Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu… SEDDK Başkan Yardımcısı Sezgin: “Gerçekleşen don hasarımız 21,6 milyar TL, ödenen don hasarımız da 1,5 milyar TL”

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin ,TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu’nda “74 milyarlık bir teminatımız vardı, 7 milyar prim alındı, 184 bin poliçenin neredeyse yüzde 62’sine hasar isabet etti. 114 bine yakın poliçede hasarımız var. Burada etkileyen çiftçi sayımız 90 bine yakın bulunuyor. Gerçekleşen don hasarımız 21,6 milyar TL, ödenen don hasarımız da 1,5 milyar TL şu ana kadar” dedi.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkan

(TBMM) – Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin ,TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu’nda “74 milyarlık bir teminatımız vardı, 7 milyar prim alındı, 184 bin poliçenin neredeyse yüzde 62’sine hasar isabet etti. 114 bine yakın poliçede hasarımız var. Burada etkileyen çiftçi sayımız 90 bine yakın bulunuyor. Gerçekleşen don hasarımız 21,6 milyar TL, ödenen don hasarımız da 1,5 milyar TL şu ana kadar” dedi.

TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu, AK Parti Burdur Milletvekili Adem Korkmaz başkanlığında toplandı. Komisyonda bugün, SEDDK Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Yardımcısı Mehmet Atilla Oksay, KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Seyfettin Kurt sunum yaptı.

Başkan Korkmaz, komisyon çalışmaları kapsamında don felaketinden zarar gören bölgelere yapılan ziyaretlerin devam edeceğini ve ziyaretlerin sonrasında iki konuda çalıştay düzenleyeceklerini belirterek şunları söyledi:

“Komisyon çalışmalarımızda önümüzdeki hafta sonunda bir Karadeniz programımız olacak Amasya, Tokat, Ordu, Giresun bölgesinde. Ondan sonraki hafta da yine saha çalışmamız devam edecek Manisa, Aydın, Denizli, Isparta, Burdur bölgesinde ve son olarak da yine Burdur’da 2 konuda çalıştay planlıyoruz. Bunlardan biri, Küresel Isınma ve İklim Değişikliği Gerçeğinde Sürdürülebilir Tarımsal Üretim. Artık tarımsal üretim yeni bir gerçekle yüzleşiyor bütün dünyada, ülkemizde de. Ülkemiz de değişen küresel iklimin kesişim kuşağında yer alıyor, Türkiye, hemen hemen her alanda bir şekilde etkisini gösteriyor. Bazen kuraklık, bazen don, bazen dolu gibi. Bu konuyu masaya yatıracağız. Bu konunun uzmanları etrafında tarımsal üretimin bundan sonra hangi gerçeklerle yüzleşeceği ve bu konudaki stratejik yeni yönelimleri, olması gereken yeni yönelimleri tespit etmeye çalışacağız.

İkinci başlığımız da Sürdürülebilir Tarımsal Üretim İçin Türkiye’de Tarımsal Sigorta Sisteminin Yeniden Yapılandırılması. Saha çalışmalarımızda en çok karşılaştığımız konu. TARSİM yetkililerimiz de burada, Sayın Genel Müdürümüz de burada, istisnasız her toplantının gündem maddesi, hatta bazen ‘kötü adam TARSİM’ gibi isimlendiriyoruz çünkü herkes TARSİM’den şikâyetçi. Bir kısmı TARSİM’in poliçeleri zamanında ödemediği, bir kısmı TARSİM poliçelerinin kapsamıyla ilgili sorunların olduğu, bir kısmı yaptırmak istemediği ancak kredi kullanıldığı için zorunlu olarak yaptırıldığı gibi TARSİM’le ilgili genel bir mesele var. İşte bu çalıştayda da sürdürülebilir tarımsal üretim, esasında stratejik sürdürülebilir gıda demek bu ve ülkelerin de birçok meseleden daha önemli, ister ulusal ister uluslararası jeostratejik konularda gıdada her zaman ayaklarınızın üzerinde durduğu bir zeminde olmanız gerekiyor.”

