Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Fatih Karahan’dan ‘yastık altı altın’ açıklaması: Benim yaptığım konuşma hiçbir şekilde vatandaşlarımızı enflasyondan sorumlu tutmuyordu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, ‘yastık altı altın’ sözlerinin sosyal medyada yanlış aktarıldığını dile getirerek, “Normalde gelişmekte olan ülkelerde doların değer kaybetmesi demek, hem büyümenin güçlenmesi hem de enflasyonun düşmesi demektir. Fakat bu dönemdeki hareketin Türkiye ekonomisi için farklı etkileri olabileceğinden bahsettim. Çeşitli analizlerimiz sonucu, yastık altı altın stokunun 400-500 milyar dolar aralığında olduğunu işaret ediyor. Son bir yıldaki fiyat artışını düşündüğümüzde ülkemizde bunun varlık etkisi 100 milyar doları geçiyor. Altın fiyatlarındaki artış da bu varlık etkisi kanalıyla tüketim talebini destekliyor. Benim yaptığım konuşma hiçbir şekilde vatandaşlarımızı enflasyondan sorumlu tutmuyordu. Bilakis, fiyat istikrarının yastık altı altın talebini azaltacak en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade ediyordu” dedi. 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, 'yastık altı

(TBMM) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, ‘yastık altı altın’ sözlerinin sosyal medyada yanlış aktarıldığını dile getirerek, “Normalde gelişmekte olan ülkelerde doların değer kaybetmesi demek, hem büyümenin güçlenmesi hem de enflasyonun düşmesi demektir. Fakat bu dönemdeki hareketin Türkiye ekonomisi için farklı etkileri olabileceğinden bahsettim. Çeşitli analizlerimiz sonucu, yastık altı altın stoğunun 400-500 milyar dolar aralığında olduğunu işaret ediyor. Son bir yıldaki fiyat artışını düşündüğümüzde ülkemizde bunun varlık etkisi 100 milyar doları geçiyor. Altın fiyatlarındaki artış da bu varlık etkisi kanalıyla tüketim talebini destekliyor. Benim yaptığım konuşma hiçbir şekilde vatandaşlarımızı enflasyondan sorumlu tutmuyordu. Bilakis, fiyat istikrarının yastık altı altın talebini azaltacak en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade ediyordu” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş, başkanlığında toplandı. TCMB Başkanı Fatih Karahan, komisyonda Merkez Bankası’nın faaliyetlerine ilişkin küresel ekonomi ve ticaret politikaları, finansal piyasalar, iktisadi faaliyetleri hakkında sunum yaparken enflasyon ve döviz rezervlerine ilişkin bilgi verdi. Karahan’ın sunumunun ardından komisyon üyesi milletvekilleri, görüş ve önerilerini paylaşarak Karahan’a sorular yöneltti.

Enflasyon politikalarına ilişkin sorulara yanıt veren Karahan, “Enflasyonun düşüşünün sürdürülebilmesi için, önümüzdeki süreçte talebin dezenflasyon seviyesinde kalması oldukça önemli. Son dönemdeki veriler, talebin dezenflasyon süreciyle uyumlu olduğunu gösteriyor” dedi. Karahan, şöyle devam etti:

“Enflasyon beklentilerine baktığımızda iyileşme gözlüyoruz. Ancak hem talep hem de beklentiler açısından dezenflasyon süreci için hâlâ risk teşkil ettiklerini söylemek lazım. Sıkı para politikası duruşundaki kararlılık, etkin iletişim ve ara hedeflere bağlılık, enflasyondaki düşüşün devamını sağlayacak. Biz enflasyonla mücadeleyi bir maratona benzetiyoruz.

Maraton koşarken hızınızda yol koşullarına göre farklılıklar olabilir. Dezenflasyon sürecinde de çeşitli sebeplerle bazen hızlandığımız gibi bazen de yavaşlayabiliriz. Önemli olan hedefe doğru kararlılıkla ilerlemeye devam etmektir. Atacağımız adımlarla enflasyonun ara hedeflerimize uyumlu olarak düşmesini sağlayacağız. Çünkü biliyoruz ki fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyümenin ve toplumsal refah artışının ön koşuludur.”

