Nöbetçi Eczaneler
(TBMM) – TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu Başkanı Adem Korkmaz, “Sürdürülebilir Tarımsal Üretim İçin Türkiye’de Tarımsal Sigortaların Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı’nda tarımsal üretim ve gıda üretiminin sürdürülebilirliği ve istikrarını temin etmek için tarımsal sigortalar ile bütünleşik ya da bağımsız bir yapı olarak Sürdürülebilir Tarım ve Gıda İstikrar Fonu kurulması önerilmiştir. Fonun da bir gelir kurgusunun olması lazım. Bu geliri sadece üreticilerin ya da devletin kamusal desteğiyle değil, bütün toplumun bu riske katılacağı bir mekanizmayla, konunun vergi boyutunun olacağı mesele ile kurmak gerekiyor” dedi.
TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu, AK Parti Burdur Milletvekili Adem Korkmaz başkanlığında sekizinci ve son kez toplandı. Toplantıda komisyon raporuna ilişkin öneriler ve son değerlendirmeler ile “İklim Değişikliği Gerçeğinde Sürdürülebilir Tarım” ve “Sürdürülebilir Tarımsal Üretim İçin Türkiye’de Tarımsal Sigortaların Yeniden Yapılandırılması” çalıştaylarının raporları görüşüldü.
Komisyonda çalıştaylara ilişkin bilgi veren Başkan Korkmaz, İklim Değişikliği Gerçeğinde Sürdürülebilir Tarım Çalıştayı’ndan çıkan sonuçlara ilişkin şunları söyledi:
“İklim değişirken tarımsal üretimde -bitkisel üretim, hayvansal üretim, atıkların değerlendirilmesi, gıda güvenliği- karşılaşılabilecek ana zorluklar nelerdir diye sorduğumuzda iklim değişikliği ve aşırı hava olayları, su kıtlığı ve su kaynağı sorunları, verim kaybı ve kalite düşüşü, planlama ve ürün deseni ile ilgili sorunlar, ekonomik kayıplar, maliyet artışı ve tarımdan uzaklaşma, hastalıklar, zararlılar ve biyolojik sorunlar, hayvansal üretimdeki zorluklar olarak toparlandı buradaki temel riskler. Tarım sektöründe bu zorluklardan en çok etkilenen ve etkilenecek olan alanlar ise bitkisel üretim alanları, hayvansal üretim alanları, genel tarım ve iklim bölgeleri, su kaynakları ve suya bağımlı alanlar, doğal alanlar ve biyoçeşitlilik ile sosyal ve ekonomik alanlar öne çıkıyor.
İklim dengesizliği ve aşırı sıcaklıklar, tarımsal üretimdeki temel zorluklardır. Kuraklık, su kıtlığı ve yanlış su kullanımı, en önemli çevresel ve tarımsal sorunlardır. Türkiye’de özellikle Güneydoğu, İç Anadolu, Akdeniz ve Ege kuraklıktan, Karadeniz ise aşırı yağışlardan etkilenecektir. Sürdürülebilir tarım için etkin su yönetimi ve genetik kaynakların korunması şarttır. Kuraklığa dayanıklı çeşitler, yerel tohum bankaları ve polikültür tarım yaygınlaştırılmalıdır. Dijital tarım, akıllı sistemler ve topraksız tarım gibi modern teknolojiler kullanılmalıdır. Tarımsal sigortalar yaygınlaştırılmalı ve tüm bitkisel üretim sigorta kapsamına alınmalıdır. Küçükbaş ve kanatlı hayvancılık teşvik edilmelidir ve sürümsüz tarım yaygınlaştırılmalıdır. Meteoroloji ile Tarım Bakanlığı koordinasyonu artırılarak çiftçiler erken uyarı sistemlerinden faydalanmalıdır. Hızlı hasar tespiti, veri analizi ve zirai donla mücadele eğitimleri ile entegre bir yaklaşım benimsenmelidir.”
