Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TMMOB Gıda Müdendisleri Odası Başkanı Üzümcü: “Gıda zehirlenmesi vakalarının artması, Türkiye’de gıda güvenliğinin ne denli kırılgan olduğunu gözler önüne serdi”

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü, “Gıda zehirlenmesi vakalarının son günlerde artması, Türkiye’de gıda güvenliğinin ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha acı şekilde gözler önüne sermiştir” dedi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası

(ANKARA) – Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü, “Gıda zehirlenmesi vakalarının son günlerde artması, Türkiye’de gıda güvenliğinin ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha acı şekilde gözler önüne sermiştir” dedi.

Üzümcü, düzenlediği basın toplantısında, gıda kaynaklı hastalıkların bireyde akut ve kronik sağlık sorunlarına sebep olabileceğini, bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar, yaşlılar veya kronik hastalığı olan kişilerde daha ağır seyredebileceğini ve ölümle sonuçlanabileceğini ifade etti.

Gıda kaynaklı hastalıkların ölüme neden olmadığı durumlarda da sağlık sorunlarının yanı sıra ülke ekonomisine ciddi zarar verdiğini, iş gücü ve üretimi düşürdüğünü, sağlık sistemi üzerinde yük oluşturduğunu ve toplumda gıdalara ve sektöre olan güvenin azalmasına neden olduğunu anlatan Üzümcü, şöyle konuştu:

“Dolayısıyla, gıda kaynaklı hastalıklar ve zehirlenmelern üzerinde ciddiyetle durulması ve acil çözümlerin alınması gereken hayati bir sorun olarak önümüzde durmaktadır.

Gıda zehirlenmesi vakalarının son günlerde artması, Türkiye’de gıda güvenliğinin ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha acı şekilde gözler önüne sermiştir. Sadece kasım ayının ilk 3 haftasında 750’den fazla yurttaşımız gıda zehirlenmesi ile karşı karşıya kalmıştır. Basına yansıyan haberlere göre, Samsun’da bir okul yemekhanesinde hamburger yiyen 5 öğrenci, Karabük’te yardım kermesinde yemek yiyen 28 öğrenci, Kayseri’de bir okulda sucuk festivalinde 80 kişi, Rize’de mevlide gidip yemek yiyen 104 kişi, Bursa’da tavuk pilav yiyen 11 işçi, Trabzon’da düğün yemeği yiyen 100 kişi, Şişli’de bir restoranda yemek yiyen 25 kişi, Gümüşhane’de bir imam hatip ortaokulunda öğle yemeğinde pide ayran tüketen 29 öğrenci, Adıyaman’ın Besni ilçesindeki KYK yurtlarında akşam yemeğinin ardından 70 öğrenci, Sakarya’nın Ferizli ilçesinde açık ceza infaz kurumunda 131 mahkum, Gaziantep İl Göç İdaresi’ne bağlı Geri Gönderme Merkezi’nde verilen akşam yemeğinde 56 mülteci, Kocaeli’de özel bir lisede eğitim gören 14 öğrenci kantinden aldıkları tavuk ürününü tükettikten sonra gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldı.

“Tüm bunların altında yatan temel neden gıda güvenliği ilkelerine uyulmamasıdır”

Tüm bunların altında yatan temel neden gıda güvenliği ilkelerine uyulmamasıdır. Özellikle toplu tüketim yerlerinde artan maliyetler karşısında düşük kaliteli ürün kullanımı, hijyen gerekliliklerinin yerine getirilmemesi, soğuk/sıcak zincirin kırılması, maliyetten kaçınmak için dezenfektan kullanılmaması veya yeterli kullanılmaması, yeterli sayıda teknik personel çalıştırılmaması, restoran, büfe, lokanta, fast food noktaları gibi yerlerde ise düşük kaliteli ürün kullanımı, soğuk/sıcak zincire dikkat edilmemesi, çapraz bulaşıya neden olacak şekilde çalışılması, personel ve alet ekipman hijyeninin yeterince sağlanmaması gıda üretiminde kullanılan suyun doğrudan tüketime uygun su olmaması, işverenlerin ve bu alanlarda çalışan personellerin gıda güvenliği konusunda eğitimsiz olması gibi hatalar ön plana çıkmaktadır.