“Analizlerimiz, yastık altı altın stoğunun 400-500 milyar dolar aralığında olduğunu işaret ediyor”

Karahan, geçtiğimiz hafta Hollanda’da katıldığı Küresel Makrofinansal İstikrar konulu bir panelde ‘yastık altı altın’ sözlerinin sosyal medyada yanlış aktarıldığını belirtti. Karahan, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Bu konuşmada doların değişen rolüne, dolardaki son dönemde ortaya çıkan değer kaybına, bunun sonucu oluşan dünyadaki altın talebine ve bunun sebep olduğu altın fiyatlarındaki artışa vurgu yaptık. Dolardaki düşüşün gelişmekte olan ülkeler için normalde pozitif arz şoku olduğunu, enflasyonu düşürürken büyümeyi güçlendirdiğini vurguladık.

Normalde gelişmekte olan ülkelerde doların değer kaybetmesi demek, hem büyümenin güçlenmesi hem de enflasyonun düşmesi demektir. Fakat bu dönemdeki hareketin Türkiye ekonomisi için farklı etkileri olabileceğinden bahsettim. Çünkü ülkemizde ciddi anlamda bir yastık altı altın stoğu olduğu tahmin ediliyor. Bizim tahminlerimiz, çeşitli analizlerimiz sonucu, yastık altı altın stoğunun 400-500 milyar dolar aralığında olduğunu işaret ediyor.

Şimdi bu kadar ciddi bir altın stoğu olduğunda, son bir yıldaki fiyat artışını düşündüğümüzde ülkemizde bunun varlık etkisi 100 milyar doları geçiyor. Altın fiyatlarındaki artış da bu varlık etkisi kanalıyla tüketim talebini destekliyor. Benim yaptığım konuşma hiçbir şekilde vatandaşlarımızı enflasyondan sorumlu tutmuyordu. Bilakis tam tersine, fiyat istikrarının yastık altı altın talebini azaltacak en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade ediyordu.”

“Carry trade getirisinde gelişmekte olan ülkelerde üst sıralarda değiliz”

Kur Korumalı Mevduat (KKM) bakiyesine ilişkin soruları yanıtlayan Karahan, “Her sene faaliyet raporunda bir önceki yılın KKM ile ilgili giderlerini açıklıyoruz. Bu raporlara baktığınızda zaten göreceksiniz. 2023 yılında 833 milyar liralık ödeme yapılmış. 2024 yılında 240 milyar lira. Bildiğiniz gibi bu sene zaten bakiye çok daha düşük bir seviyeye geldi ve mart ayındaki hareketlilik olmasa belki de maliyet olmayacaktı. O hareket sebebiyle bir miktar ödeme olması söz konusu. İlk 9 aya baktığımızda KKM ödemeleri şu anda bu sene içinde 43 milyar lira. Ama tabii bunlar kesinleşen rakamlar değil” dedi.

Carry trade işlemlerin KKM’ye etkisinin komisyonda gündeme gelmesinin ardından konuya ilişkin sorulara Karahan, “Bir kere carry trade işlemlerinde piyasa riski alınıyor. Kesinlikle bir kur garantisi söz konusu değil. Dönem dönem de zaten bu sene de gördük, kurda bir oynaklık olması söz konusu olabiliyor. Buraya gelen yatırımcı da bu riski alarak geliyor ve kurda hareket olması durumunda da zarar edebiliyor. Yıl başından bu yana baktığımızda carry trade getirisinde gelişmekte olan ülkelerde üst sıralarda değiliz. Bizden daha yüksek getirisi olan birçok ülke var” yanıtını verdi.

“Enflasyon görünümünde bir bozulma olmaması için o dönem o adımları atmak zorundaydık”

Karahan, Mart ayı ve sonrasında gelişen rezerv satışlarına ilişkin, “Son dönem rezerv yönetimiyle ilgili, özellikle mart ayı ve sonrasındaki rezerv satışlarıyla ilgili sorular olmuştu. Bildiğiniz gibi daha önceden açıkladığımız gibi, aşırı oynaklık gözlenen piyasa koşullarında döviz piyasasında arz-talep dengesinin sağlanması amacıyla gerekli döviz likiditesini sağlıyoruz. Yurt içi ve yurt dışı gelişmelerin etkisiyle Mart ve Nisan aylarına baktığımızda, Mart ayında 171 milyar dolardan büyük rezervler 2 Mayıs tarihinde 139 milyar dolara gerilemişti. Sonra tekrar artış eğilimine girdi ve 26 Eylül itibarıyla 183 milyar dolar seviyesinde. Enflasyon görünümünde bir bozulma olmaması için o dönem o adımları atmak zorundaydık” dedi.