“En büyük sorunlar, poliçelerin dar kapsamlılığı, yüksek fiyatlar ve çiftçilerin bilgi eksikliği”
Başkan Korkmaz, Sürdürülebilir Tarımsal Üretim İçin Türkiye’de Tarımsal Sigortaların Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı’ndan çıkan sonuçlara ilişkin de şöyle konuştu:
“TARSİM, kamu ve özel sektörü birleştiren, tarımı destekleyen önemli bir sistemdir. En büyük sorunlar, poliçelerin dar kapsamlılığı, yüksek fiyatlar ve çiftçilerin bilgi eksikliğidir. Eksper sayısının yetersizliği hasar tespitindeki gecikmeler önemli şikayetler arasındadır. Devletin prim desteği ve finansal güvence sağlaması, TARSİM’in en güçlü yanlarıdır. TARSİM poliçelerini düşük yaptırma oranının ana nedeni, çiftçilerdeki bilgi ve güven eksikliğidir. Bir kısmı zorunlu, bir kısmı da ihtiyari olmak üzere ÇKS kaydı ve TARSİM sigortasının zorunlu tutulması gerekliliği bildirilmiştir. Tarımsal üretim ve gıda üretiminin sürdürülebilirliği ve istikrarını temin etmek için tarımsal sigortalar ile bütünleşik ya da bağımsız bir yapı olarak Sürdürülebilir Tarım ve Gıda İstikrar Fonu kurulması önerilmiştir. Çayımızı yudumlarken, kahvaltıda peynir, zeytin, domates, yumurta yerken bu sadece çay üreticisinin meselesi olamaz. Bu çayı ben de içiyorsam, gıdayı ben de tüketiyorsam kırsalda tarımsal üretim yapanın sorunu tüm toplumun sorunu olur. Gıda ve tarımsal üretim meselesinin sigortadan daha bağımsız, istikrarı sağlayacak bir fon mantığının içerisinde bir mekanizmayı oluşturacak güçlü bir yapı olmalı. Fonun da bir gelir kurgusunun olması lazım. Bu geliri sadece üreticilerin ya da devletin kamusal desteğiyle değil, bütün toplumun bu riske katılacağı bir mekanizmayla, konunun vergi boyutunun olacağı mesele ile kurmak gerekiyor. Tüm çiftçilerin ÇKS’ye zorunlu kaydı, izlenebilirliği artıracaktır. TARSİM’in gelir sigortalarına dönüşmesi ve tüm tarımsal riskleri kapsaması hedeflenmektedir.”
“Toplamdaki destekleme miktarı 46.5 milyar TL”
Korkmaz, zirai don felaketinin ardından zarar gören çiftçiye TARSİM ve ÇKS tarafından yapılan ödemelere ilişkin şu bilgileri verdi:
“TARSİM şu ana kadar toplam 18 milyar 674 milyon TL tutarında tespitlerini yapıp hasarlarını ödeyeceği rakam. 4 milyar 347 milyon TL de muallakta olan bir ödeme var. Özellikle elma, armut, ceviz, ayva ve antep fıstığının hasat takvimine bağlı bu ödemeler. Bu ödeme süreci aktif olarak devam ediyor. Kararnamede belirlenen şartlar dahilinde üreticilere TARSİM kapsamı dışında kalan ÇKS kaydı olan çiftçilerle ilgili süreçte 6 milyon 482 bin dekarlık bir alanda toplam üreticilere 23.5 milyar TL ödemeler bu hafta itibarıyla başladı. Şu ana kadar 13.5 milyar lirası hak sahiplerine geçti. Bu hafta içerisinde bitirileceği tahmin ediliyor. Toplamdaki destekleme miktarı 46.5 milyar TL. Trabzon hurması ve Isparta gülü konusunda özellikle talebimiz oldu. Bakanlık bu ürünlerle ilgili ilave destek verileceğine ilişkin bir çalışma olacağını belirtti. Milli güvenlik meselesi olarak gördüğümüz tarım artık stratejik ifadesinin altını tamamen dolduracak.”