Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TBMM Genel Kurulu… CHP’li Demir: “Kiraların asgari ücretin iki katı olması sürdürülebilir bir durum değil”

CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, “Asgari ücretin 22 bin lira olduğu bir ülkede kiraların asgari ücretin 2 katı olması sürdürülebilir bir durum değildir. İşçi, memur, emekli ne yapacak? 15 bin lira emekli maaşı alan vatandaş çadırda mı kalacak? Günümüzde alt gelir grupları barınma hakkına erişim için zaten büyük zorluklarla karşılaşırken orta sınıf da hızla bu imkânı kaybetmeye başlamıştır” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, "Asgari ücretin 22 bin lira

(TBMM) – CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, “Asgari ücretin 22 bin lira olduğu bir ülkede kiraların asgari ücretin 2 katı olması sürdürülebilir bir durum değildir. İşçi, memur, emekli ne yapacak? 15 bin lira emekli maaşı alan vatandaş çadırda mı kalacak? Günümüzde alt gelir grupları barınma hakkına erişim için zaten büyük zorluklarla karşılaşırken orta sınıf da hızla bu imkânı kaybetmeye başlamıştır” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak Ankara’daki kira fiyatlarında yaşanan artışı gündeme taşıdı. Demir, şu ifadelere yer verdi:

“En temel insan haklarından biridir konut ve barınma hakkı, anayasal bir hak yani anayasayla sağlanmış hak. Fakat gerçekler apayrı, özellikle pandemi krizinden sonra Ankara yoğun göç alan kentlerin başında geliyor. Yoğun göç nedeniyle artan barınma talebi fiyatlara da doğal olarak yansıdı. Artık gelinen noktada başını sokabilmek için ev almak vatandaş için hayal oldu, kira fiyatları ise el yakıyor. Çıkıp hemen yanı başımızda, Ayrancı’da, Dikmen’de konut ve kira fiyatlarına bakın; 30 bin liradan, 35 bin liradan aşağı tabiri caizse eli yüzü temiz bir daire bulabilmek neredeyse imkânsız hâle gelmiştir. Asgari ücretin 22 bin lira olduğu bir ülkede kiraların asgari ücretin 2 katı olması sürdürülebilir bir durum değildir. İşçi, memur, emekli ne yapacak? 15 bin lira emekli maaşı alan vatandaş çadırda mı kalacak? Günümüzde alt gelir grupları barınma hakkına erişim için zaten büyük zorluklarla karşılaşırken orta sınıf da hızla bu imkânı kaybetmeye başlamıştır. Konut piyasasının yatırım aracı olarak görülmesi, yüksek gelirli kesimlere servetini koruma ve arttırma alanı yaratırken dar ve orta gelirli hanelerin bu piyasanın dışında kalmasına neden olmaktadır. Bu durum, mülkiyetin yalnızca ekonomik bir mesele olmaktan çıktığı, toplumsal dengeyi de bozduğunu ortaya koymaktadır.

“Türkiye, barınamadığı için eğitimden vazgeçen gençlerin ülkesi olmamalıdır”

Barınma krizinden en çok etkilenecek kesimlerden biri de üniversite öğrencileri. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yüzlerce öğrenci bizlere ulaşarak çaresizliklerini ifade etti. Öğrenciler için şu anda barınma krizi eğitim hakkının önündeki en büyük engellerden biri. KYK yurtları kontenjan olarak yetersiz kalırken özel yurt fiyatları da aylık 20-25 bin TL’ye ulaştı. Bu durum, özellikle Anadolu’dan gelen öğrencileri eğitim hakkıyla geçim kaygısı arasında sıkıştırıyor. Üniversitelerde her yıl yeni bölümler açılırken üniversitelilerin yaşayabileceği uygun fiyatlı konut sayısı artmıyor. Bu nedenle birçok genç şehir merkezinden uzak, ulaşım maliyeti yüksek bölgelerde çoğu zaman kötü koşullarda yaşamaya mecbur kalıyor. Bazı öğrenciler yüksek kira nedeniyle kayıtlarını dondurmak zorunda kalıyor.

Türkiye, barınamadığı için eğitimden vazgeçen gençlerin, çocuğunu okutamadığı için anne babaların başlarının öne eğildiği bir ülke olmamalıdır. Sosyal konut projeleri bir lütuf değil, devletin anayasal bir yükümlülüğüdür. Halkın alım gücünün çok üzerinde ödeme planları, yüksek peşinatlar ve uzun vadeli borç yükleriyle bu projeler gerçekten ihtiyacı olan kesimleri dışarıda bırakmamalıdır. Ayrıca, konutların sadece inşa edilmesi değil; ulaşım, sağlık, eğitim ve istihdam olanaklarıyla birlikte planlanması da zorunludur. Aksi hâlde, şehirlerin çeperlerinde beton yığınları yükselir ama insanlar hâlâ evsiz kalır.”