(TBMM) – CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM Başkanlığı’na sunulan ve yarın komisyonda görüşülecek zeytinliklerin kesilebilmesinin de önünü açacak kanun teklifine ilişkin, “Bunun adı zeytin kıyım yasasıdır. Biz AKP’yi tanıyoruz. 2022’de getirdikleri yasanın aynısı, Türkiye ayağa kalkmıştı ve teklifi geri çekmek zorunda kaldılar. Ama unutmuyorlar çünkü söz vermişler. Kime? Kömür çıkaranlara, medencilere, onların sahiplerine, taşeronlarına söz vermişler” dedi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise, “Burada yapılan bir doğa katliamıdır, insanlık katliamıdır. Bu kanun teklifinin komisyondan bir an önce geri çekilmesi lazım” ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu’nda grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu şunları söyledi:
“İkinci çeyrekte kamu emekçilerimizin vergi dilimleri yüzde 27’lik sınıra girdi. Yani 40-45 bin lira net ücret aldıklarını varsayarsanız ellerine geçen para adeta kuşa döndü, 20-25 bin liralara kadar düştü. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki parası olana para kazandıran, yüzde 50 faiz veren bir ülkede emekçiye enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda ufacık bir zam öngören acımasız bir iktidarla karşı karşıyayız. Biz 2025 yılı için 28 bin lira asgari ücret önerisinde bulunmuştuk ve demiştik ki; eğer yüzde 21 açıklanan enflasyon oranında bir sapma olursa temmuz ayında güncelleme yapalım. Bugün itibarıyla bırakın yüzde 21’i, açıklanan rakamlarla yüzde 29 ilan edildi. Yani hesaplananın neredeyse yarısından fazla bir artış oldu. ‘Asgari ücret enflasyonu artırır’ deniliyor. Gelin külahımıza anlatın bunu. Bu yaklaşım kaçmak için kullanılan bir argümandır. Biz bugün 29 bin 850 liralık bir ücretin doğru bir ücret olacağını, en düşük emekli maaşının da buraya oturtulması gerektiğini ve yılda da iki defa güncellenme yapılmasıyla emekçinin hakkının verilebilececğini söylüyoruz.”
“Hastanın haklarına saygı duymayan uygulamayı geri çekmek zorundalar”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Sağlık Bakanlığının, sağlıkçıların, hekimlerin emeğini, hakkını, onurunu hiçe sayan; aklı, danışmayı, bilimi göz önüne almayan uygulamaları devam ediyor. Dünden itibaren polikliniklerine giren hekimler hastalarına bakarken, tetkik isterken bunu büyük oranda yapamadıklarını farkettiler. ‘Acaba sistemde mi bir sorun var?’ denilirken aslında sistemde bir sorun olmadığını ve Sağlık Bakanlığının akılcı test uygulaması adı altında hekimlerin test istemelerini sınırlandırdığını öğrendiler. Buna göre uzmanlık alanına göre her hekimin isteyebileceği tetkikler söz konusu. Ama bunu yaparken bilimi dışlayan bir anlayışla çalışmışlar. Uzmanlık dernekleriyle, üniversitelerle ortak çalışmamışlar, kafalarına göre bir şey yapmışlar. Amaç giderleri düşürmek. Çünkü parayı yandaşa oluk oluk akıtacaklar ama hastanın en temel laboratuvar testlerine sıra geldiğinde orada sınırlama yapacaklar. İsrafı önleyeceğiz diye hastanın haklarına saygı duymayan, bilimsel sağlık hizmeti verilmesinin önüne geçen her türlü uygulamayı geri çekmek zorundalar.”
“Sizin makyajlı TÜİK enflasyonunuz bile yüzde 39”
Emir, yarın komisyonda görüşülecek olan ve maden alanları için zeytinliklerin kesilmesinin önünü açacak olan yasa teklifine ilişkin ise şunları söyledi:
“Bunun adı zeytin kıyım yasasıdır. Biz AKP’yi tanıyoruz. 2022’de getirdikleri yasanın aynısı, Türkiye ayağa kalkmıştı ve oteklifi geri çekmek zorunda kaldılar. Ama unutmuyorlar çünkü söz vermişler. Kime? Kömür çıkaranlara, medencilere, onların sahiplerine, taşeronlarına söz vermişler. Bu zeytin kıyım yasası çok olağanüstü haklar getiriyor. ÇED raporunun gerekliliğini ortadan kaldırıyor, gerektiğinde kamulaştırmasız el atma hakkı veriyor ve bunlar üzerinden de kömür üretiminin arttırılması hedefleniyor. Hani geri çekmek zorunda kaldığınız iklim yasasına göre kömürden kademeli çıkış yapacaktınız? Bunu yapmak yerine daha çok kömür çıkartalım, o arazide zeytin varsa yok edelim…”
Emir, asgari ücrete ara zamma ilişkin ise, “Cumhurbaşkanı grup toplantısının çıkışında Türkiye’nin en önemli sorusunu yine cevaplamadan azarladı. Asgari ücrete zam var mı yok mu? Aç insanlar, işçiler, yok sayılanlar, aç kalmasından rahatsız olunmayan milyonlar bu sorunun yanıtını bekliyor. Cevap ne? Böyle bir çalışmamız yok. Siz seçimden önce yılda dört defa zam yapacağız demediniz mi? Sizin makyajlı TÜİK enflasyonunuz bile yüzde 39. Gerçek enflasyon yüzde 80’lere gelmiş. Bunu kabul etmiyoruz. Milyonların midesinden gelen açlık gurultusuna kulaklarınızı tıkayamayacaksınız. Biz işçimizin, asgari ücretlinin, emekçinin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
“Risk hem bölge için hem ülkemiz için çok yükseliyor”
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise şu ifadeleri kullandı:
“Savaş giderek artıyor buna engel olmanın yollarını aramak zorundayız. Risk hem bölge için hem ülkemiz için çok yükseliyor. Demek ki bizim kırılganlıklarımız var. Demek ki sorunlarımız var ve bu sorunları çözemediğimiz için böyle risklerle karşı karşıyayız. O zaman acele etmeliyiz. O zaman bu riskleri ortadan kaldıracak hamleler konusunda geç kalmamalıyız. Bunun yolu toplumsal barıştır. Hem barışı hem de toplumsak barışı sağlayacak hamlelerin zamanı gelmiştir artık geç kalmamak gerekiyor. Buradan sürekli bu çağrıyı yapıyoruz.
Yarın görüşülecek kanun teklifinin içinde neler var; çevre kanunu, maden kanunu, mera kanununu, yenilenebilir enerji kaynakaları kanunu… Yani yeşil dönüşümü görüşecekler. Yeşil dönüşüm dedikleri şu; zeytinleri imha etme dönüşümü, zeytinlikleri katletme dönüşümü. Ne için? Kara enerji için, kömür için. Burada yapılan bir doğa katliamıdır, insanlık katliamıdır. Bu kanun teklifinin komisyondan bir an önce geri çekilmesi lazım.”