“Gerçekleşen don hasarımız 21,6 milyar TL, ödenen don hasarımız da 1,5 milyar TL”

SEDDK ve TARSİM’in işleyişi ve yapısına ilişkin komisyona bilgi veren SEDDK Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin, şöyle konuştu:

“Devlet destekli tarım sigortalarına ilişkin mevzuat çalışmalarını Tarım ve Orman Bakanlığı ve TARSİM’le birlikte yürütmekteyiz. Kurumu temsilen havuz yönetim kurulunda 2 personelimiz görev almakta. Sigortacılık uygulamaları açısından biz TARSİM’i denetliyoruz. İşletici şirketin ana sözleşme değişikliklerini de biz onaylıyoruz, sözleşmesini de biz onaylıyoruz. Genel müdür ve genel müdür yardımcısı atamalarında uygunluk veriyoruz. devlet destekli tarım sigortası da 10 tane branşı kapsıyor. Bu tüm branşlarda yüzde 50 prim desteğimiz var. Meyvelerde don riskinde yüzde 67 prim desteğimiz mevcut. Gelir korumasında yüzde 60, köy bazlı verimde de yüzde 70 prim desteği sağlamaktayız.

Don sonuçlarına bakarsak 74 milyarlık bir teminatımız vardı, 7 milyar prim alındı, 184 bin poliçenin neredeyse yüzde 62’sine hasar isabet etti. 114 bine yakın poliçede hasarımız var. Burada etkileyen çiftçi sayımız 90 bine yakın bulunuyor. Gerçekleşen don hasarımız 21,6 milyar TL, ödenen don hasarımız da 1,5 milyar TL şu ana kadar. Bu don hasarından en fazla etkilenen ürünlerin başında üzüm geliyor, neredeyse yüzde 52’si üzümden geliyo. Bunu, kayısı, fındık, elma ve nektarin takip ediyor. İl bazında baktığımızda da ilk sırada yine yüzde 51’e yakını Manisa’dan geliyor, Malatya takip ediyor, Ordu, Giresun, Mersin, Konya, Niğde, Karaman, Düzce ve Kayseri ilk 10 sırada. Tarım sigortalarında SEDDK’nin denetleyici rolü de var. Tarım Sigortaları Kanunu’nun 11’inci maddesine dayanarak kurumumuz burada sigortacılık yönünden denetimden sorumlu, diğer tüm denetimler, idari ve mali denetimler de Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılmakta. Bu yapısıyla TARSİM devletin denetimi, gözetimi ve garantisinde olan bir sigorta sistemidir. Cumhurbaşkanı kararı kapsamında da tarım sigortaları konusunda hazırlanan genel şartlar, tarife ve talimatlar SEDDK onayıyla yürürlüğe girmektedir. Yani bu tarife ve talimatlarda primler belli, o yüzden tek bir prim tutarı alınıyor, rekabet olmuyor.

Biz farklı ülke örneklerini yeniden gözden geçirerek ürün bazlı geliştirmelere devam ediyoruz. Devlet prim desteği oranının artırılmasını değerlendiriyoruz. İklim değişikliğine bağlı olarak tabii ki ihtiyaçlar da değişiyor. Böylece sigorta ürünlerinin yeniden tasarlanması gerekiyor. Uydu teknolojileri ve yapay zekâ kullanımını geliştirmeyi hedefliyoruz. Don teminatı verilen sebzeler ve tarım ürünlerinde teminat başlangıç tarihlerini tekrar değerlendirmeyi öngörüyoruz.”

“Üreticiye yönelik bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerinde bulunulmalı”

Türkiye Sigorta Birliği’nin çalışmaları hakkında komisyonu bilgilendiren Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Yardımcısı Oksay, don felaketinin önüne geçilmesi için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

“Mikro iklimlendirmeye yönelik bir çalışma yapılması farklı kurumlarla birlikte; bu, var. Bir de yeni bir ürün parametrik sigorta var; bu, yurt dışındaki havuz örneklerinde de var. Son dönemlerde çok yaygın yurt dışında. Afetlerde ve tarım sigortalarında kullanılıyor. Burada geleneksel sigorta ürününden farklı bir ürün var. Geleneksel sigorta ürününde bir risk olması lazım. Örneğin, donun üzerinde bir hasar yapması lazım ki sigorta devreye girsin ama parametrik sigortada bir eşik belirleniyor; bu, sıcaklık olabilir, yağış miktarı olabilir, gün ışığının alınmasına yönelik birtakım endeksler olabilir. Bu endeksi aştığınız anda parametrik sigorta tazminatı ödüyor, maktu bir tazminat ödüyor. Bu hem işlemin çabukluğu, hasarının hızlı tazmin edilmesi ve operasyonel maliyetler açısından üzerinde çalışılması gereken bir ürün. Üreticiye yönelik bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri de yine alınması gereken aksiyonlar olarak gözüküyor bizim tarafımızdan. Sonuç itibarıyla, iklim değişikliğinin sonuçlarını hep beraber yaşıyoruz. Bunu sadece biz yaşamıyoruz, tüm dünya yaşıyor. Dolayısıyla, bu iklim değişikliğinin getirdiği risklerin belli mekanizmalarla yönetilme gerekliliği var. Kamu-özel sektör iş birliğine güzel bir örnek TARSİM. Bu iş birliğini daha nasıl geliştirebiliriz, bunun üzerinde çalışmamız gerekiyor.”

