Esra Nur PERVAN
(TRABZON) – Trabzon’da Emek ve Demokrasi Platformu tarafından “yoksulluğa, adaletsizliğe ve eşitsizliğe karşı ses yükseltmek için “Halk için Bütçe, Demokratik Türkiye” yürüyüşü düzenlendi. Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Muhammet İkinci, “Ülke zengin, halkı yoksul, siyasi iktidara soruyoruz; bu para nerede, kimin cebinde?” dedi.
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu tarafından organize edilen yürüyüş Kahramanmaraş Caddesi’nde başladı, Atatürk Alanı’nda son buldu. Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Muhammet İkinci, bazı siyasi parti temsilcilerinin de destek verdiği yürüyüşün ardından açıklama yaptı.
İkinci, şunları kaydetti:
“Bir ülke düşünün, varlık içinde yokluk çekiyor”
“Şikayet etmek için değil, sitem etmek için değil, yalvarmak yakarmak için değil, bizim olanı, hakkımız olanı geri almak için, kazanmak için, saraylıların önünde asla diz çökmeyeceğimizi haykırmak için susmayacağız. Teslim olmayacağız. Yurttaşız demek için bir kez daha meydandayız.
Bu topraklar yokluk gördü, yoksulluk gördü, sefalet gördü, savaş gördü ama bu topraklar cumhuriyet tarihi boyunca siyaset eliyle bu denli açlığın, bu denli sefaletin, bu denli yoksulluğun aylıka çıktığı zamanlar görmedi. Bir ülke düşünün, varlık içinde yokluk çekiyor. Bir ülke düşünün, itibardan tasarruf olmaz diye diye gençlerini geleceksizliğe, işsizliğe mahkum etmiş, çocuklarını kanı aç, hastaları bakımsız, yaşlıları yaşadığına pişman edinmiş. Evet dostlar Türkiye siyasi tarihinin en ağır ekonomik krizi yaşanıyor. Yüzyıllık cumhuriyet tarihinde emeğin bu denli değersizleştiği, gelir dağılımın bu denli bulduğu, eşitsizlikle adaletsizliğin bu boyutlara vardığı başka bir dönem yaşanmadı. Milyonlarca emekli açlık ve sefalet ile boğuşuyor. Açlık sınırının 30 bin lira olduğu ülkemizde asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Gençler, kadınlar, köylüler, emekçiler, insanca yaşama olmaklarından mahrum ve yoksulluğa mahkum bırakılmış durumdalar.
Sevgili Trabzonlar, bu ülkede yaşayan herkes, bu toprakların suyunu içmiş, türkülerini söylemiş, horona durmuş, bu toprakların kültürüyle yoğrulmuş herkes komşusu açken yatağa tok girmenin ayıp olduğunu bilir. Ama artık görünüyor ki ülkeyi yönetenler bu toprakların kültürüne ve insanına yabancılaşmış vaziyetteler.
“Ülke zengin, halkı yoksul. Bu para nerede?”
Saraylılar ejder meyvesi yiyedursun, manda yoğurdu tüketsin, bizim çocuklarımız sabahları bir bardak sıcak süt içemiyor dostlar. Hükümet Alice Harikalar Diyarı’nda diye adını bildiğimiz hikayeye benzer toz pembe bir tablo seriyor. 16 Ekim’de bugün Meclis’te görüşülmekte olan bütçenin habercisi olan Orta Vadeli Program açıklandı. Bizzat Cumhurbaşkanı Yardımcısı ifade etti. ‘Biz Türkiye Yüzyılı’nda ülkeyi yüksek gelirli ülkeler düzeyine ulaştırdık. 2025 yılı itibariyle Gayri Safi Milli Hasıla kişi başına düşen gelir 17 bin 748 bin lira olarak bekleniyor’ dedi. ‘Bu rakamı 2026 yılında 18 bin dolara çıkaracağız’ diye muştuladı, müjdesini verdi. Sevgili dostlar, emekliler, emekçiler, kadınlar, gençler, bizi matematik uzmanı yaptılar. Biz 17 bin 748 doların ne denli büyük bir para olduğunu biliyoruz. Kişi başına 62 bin lira ediyor. 62 bin lira dört kişilik bir aile için 248 bin lira. Ama biz biliyoruz ki bu ülkede milyonlar 17 bin lira emekli maaşıyla hayatını idam ettirmeye çalışıyor. Bu ülkede milyonlar asgari ücretle yaşama tutunmaya çalışıyor. Gerçek şu. Ülke zengin, halkı yoksul, siyasi iktidara soruyoruz. Bu para nerede? Kimin cebinde?”