“Denetim ekipleri arttırılmalı”

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak tekrar uyarıyoruz. Yerel yönetimler, işporta tarzı, seyyar gıda satışı yapan ve herhangi bir izni veya ruhsatı olmayan bu tür noktalara kesinlikle izin vermemeli, bunlara göz açtırmamalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı ise tüm gıda üretim ve tüketim noktalarının gerek açılışından önce gerekse faaliyet süresince risk esasına göre etkili ve yeterli denetim yapmalıdır. Denetçi sayısı artmadığı halde denetim sayısının artıyor olması ise etkinliğinin azaldığını göstermektedir. Denetim ekipleri arttırılmalı ve denetim ekipleri içerisindeki gıda mühendisi sayıları da kesinlikle arttırılmalıdır. Çünkü gıda mühendisliği gıda mikrobiyolojisi, gıda güvenliği konusunda eğitimli ve yetkin olan meslektir.

“Küçük çaplı gıda işletmeleri ve satış noktaları herhangi bir teknik gözetim altında değil”

Hazır gıda sunumunun yapıldığı restoran, lokanta, büfe, fast food noktaları gibi yerler açılmadan önce, hem sahipleri hem de çalışanları gıda güvenliği eğitiminden geçirilmelidir. Bu eğitim gıda, su, personel hijyeni; gıda güvenliği konularında temel bilgileri içeren nitelikli bir eğitim olmalı, sınavlı ve belgeli olacak şekilde planlanmalıdır. Bir işletmecinin ancak bu belgeyi aldıktan sonra iş yerini açabileceği şeklinde bir yönetmelik Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından acilen hayata geçirilmelidir. Belirli aralıklarla tekrarlanacak bu eğitimlerin verilmesi konusunda gıda güvenliği ve gıda mikrobiyolojisi alanında yetkin olan başta Odamız olmak üzere ilgili meslek odaları görev almalıdır. Ayrıca, küçük çaplı gıda işletmeleri ve satış noktaları herhangi bir teknik gözetim altında değildir. Bu boşluğun giderilmesi için bir an önce gerekli düzenlemeler yapılarak küçük gıda işletmelerini teknik gözetim altına almak için yetkilendirilmiş gıda danışmanlığı sistemi hayata geçirilmelidir.

Yine zehirlenmelerin sık yaşandığı ve toplu tüketimin çok yoğun olduğu Milli Eğitim Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve üniversiteler gibi kurumlarda kendi iç kontrol ve denetim süreçleri için gıda mühendisi bulundurmaları alınacak önlemlerin başında gelmektedir.

Gıdada yaşanan güvenlik ihlallerinin ve hilelerin önüne geçilememesindeki en önemli etkenlerden bir diğeri ise yaptırımların yetersizliği ve verilen cezaların caydırıcı olmamasıdır. Ceza alan ya da uygunsuzluk tespit edilen bazı firmaların tekrar tekrar isim değiştirerek farklı firmalarla gıda sektöründe devam ediyor olması ise dikkat edilmesi gereken başka bir konudur. Bu tarz yanlışlıkları engellemek için önerimiz ‘Gıda İhtisas Mahkemeleri’nin ivedilikle oluşturulmasıdır.

“Ülkemizde gıda güvenliğinin tam olarak sağlamasını talep ediyoruz”

Ülkemizde gıda güvenliğinden tam anlamıyla bahsediyor olmak için sayılan bu önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi zorunludur. Temel bir insan hakkı olan güvenli gıdaya ulaşabilmek ve halk sağlığını korumak, başta iktidar olmak üzere yetkili tüm kurum ve kuruluşların asli görevidir. Kamuoyu önünde bunu bir kez daha hatırlatıyor ve toplum sağlığını korumak için ülkemizde gıda güvenliğinin tam olarak sağlamasını talep ediyoruz.”