“Ziraat Odası’na aidat borcunu ödemedi diye başkan arayıp insanların ÇKS kayıtlarını sildirmiş”

KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kurt da TARSİM dışındaki tarım ve sigorta paydaşı kurumların da hatalarının ve eksikliklerinin olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Komisyonumuzun iki fonksiyonu var. Birincisi, acil duruma çözüm üretmek. İkincisi de yeniden bu işler olduğunda hazır olmak. 13 tane vilayeti gezdik komisyonla birlikte. Gördük ki TARSİM’i sahadan anlayan kimse yok. Komisyon yapılırken Tarım İl Müdürlükleriyle, TARSİM’in bölge müdürlükleriyle de konuştuk. Onların da şikayetçi olduğu birçok konu var. TARSİM konusu gerçekten kanayan yara. Tarım Kredi Kooperatiflerindeki, Ziraat Bankası’ndaki arkadaşlara hedef veriliyor, onlar da hedefleri tutsun diye poliçe kesmeye çalışıyorlar. Doğru poliçe de kesmiyorlar. Bankaların kestiği poliçelerin çoğunda hedef dayalı, bir an önce poliçeye kesmekle alakalı davalar var. Bizim başlangıcından sonuna kadar, soğuk zinciri kırmadan TARSİM’in her aşamasını her paydaşa anlatmadan sorunu çözmemiz mümkün değil. Ziraat Odası’na aidat borcunu ödemedi diye başkan arayıp insanların ÇKS kayıtlarını sildirmiş.”

“TARSİM, çiftçinin sorunlarını çözemez”

Ziraat mühendisi olan ve çiftçilik de yapan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, kendi deneyimlerine dayanarak TARSİM ve sigortalama sisteminin mevcut yapısının benzer olası bir felakette zararı karşılayamayacağını belirterek şunları söyledi:

“Bütün tarım alanları sigortalı olsaydı TARSİM iflas etmişti. Bu tür soğuklara karşı elbette sigortalama yapılabilir ama bu tür bir zarara karşı TARSİM’in sigorta yapma ya da böyle bir soğukla karşılaşıldığında zararı karşılaması mümkün değil. Çünkü ortaya çıkan zarar miktarıyla, gerçek zarar farklı. Zorunlu tarım sigortası denen kavramı hayata geçirmek zorundayız. Bu atmosferik soğuk olarak değerlendirilen aynı havza, bölge, tarla içerisinde bile farklı etki yapan soğuklar için giderilebilir bir modeldir. TARSİM, 19 yılda ortalama yüzde 30 sigortalı, bunun yüzde 60’ı kredi zorunluluğundan geliyor. Eğer 19 yılda bir sigorta sistemi hala yüzde 30’lardaysa orada bir sorun var demektir. Temel sigorta yapmamız lazım, TARSİM de gelir kaybını gideren kişilerin kendi istediği daha fazla gelir beklentisiyle sigorta yaptıracağı bir sisteme geçmek lazım. Bu tür bir soğuklanmada zorunlu sigorta bile bu işi çözmez. Ben sigorta yaptırmıyorum krediyle yapılan sigorta dışında çünkü yıllara olan riskim az ama primim yüksek. Bir bölgenin bütününü, geniş alanları kapsayan soğuklanmalar karşısında ya da dolu riskleri için özellikle bir kamu gücünün bu sistemi yönetebilir bir bütçesi olması lazım. Dolu için file çekiyoruz tarlaya 12 yıldır ve TARSİM’e ödenecek paranın yanında ücreti çerez parası gibi kalıyor. TARSİM, çiftçinin sorunlarını çözemez.”